Özbekistan’da işkencede ölüm olayları artıyor -4

 

Sonuç

İşkence hiç bir zaman ve hiç bir yerde kabul edilemez, normalleştirilemez bir insanlık suçudur.

Güvenlik teşkilatlarının geçmiş dönemlerde, “zorunlu bir yöntem” olarak gördükleri işkence, suçlunun itirafta bulunmasını kolaylaştırabilir. Ama gerçekliğin üzerini ebedî olarak örter.

İşkence ve kötü yönetimle mücadele etmek, bir ülkeyi karalamak değil, belki en büyük iyiliktir.

Özbekistan’da işkence ve ölüm olaylarını ele aldığımız yazı dizisinde örnek olaylara, medyada bunlara gösterilen tepkilere, resmi yetkililerin açıklamalarına ve devletin ‘işkenceyle mücadelesi’ konularına yer verdik. 2016 öncesine (Kerimov dönemine) göre olaylarda bir miktar azalma olduğunu söylemekle birlikte, işkence olgusunun günümüzde de hız kesmeden devam ettiği görülmekte. Yetkililer “bununla dünyanın her yerinde karşılaşılabileceğini” söylemekle, işkencenin normalleşmesini ve kabullenilmesi gerektiğini kasdetmiyor umarız. Evet, kendine “medeni” diyen ülkelerde de korkunç işkence vak’aları oluyor. ABD’nin Guantanamo’da ve ülke içinde müslümanlara reva gördüğü işkenceler, Ömer Abdurrahman‘a  veya şu anda Afiye  Sıddıki‘ye yapılanlar asla affedilmeyecek zulümler. Almanya ve İtalya’nın bazı komünist militanları cezaevinde infaz ederek örgütlerini nasıl yok ettiği unutulmamalı. İşkence hiç bir zaman ve hiç bir yerde kabul edilemez, normalleştirilemez bir insanlık suçudur.

Güvenlik teşkilatlarının geçmiş dönemlerde, suçla ve suçlularla mücadelede “zorunlu bir yöntem” olarak gördükleri işkence, belki suçlunun itirafta bulunmasını kolaylaştırabilir. Ama iyi bilinmeli ki gerçekliğin üzerini ebedî olarak örter. Suçun kim tarafından işlendiğini veya bir suçun var olup olmadığını hiç bir zaman öğrenemeyiz. Nitekim, burada yer verdiğimiz, sadece son 1 yılda meydana çıkmış 10’dan fazla işkencede ölüm olayında, şüphelilerin hemen hepsi uyuşturucu, hırsızlık gibi olaylarla suçlanmış. Bazı sosyal medya aktivistleri, bloggerlar da dolandırıcılık, gasp gibi adi suçlardan yargılanmış, bazıları bunlardan hüküm giymiş. İşkence ve zorbalığın olmadığı adil bir yargılama yapılabilseydi bunlara inanabilirdik. Şimdi ise kolluk kuvvetleri tarafından bu kişilere muhtelif sebeplerle iftira atılmış olma ihtimali ile, ifadelerin zorla alındığı, delillerin uydurulduğu iddiaları hep devam edecek, yapılan yargılamaya ve sonuçlarına kimse inanmayacaktır. Adalete inancın olmadığı bir ülkede, hiç bir politika, hiç bir uygulama toplum tarafından benimsenemez. Toplumsal barış ve gelişme sağlanamaz.

Özbekistan’da işkence vak’alarının durdurulamamasında, sorumlulara verilen cezaların caydırıcı olmaması önemli bir etken. Bir çok olayda işkenceciler suçsuz bulunarak serbest bırakılırken, verilen cezalarda da da kısa süreli hapis ve işten çıkartmakla yetinildiği görülmekte. Bu örnekler, yönetimin işkenceyle mücadelede samimi olmadığını düşündürüyor.

İşkence ve kötü yönetimle mücadele etmek, bir ülkeyi karalamak değil, belki yapılacak en büyük iyiliktir. Özbekistan halkı, Türkistan tarihindeki itibarlı yeri, istiklal ve azadlık mücadelesindeki fedakarlıkları ile, bugün temiz bir toplum olmayı adil bir şekilde yönetilmeyi fazlasıyla hak ediyor.

Burhan Kavuncu (Türkistander Başkanı) 

  ….

Nukus olaylarında hukuka aykırı eylemde bulunan İçişleri Bakanlığı görevlileri cezalandırıldı

2022 yılı 1-2 Temmuz’da Karakalpakistan Özerk Cumhuriyeti’nde gösterilerin kanlı bir şekilde bastırıldığı olaylarda 18 kişi ölmüş, 200’den fazla kişi yaralanmıştı 

5 ağustos 2023 tarihli Kun.uz haberi

   Qaraqalpakistan nümayişleri

Üç görevliye İçişleri organlarında çalışma hakkından mahrum bırakma ve hapis cezası verildi.

Karakalpakistan Özerk Cumhuriyeti’nde 2022 yılının Temmuz ayında meydana gelen toplumsal karışıklıkların bastırılmasında  yasa dışı eylemlerde bulunan Özbekistan Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı’nda çalışan görevlilere cezai sorumluluk öngörüldü. Bu konuda Yüksek Mahkeme açıklama yaptı:

Kogon Şehir Ceza Mahkemesi’nin 4 Ağustos  2023 tarihli kararıyla 1996 doğumlu T. A. ve 1985 doğumlu X. S. Ceza Kanununun 235. maddesi (işkence yapmak ve diğer zalimane, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele ve ceza biçimlerinin kullanmak), 3. fıkrada belirtilen suçu işlemekten suçlu bulunarak, her birini 2 yıl müddetle İçişleri organlarında çalışma hakkından mahrumiyetle bırakma ve 7 yıl azadlıktan mahrum bırakılma cezası verilmiştir.

Ayrıca, 1979 doğumlu J. M., Ceza Kanunu’nun 117. madde (tehlikeye sokma) 2. kısmı ve 238. madde (yalancı şahitlik) 1. kısımda belirlenen suçları işlemekten suçlu bulunarak, 1 yıl müddetle İçişleri organlarında çalışma hakkından mahrumiyetle 3 yıl azadlıktan mahrum bırakılma cezası verildi.

İlk derece mahkemesinin bu kararından razı olmayan tarafların, kanunla belirlenen usule uygun olarak Buhara Bölge Mahkemesine temyiz etme hakkına sahip olduğu kaydedildi.

2022 yılının 1-2 Temmuz günleri Karakalpakistan Özerk Cumhuriyeti’nin merkezi Nukus’ta karışıklıklar meydana gelmişti. Milli Gvardiya (Milli muhafız birliği)  görevlileri ile çatışmalarda 200’den fazla kişi yaralanmış, 18 kişi ölmüştü.

Kun.uz haberlerine göre Yüksek Mahkeme 5.06.2023‘te 14 kişinin cezasını hafifleştirilerek tutuklu bulunan 8’ini ve 12 Haziran 2023‘te de 21 kişini cezasını hafifleştirip 5’ini serbest bırakmıştı. Yani toplam 35 kişinin cezaları indirildi ve tutuklu bulunan 13 kişi serbest bırakıldı. Nukus’taki gösterileri organize ettiği iddia edilen Devletmurat Tajimuratov’un itirazları ise kabul edilmedi ve mahkeme kararının ilgili kısmı değiştirilmedi.

   ….

Blog yazarı Nefaset Allahşükürova 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı

(Gazeta.uz haberi)

Nafosat Ollashukurova.  Özbekistanlı blogger Şebnem (Nafosat) Ollashukurova

6 Eylül 2023
Mahkeme, blog yazarı Şebnem (Nafosat) Ollashukurova’yı iftira ve hakaretle ilgili kanun maddelerine göre 3 yıl hapis cezasına çarptırdı. Harezm bölgesinden ayrılması, iletişim araçlarını ve interneti kullanması yasaklandı.

Özbekistan Yüksek Mahkemesi basın servisinin “Gazeta.uz”a verdiği bilgiye göre, Harezm vilayeti Xonka ilçesi Ceza Mahkemesi, 25 Ağustos’ta yapılan duruşmada blog yazarı Şebnam (Nafosat) Ollashukurova’yı  üç yıl azadlığını sınırlama cezasına çarptırdı.

2019 sonbaharında Ollashukurova, gazeteci Mahmud Rajapov ve akrabalarının Harezm’den Taşkent’e yürüme kampanyasını takip ettiği için tutuklanmıştı. Daha sonra İdari Sorumluluk Kanunu’nun çeşitli maddeleri gereği 10 gün gözaltında tutuldu. İdari gözaltı sırasında açlık grevine başlamasının ardından Harezm vilayeti akıl ve sinir hastalıkları dispanserine yatırıldı.

Aynı yılın Aralık ayı sonunda serbest bırakıldı. Kendini güvende hissetmediğini söyleyerek ülkeyi terk etti. Ollaşukurova’nın Facebook sayfasında yer alan bilgiye göre bir süre Türkiye’de yaşadı.

Mahkeme kararında da belirtildiği gibi bu yıl 14 Mart’ta Harezm vilayeti Boğat ilçesinde tutuklandı ve 16 Mart’tan bu yana ev hapsinde tutuluyor.

Ocak ayında aktivist, “Şabnam TV” adlı YouTube kanalında, Jizzakh vilayetinde 6 yaşındaki bir kız çocuğuna üvey babası tarafından cinsel, fiziksel ve zihinsel şiddet uygulanma olasılığına ilişkin bir video yayınladı ve kolluk kuvvetlerine olayı soruşturma çağrısında bulundu. Adli tıp incelemesi sonucuna göre kızın vücudunda herhangi bir darp izine rastlanmadı. Mahkeme kararında göre kızın ebeveynleri, Ollashukurova’nın ailenin itibarını zedelediğini belirtti.

Sanık suçunu kısmen kabul ederek, kızın anne ve babasının ev sahibi olan arkadaşından bilgi aldığını belirtti. Yayınladığı videoda anne ve babasının isim ve adreslerini belirtmediğini ve onları itibarsızlaştırmaya çalışmadığını ancak yetkililerden araştırma yapılmasını istediğini söyledi.

Nisan ayındaki başka bir videoda Nafosat Ollashukurova, Devlet Güvenlik Servisi’nin “gizli grubunu” blog yazarı Asal Khojayeva’yı (Asalhoney) öldürmekle suçladı. Haklarında ceza davası açılması halinde delil sunacağını söyledi. Mahkeme kararına göre, katilin başka bir şahıs olduğu tespit edildiğinden, kolluk kuvvetlerine yönelik bu bunlar “asılsız ve iftira niteliğinde” ifadelerdir.

Blog yazarı, Harezm vilayetinin Boğat ilçesinin içişleri departmanının kıdemli müfettişi V. B.’yi kasden adam öldürmekle suçladı. 11 Mart’ta, ona karşı iftira sebepli cezai soruşturmasını devam ettirmesi ve ev hapsinin süresinin uzatılması yönünde celp getirdiğinde onunla tartışmıştı. Mahkeme kararına göre Ollashukurova, görevliye hayasızca sözlerle hakaret etti ve iftira attı. Sanık, hamileliğin yol açtığı ruhi durum sebebiyle kendisine hakaret ettiğini söyledi.

Yargıç S. Hamrokulov, blogcuyu Ceza Kanunu’nun iftira ve hakaret hakkındaki iki maddesi uyarınca suçlu buldu ve 3 yıl müddetle azadlığı sınırlama cezasına çarptırdı. Buna göre saat 21:00’den 09:00’a kadar ikamet ettiği yerden (evden) ayrılması, halka açık ve diğer etkinliklere katılması, internet dahil iletişim araçlarını kullanması ve Harezm bölgesini terk etmesi yasaktır. Boğat ilçesi IIB denetimli serbestlik ekibinin izni olmada ikamet ve iş yerini değiştiremez.
Nafosat Ollashukurova’nın mahkeme kararına itiraz ettiği bildirildi

  ….

“Ölmemiş olmam bir mucize”

Tutuklu blog yazarı Abduqadir Mo’minov’un işkence gördüğü iddia edildi

(16 Ağustos 2023 –Ozodlik.org haberi)

                                                                                       İnsan hakları aktivistleri ve ağ kullanıcıları, Mominov’un tutuklanmasını Cumhurbaşkanı Mirziyoyev’in damatlarının işiyle ilişkilendiriyor.

Bu yıl 4 Ağustos’ta Özbekistan Ceza Kanunu’nun bir dizi maddesinden suçlu bulunarak 7 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan ünlü blog yazarı Abduqodir Mo’minov, soruşturma sırasında acımasızca işkenceye maruz kaldığını iddia etti. .

Mahkumun annesi Sabohat Abdullaeva Azodlik’e anlattı.

15 Ağustos’ta Taşkent şehrindeki 1 Nolu Soruşturma Gözaltı Merkezi’nde (Taşturma) oğlunu ziyaret eden Sabohat Abdullayeva, ilk olarak oğluna sağlık durumunu sordu, o  “Gördüğünüz gibi, ölmedim” diye cevap verdi.

Sabohat Abdullayeva‘ya göre, Abduqodir Mo’minov bu yılın 8 Şubat akşamı resmîlerin söylediği  gibi, usul tertiplerine göre gözaltına alınmadı, belki Taşkent’teki bir metan gazı dolum istasyonunda maske takan kişiler tarafından “elleri ve ayakları bağlanarak zorla bir arabaya bindirildi ve kaçırılarak götürüldü.”

Annesinin Abduqodir Mominov’un sözlerinden aktardığına göre, o, soruşturmanın ilk gününden itibaren Taşkent şehrinin İçişleri Baş Yönetimi IIBB’nin (emniyet Müdürlüğü) 3. katında bulunan 311 numaralı odada bir grup operasyon görevlisi tarafından kendisine işkence yapıldığını iddia ediyor.

“Oğlumu yerde süründürüp sol kaburgasına sürekli tekme attılar. Ayakkabılarının topuklarıyla cinsel organlarını bile tekmelediler. İşkence sonucu defalarca bilincini kaybetti, kendine getirip, yine vahşice işkence yaptılar” diyerek Abduqadir Mominov’un sözlerinden alıntılar yapıyor Sabohat Abdullayeva.

Annesinin Azodlik’e anlattığına göre, Abdukadir Mo’minov kendisine işkence yapan üç sorgu görevlisinin ismini söylemiş. Taşkent İBB’de kendisini sorgulayan O.K., ayrıca İçişleri Bakanlığı’nda çalıştığı söylenen “Aziz” ve “İbrahim” isimli operasyon görevlilerinin fiziki ve manevi baskıları sonucu avukat tutmayı reddetmeye mecbur kaldığını söyledi.

Annesinin söylediğine göre Abdukadir Mo’minov, işkence altında kendisinin yazmadığı ifadeleri imzalamaya zorlandığını iddia etti.

“Her türlü işkenceyi uyguladılar. Ölmemiş olmam bir mucize” diye aktarıyor Sabohat Abdullayeva oğlunun sözlerini.

Onun söylediğine göre Abduqadir Mo’minov soruşturma sırasında her gün 1’inci kattan 3’üncü kata kadar emeklemeye zorlandığını, sol kasığına sert tekme atıldığını, birkaç ay boyunca ayakta durmakta zorluk çektiğini söyledi. Böbreğinde hâlâ ağrı olduğunu, ancak doktorlara görünmesine izin verilmediğinden şikayet etmekte.

“Beni en çok etkileyen şey oğlumun ‘Anne, siz neden karar duruşmasına gelmediniz?’ demesi oldu”. Sabohat Abdullayeva devam ediyor: “Ancak ben mahkeme salonundaydım. Görünmez bir yerdeydim, bir kadın gazeteciye “lütfen yer değiştirelim, oğlumu görmem lazım” diye rica edip en öne oturdum. Oğluma ima-işaretlerle cesaret vermeye çalıştım. “Korkma, güçlü ol, sana yardım edeceğim, her şey yoluna girecek” diyen sözlerimi ima-işaretle anlatmaya çalıştım. Bana başını salladı, iyi olacak der gibi göz kırptı. Dün kendisine “beni görmedin mi?” diye sorduğumda düşünüp kaldı “Anne kanımı kontrol ettirmek lazım” dedi. Yemeğine ilaç katıldığını tahmin ediyor, ben de aynı kaygıyı taşıyorum” diyor Sabohat Abdullayeva.

Özbek yetkililer, Abduqadir Mo’minov’un işkence gördüğü iddialarına henüz yanıt vermedi. Bu yılın 22 Şubat günü Özbekistan Başsavcılığı basın sözcüsü Hayat Şemsutdinov, Mo’minov’un soruşturma sırasında işkence gördüğü yönündeki haberleri yalanlamıştı.

Başsavcılık temsilcisi Abduqadir Mo’minov’un işkence sonucu öldüğü yönündeki haberleri, “Bu haber doğru değil. A. Mominov hayatta ve iyi durumda” diye yalanladı.

Geçtiğimiz 4 Ağustos günü Taşkent Mirabad İlçe Mahkemesi, YouTube’da 247 bin abonesi bulunan “Kozgu” kanalının sahibi Abduqadir Mo’minov’u Özbekistan Ceza Kanunu’nun özel hayatın gizliliğinin ihlali, gasp, dolandırıcılık, ticaret veya hizmet kurallarının ihlali ve rüşvete katılım maddelerine göre 7 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı.
Mahkeme, hapis cezası dışında Abduqadir Mo’minov’u 3 yıl boyunca gazetecilik (blogerlik) faaliyeti yapma hakkından da mahrum etti.

Karar uyarınca ayrıca mağdurlar lehine maddi ve manevi tazminatın sanıktan tahsil edilmesi öngörülüyor. Mo’minov vakasında aralarında çok sayıda iş adamının da bulunduğu 14 kişinin mağdur olduğu tespit edildi ve toplam meblağın 903,4 milyon som olduğu tahmin edildi.
Aralık 2022’de Abduqadir Mo’minov, kimliği belirsiz kişilerin kendisine saldırdığını, arabasının camlarını kırdığını ve dövdüğünü söylemişti. Taşkent şehri IIBB, Özbekistan Ceza Kanunu’nun 164. maddesi (“Soygun”) kapsamında ceza davası açtığını ancak bunun sonucu hakkında kamuoyuna bilgi verilmediğini bildirdi.
Mo’minov bu yılın Şubat ayında, Ekim 2021’de gerçekleştiği iddia edilen dolandırıcılık ve gasp şüphesiyle tutuklanmıştı.

  ….

Saidov: “Biz işkenceyle mücadele ediyoruz ama, bilgisiz bir görevli Özbekistan’ı tüm dünyaya rezil ediyor”

Özbekistan’da soruşturma ve ceza kurumlarında yaşanan işkence ve ölüm vakalarına değinen Âli Meclis Yasama Meclisi Başkan Vekili Akmal Saidov, bununla tüm dünyada karşılaşılabildiğini söyledi.

İşkencede ölüm olaylarının durdurulamadığı Özbekistan’da, önemli haber sitelerinden Ku.uz, Akmal Saidov’la bir  söyleşi gerçekleştirdi. Söyleşiyi Özbek Türkçesinden Türkiye Türkçesine çevirerek yayınlıyoruz.

                                                                                          Özbekistan Âli Meclis Yasama Bölümü Başkan Vekili Akmal Saidov

Uluslararası ortaklık girişimlerinin “Yeni Özbekistan: Kalkınma, Yenilik ve Aydınlanma Haftası” etkinlikleri Taşkent’te devam ediyor. Bugünkü (6 Temmuz) programda Âli Meclis Yasama Meclisi Başkan Vekili Akmal Saidov da bir konuşma yaptı.

Etkinlikte İnsan Hakları Millî Merkezi Başkanı da Kun.uz muhabirinin Özbekistan’daki soruşturma ve ceza infaz kurumlarında meydana gelen işkence ve ölüm vakalarının neden azalmadığına ilişkin sorusuna da cevap verdi.

“Ortaya çıkan her olaydan haberim var. Biz zaten neyle meşgul olduğumuzu, ne yapacağımız hakkında daha önce de yazılı rapor sunduk. Genel olarak, işkence sorunu küresel bir sorundur. Dünyada hiç bir devlet yok ki, ceza infaz müesseselerinde işkence yaşanmasın. Her yerde karşılaşılır. Çünkü ben geçen yıl işkence konusunda BM’de Özbekistan’ın beşinci raporunu hazırladım.

Elbette 2015-16 öncesi dönemde de ben Özbekistan’da işkence konusuyla meşgul olmuştum. Siz şimdi sadece Böke ve Andijan’ı hatırladınız. Ben ise Andican’daki geçen yılki veya daha önce Kaşkadarya’daki durumları anlatacağım.

En dehşete düşüreni ise, Andican’daki olaylarda İçişlerindeki 3 görevlinin henüz 24 yaşında olmasıydı. İçişleri Akademisi’nden mezun olduktan sonra ikinci yıldır çalışmaktalar. Bunlar neden böyle bir şey yaptılar sorusu ortaya çıkıyor. Bu korkunç.

Sorduğunuz soruya %100 katılıyorum.
Burada sorunun içişleri sisteminde mi yoksa bireylerde mi olduğu, her durumda büyük bir sorun. Ama biz bunları mümkün olduğu kadar azaltmaya çalışıyoruz. Mesela Ceza Kanunu’nun 235’inci maddesini İşkenceye Karşı Sözleşme’nin birinci maddesine uyarladık. Daha önce bu tam olarak yansıtmıyordu. Bunu uluslararası uzmanlarla birlikte yaptık.

Kanuni esasını yani sorumluluğu güçlendirdik. Bizde 2016 yılına kadar işkence fiillerine ilişkin cezai sorumluluk yoktu. Ceza Kanunu’na özel bir madde ekledik ki, eğer çalışan bunu biliyorsa kendini sorumlu hisseder.

Ayrıca yöneticileri de işkence fiillerinde sorumlu tuttuk. Elbette işkence varsa bu sizin ve bizim çalışmalarımızdaki eksikliklerin olumsuz bir sonucudur. Bunun önünü almak gerek. Biz ne yaptık? İnsan hakları konusunda altı vilayette emniyet güçlerinden 350 görevliye eğitim verdik.

Bundan başka, ombudsman ve yabancı elçilik temsilcileri cezaevlerini ziyaret etmektedir. Mahpusların durumuyla ilgileniyorlar. Ayrıca mahkumların ombudsmana müracaatlarını iletebilmeleri için ayrı bir kutu oluşturuldu. Hapishanede onu kimse açamaz. Cezaevleri kolonisinin başkanı bile.

Elbette yasalar çıkarıyoruz. Lâkin işkence karşıtı standartları bilmeyen bir kişi, Özbekistan’ı tüm dünyaya rezil edebilir. Evet, daha önce bu vakaları kapatmak mümkündü ama artık sosyal ağlar gelişti ve internet aracılığıyla tüm dünya bunu hızla öğreniyor” dedi Akmal Saidov.

  ….

“Yükseliş Hareketi”, İçişleri Bakanlığı reformuna ilişkin derhal uygulamaya konulması gereken bir plan sundu

(Özbekistan’da devlet STK’sı niteliğindeki oluşumlardan “Yükseliş UmumMillî Hareketi” işkenceyi önlemek için bir program hazırladı. Dünyanın bir çok ülkesinde yürürlükte olan bu plan içeriğinin Özbekistan’da henüz uygulanmaması, durumun ne kadar vahim olduğunu gösteriyor. Qalampir.uz haberini sunuyoruz.)

image

“Yüksaliş” milli hareketi, Özbekistan’da son zamanlarda İç İşleri Bakanlığı sisteminde sıkça rastlanan işkence vakalarına son vermek ve sistemin halkçılığını temin etmek için acilen hayata geçirilmesi gereken 10 maddelik planı ilgililere takdim etti. Yükseliş Hareketi Basın Servisi’nin haberi.

“Yüksaliş” raporunda ilk olarak Özbekistan’da son yıllarda insan hak ve özgürlüklerinin sağlanması açısından yapılan olumlu değişiklikler sıralandı. Ayrıca sahadaki olumlu reformlara rağmen son dönemde yaşanan işkence vakalarının Özbekistan’ın mevcut millî ve uluslararası imajını olumsuz etkilememesi gerektiği vurgulandı.

Bu doğrultuda “Yüksaliş”, kamuoyunu eğilimlerine ve alanın uzman değerlendirmesine dayanarak, işkencenin sona erdirilmesi için acilen gerçekleştirilmesi gereken şu önlemleri teklif etti:

1. Her şeyden önce, son dönem meydana gelen işkence vakaları hakkında İçişleri Bakanlığı yönetimi  ayrıntılı bilgi vermeli ve sistemdeki işkencenin sona erdirilmesine yönelik özel planlarını kamuoyuna sunmalıdır;

2. Bundan böyle, her bir işkence ve diğer insan şeref ve haysiyetini aşağılayan diğer durumlar hakkında İçişleri Bakanlığı yönetimi tarafından, düzenli olarak  ve şahsen kamuoyuna bilgi verilmesi uygulamasına geçilmesi;

3. Suç işlediği şüphesiyle yakalanan kişinin haklarının basit bir dille anlatıldığını belirten bir belge alınması uygulamasının getirilmesi;

4. Suç işlediği şüphesiyle yakalanan kişinin savcıyla görüşme talebinin derhal yerine getirilmesi hakkının yasal olarak güçlendirilmesi;

5. Hapse (cezaevine) alınanların resmi olarak cezaevi olarak tanımlanan yerlerde tutulmasını, onların kaldığı yerler hakkındaki bilgilerin akrabalar, arkadaşlar ve kamu kuruluşları da dahil olmak üzere ilgili taraflara açık olmasını sağlamak amacıyla çevrimiçi bir veri tabanının oluşturulması;

6. Bir kişinin tutuklanmasında “Miranda qaidesi”nin uygulanmasına ilişkin eylemlerin istenen seviyede yerine getirilmemesi halinde sorumluluk öngören bir yasa tasarısının derhal parlamentoya sunulması;

7. Millî önleme mekanizması çerçevesinde, İçişleri kurumlarının geçici tutma merkezleri ve gözaltı yerlerine, kamu temsilcilerinin izleme ziyaretlerini düzenlemek ve bunun daimi olarak uygulanmasına yönelik bir mekanizma geliştirmek;

8. İçişleri organlarında işe alma, görevlilerin işe hazırlanması ve peryodik eğitimi sisteminin gözden geçirilmesi, özellikle ilgili yapılarda çalışanların, cezası infaz edilenlerin haklarını öğrenmesi, görevlilerin psikolojik durumlarını stres testimden geçirme sisteminin ıslah edilmesi;

9. Yakalama ve hapse alma yetkisine sahip olan her devlet makamı bünyesinde halk kengeşlerinin kurulması, Kengeş tarafından ilgili kurumun faaliyeti sırasında insan haklarının sağlanması ve ihlal edilmemesi konusunda düzenli halkla istişare ve izleme mekanizmalarının geliştirilmesi;

10. İşkence, insan şeref ve haysiyetinin aşağılanmasına ilişkin, kamuoyunda yankı uyandıran ceza davaları hakkında açık ve gezici duruşmaların teşkili, kitle iletişim araçları aracılığıyla çevrimiçi yayınlanması faaliyetinin yaygın şekilde uygulanması.

(Siyah vurgular “Yükseliş Hareketi” sitesine ait)

 

 

 

Devami

Özbekistan’da işkencede ölüm olayları artıyor-3

 

Semerkand, Boke ve Çilenzar (Taşkent)’da yeni “Gözaltında ölüm” olayları

Özbekistan’da işkence ve ölümle ilgili yayınımız başladıktan sonra da, 30 Ağustos günü Semerkand Emniyet binasında bir kişi 3.kattan atlayarak “intihar etti.” İşte son olaylar:

 

6 Eylül 2023

Semerkand’ta meydana gelen en son işkencede ölüm olayının haberi 31.08.2023 günü ozodlik.org sitesinde yayınlandı. Haberi Türkiye Türkçesinde sunuyoruz:

Şüpheli Temur Zahidov Semerkand IIB’de hayatını kaybetti. Onunla birlikte 3’üncü kattan düşen sorgucu yoğun bakımda.

30 Ağustos’ta Semerkant şehrinin Kulaller mahallesinde yaşayan 28 yaşındaki Temur Zohidov, şehir IIB (Emniyet Müdürlüğü) binasının üçüncü katından “kendini atarak” hayatını kaybetti.

Görgü tanıklarının ifadesine göre, dolandırıcılıkdan şüpheli olarak gözaltına alınan  Temur Zohidov kendini pencereden atarken sorgulayıcılardan biri onu yakalamaya çalıştı. Ancak şüpheli, sorgucuyu da “kendisiyle birlikte aşağı çekti.” Olayda ağır yaralanan sorgu elemanı hastanenin yoğun bakım bölümünde tedavi ediliyor.

Timur Zohidov’un ölümüne yol açan olayın detayları bilinmiyor. Yetkililer, IIB binasındaki son ölümle ilgili olarak sessizliğini koruyor.

Semerkant Emniyet Müdürlüğü’nde kimliğini açıklamayan bir yetkili  Azodlık’a olayı doğruladı.

Semerkand İİB’nin kimliğini açıklamayan görevlisi Azodlik ile yaptığı görüşmede, şüpheliye karşı İİB memurlarının işkence uyguladığına dair hiçbir bilgisi olmadığını söyledi.

“Dün soruşturmacılar tarafından ifadeye çağrıldı. Ama tam olarak neyden şüphelenildiğini bilmiyorum. Odada iki veya üç sorgucu olduğu söyleniyor. Bu çocuk kendini pencereden atmaya çalıştığında sorguculardan biri koşup onu yakalamış, ancak kilolu bir genç olduğu için onu da kendisiyle beraber çekip düşmüş. Şüpheli başının üzerine düşerek olay yerinde hayatını kaybetti, sorgucu ise ağır yaralanarak hastaneye kaldırıldı.”

Mahalle komite üyesinden alınan bilgiye göre Temur Zohidov  4 çocuk babası. Bundan önce bir yıldan fazla hapis yatıp çıkmıştı.

Timur Zohidov hakkındaki soruşturmanın detayları bilinmiyor. Azadlık şu ana kadar, şüpheliyle birlikte düşen ve yoğun bakımda yatan soruşturmacının kimliğini doğrulayamadı. Azadlik’ın bağlandığı Semerkant Emniyet Müdürlüğü’nden bir yetkili, olayın detaylarına ilişkin “bayramdan sonra” bilgi verileceğini söyledi.

Çilanzar (Taşkent)

Bu yıl 29 Mayıs’ta Taşkent’te uyuşturucu kullandığı şüphesiyle tutuklanan Surhandaryalı 21 yaşındaki Hafızullah Turgunboev, Chilonzor ilçe Emniyet Müdürlüğü binasının 4’üncü katından düşerek vefat ettiği iddia edilmişti.

İçişleri Bakanlığı şüphelinin intihar ettiğini açıkladı. Ancak doktorlar ve yakınları, ölen kişinin vücudunda işkence izleri bulunduğunu söylüyor.

Taşkent İİBB, Hafızullah Turgunboev’in ölümüyle ilgili görüşünü açıkladı 6 Haziran 2023

Taşkent Emniyet Müdürlüğü (İİBB) açıklamasını ve açıklama ile ilgili (qalampir.uz) haber sitesinin yorumunu, Türkiye Türkçesinde özetliyoruz:

29 Mayıs’ta hayatını kaybeden 21 yaşındaki Hafızullah Turgunboev’in uzun zamandır beklenen ölüm tafsilatını gösteren videosu Taşkent şehir İİBB tarafından yayınladı.

Chilonzor ilçe Emniyet Müdürlüğü binasının 4’üncü katından kendini attığı ve bir hafta sonra hastanede hayatını kaybettiği iddia edilen gencin ölümüyle ilgili “basın soruşturmasının” Taşkent şehri IIBB’nin kendi çalışanı tarafından yürütülmesi ilginç.

Yayınlanan videoda, 22 Mayıs günü, Chilonzor bölgesindeki YPX tesisinde kontrol görevi yapan müfettişler tarafından durdurulan araçta yolcu olarak seyahat eden Hafızullah Turgunboev’in üzerinde uyuşturucu bulundu.

Chilonzor ilçesi IIO FMB’ye götürülen Hafızullah’ın devlet avukatıyla yaptığı kısa görüşme, “basın soruşturması” görüntülerine yansıdı. Ancak olayın geri kalan kısmında, onun sorgulanma süreci, tuvalete gitmek istemesi ve koridordaki hareketlerinin görüntüleri yer almadı.

Ayrıca videoda, olayın tanığı Hafızullah’ın suç ortaklarından birinin, tanık olarak, soruşturma sürecinde herhangi bir işkencenin olmadığını belirten konuşması yarıda kesildi. Merhumun yakınları, hastaneye götürüldüğünde ilk müdahale eden doktorun “düşme belirtisi yok” dediğini iddia ettiler. Sonuçta olay bir intihar da olsa, şüphelinin can güvenliğinin ve yaşamasının Emniyet Müdürlüğü’nün sorumluluğunda olduğu ortada.

(qalampir.uz)

Böke (Taşkent)

Kaburgası kırılıp ve boyun kısmından boğularak işkence gördü – Böke’deki olayla ilgili yeni ayrıntılar

Kun.uz’un İçişleri organlarındaki kaynağının verdiği bilgilerden merhumun hangi usullerde işkence gördüğünü tahmin etmek mümkün.

4 Haziran 2023 günü Böke ilçesi Emniyet Müdürlüğü’nde kalp krizinden vefat eden U.S. (1987, 4 çocuklu, geçici işlerde çalışıyor) olayının ön inceleme rapor özeti, İİB görevlilerinin onun “karın bölgesine vurduğunu ve boyun kısmından boğulduğunu” gösteriyor.

“Merhumun göğüs kafesi sol 5. kaburga kemiğinde kapalı kırık, çevre dokularda kanama, karın zarı, ince bağırsak ve bağırsak mezenterinde çok miktarda kanama, karın dokularında kanama gibi yaralanmaların olduğu belirlendi. Kun.uz’a sunulan bilgide, tiroid bezi ve boyundaki dil altı kemiğindeki dokularda kanama gibi yaralanmaların olduğu tespit edildi.

Dört çocuk babasını döverek öldürdüğünden şüphelenilen IIB memurlarından birinin adı, Dilşad (1985 doğ) olup, Boka ilçesi IIB JQB’nin kıdemli operasyon sorumlusu. Bir diğerinin adı Şehzad (1992 doğ), 2019’dan beri Böke ilçesi IIB JQB’nin operasyon görevlisi olarak çalışıyor. Tedbir amaçlı olarak 2 görevli de tutuklandı.

İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, bu çalışanların meslekten ihraç edildiği ve Ceza Kanunu’nun 235’inci maddesi kapsamında ceza davası açıldığı bildirildi. Ayrıca Böke ilçesi IIB başkanı (emniyet müdürü) A. Bobakhonov ve çok sayıda yetkili görevlerinden alındı.

İçişleri Bakanlığı açıklamasında, merkezi aygıt ve vilayet Emniyet Müdürlüğü’ndeki bazı yetkililerin eylemlerine ilişkin de soruşturma başlatıldığı bildirildi.

Kun.uz’un İİB’deki kaynağının verdiği bilgiye göre, Taşkent Vilayet Emniyet Müdürlüğü birinci başkan yardımcısı Artik Khudaibergenov‘un doğrudan ve dolaylı desteği ile Bölge Suç Araştırma Bölümü personelinin birçok yasadışı faaliyetine “göz yumulmuş”.

Taşkent Vilayeti İçişleri Bakanlığı Suç Araştırma Dairesini 5 yıldır yöneten Artik Khudaybergenov, Özbekistan Cumhurbaşkanı’nın Aralboyu mıntıkasının sürdürülebilir kalkınması danışmanı Tursinkhan Khudaybergenov‘un oğlu.

Merhumun 10’dan fazla akrabasının Böke ilçesi İİB binasına zorla girmeye çalıştığını gösteren videolar sosyal ağlarda yayılmaya başladı.

İİB Böke’de sorgu sırasında hayatını kaybeden vatandaşla ilgili açıklama yaptı

07 Haziran 2023 tarihinde haber sitesi qalampir.uz, İçişleri Bakanlığı’nın Böke’deki olayla ilgili açıklamasını yayınladı.

Yayınlanan açıklamada, “Söz konusu olay vilayet savcılığı tarafından özel incelemeye alınmış olup, soruşturmayı yanıltıcı,  asılsız bilgilere inanmamanızı ve resmi kaynakların verdiği bilgilere güvenmenizi rica ediyoruz.”

Bildirildiğine göre, Böke İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından sorguya götürülen bir şüphelinin ölümüyle ilgili olarak Vilayet Savcılığı tarafından, Ceza Kanunu’nun 235. maddesi (işkence yapmak ve diğer zalimane, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele ve cezaların uygulanması) kapsamında ceza davası açılıp, soruşturma, Ağır Suçları Soruşturma Dairesi tarafından yürütülmekte.

Bu yıl 4 Haziran’da Taşkent vilayeti Böke ilçesinde Emniyet Müdürlüğü tarafından sorguya götürülen bir vatandaşın durumu kötüleşmiş ve hastanede hayatını kaybetmişti. İçişleri Bakanlığı, Böke İlçesi Suç Araştırma Dairesi görevlilerinin usul sırasını ihlal ettiğini ve yapılan ilk adli tıp muayenesi sonucunun, U.S.’nin vücudunda cilt yaralarının varlığını gösterdiğini bildirdi.

İçişleri Bakanlığı “U.S.’nin ölümünün ardından olaya karışan 2 görevlinin tutuklanmasının yanı sıra Boka İlçe Emniyet Müdürü A. Bobakhonov, Birinci yardımcısı V. Khudoykulov, Suç Araştırma Dairesi Başkanı J. Subanov, Sorgu Dairesi Başkanı J. Oçilov, Görevlendirme Dairesi sorumlusu Ş. İbragimov görevlerinden alındığı” bilgisini de paylaştı.

 

ÖZBEKİSTAN’DA SON ZAMANLARDA MEYDANA GELEN GÖZALTINDA VEYA HAPİSTE ÖLÜM OLAYLARINDAN BİZE ULAŞANLAR:

Özbekistan Ezgülik Cemiyeti Başkanı Abdurrahman Taşanov’un da dediği gibi “bunlar daha bizim bildiklerimiz, bilmediğimiz daha kaç vak’a var”.

  • Temur Zohidov: 30 Ağustos’ta (2023) Semerkant şehrinin Kullollar mahallesinde yaşayan 28 yaşındaki Temur Zohidov, kentteki IIB binasının üçüncü katından “kendini atarak” hayatını kaybetti.
  • Doniyorbek Usmanov: (33) yaşındaki Usmanov, 12 Ağustos 2023 günü Taşkent şehri Emniyet Müdürlüğü görevlileri tarafından evinden alınarak götürüldü, 13 Ağustos’ta Emniyet Müdürlüğü binasında ağır karaciğer sirozu, akut kalp yetmezliği” nden vefat etti. Video görüntülerinde işkence izleri açıkça görülüyor. Operasyon şefi ve 2 görevli gözaltına alındı.
  • Usman Salimboev (37 yaş- 4 çocuk babası): Taşkent Boke ilçesi emniyet müdürlüğü binasında 4.06.2023 günü ölen U.S.’nin otopsi raporunda kaburga kemiklerinde kırık, boyunda boğma izleri ve iç kanamalar tespit edildi. 2 görevli tutuklandı.
  • Hafızullah Turgunboev: Bu yıl 29 Mayıs 2023’te Taşkent’te tutuklanan Surhandaryalı 21 yaşındaki Hafızullah Turgunboev, Chilonzor ilçesi IIB binasının 4’üncü katından düşerek hayatını kaybetti.
  • Rashid Boliev:  (34) , Semerkand, 27 Ekim 2022 tarihinde İdari Gözetim altına alındıktan 3 gün sonra vefat etti. Epilepsi nöbetinde kendini yaraladığı iddia edildi. Hastane ve Gözetim şefinin ifadeleri çelişkili.
  • Ravshanbek Abdusattorov, Qoqan (15 yaş,  ), 17 Ekim, 2022’de Çocuk Islah Evi’nde dövülerek öldürüldü. İki görevli tutuklu. (https://kun.uz/news/2022/11/10/qoqonda-15-yoshli-osmir-iib-muassasasida-oldi-voqea-tafsilotlari-nega-yashirilmoqda)
  • R.N. 08 Kasım 2022 günü 2 yıllık hapis cezasını Fargana vilayeti Qoqan Geçici Gözaltı Merkezi’nde geçirmekte olan R.N., adli tıp raporuna göre “kronik iskemik kalp hastalığı, koroner damarlarda akut yetmezlik” nedeniyle vefat etti. Ölen kişinin vücudunda herhangi bir yaralanmaya rastlanmadı. Qoqan şehir savcılığı olayla ilgili soruşturma başlattı.
  • Sanjarbek Mamajonov: Andican vilayeti Şahrikhan ilçesinde 19 Mart 2022 günü, cezasının infazı için İİB hapishanesine götürülen 32 yaşındaki Sanjarbek Mamajonov, 12 görevlinin acımasızca dövmesi ve işkence yapması sonucu ağır yaralandı. Hastane yerine koğuşa götürülen merhum, orada da bir başka mahkum tarafından dövüldü. 3.5 saat sonra hayatını kaybetti. Cinayete katılan 13 kişiye, mahkeme tarafından 3 yıl ile 4 yıl 1 ay hapis cezaları verildi. 12 görevli ayrıca kısa süreli işten uzaklaştırıldı.
  • İ.T. (1960)17 Ocak 2022’de Buhara vilayeti Gicduvan ilçesi İİB’ye alınan İ.T. (1960) sorgulama sırasında öldü. Yapılan incelemede şüpheli bir hususa rastlanmadı. Ölüm sebebi “akut kalp yetmezliği” olarak belirtildi.
  • Farrux Xıdırov: Anhor.uz sitesinin haberine göre 18 Haziran 2020’de İİB Ceza İnfaz Başkanlığı’nın Navoiy’deki ceza infaz kolonisi (Sengarad)’da 11 yıllık hapis cezasını çekmekte olan Taşkent Yengiyol İlçesinden ,45 yaşındaki mahkum Farrux Xıdırov’un cesedi çıktı.
  • A.Abdukarimov: 2020 yılı 30 Mayıs’ta Andijan’da hastaneye kaldırıldı ve 11 Haziran’da öldü. 3 görevli hakkında ceza davası açıldı. Cezaevi müdürü ve nöbetçi müdür İçişleri memuriyetinden ihraç edildi. Andican şehir emniyet müdürü görevden alındı. 19 görevliye idari cezalar uygulandı. (https://qalampir.uz/news/iibdan-uligi-chik-k-anlar-giyesov-andizhon-va-k-ashk-adaredagi-%D2%B3olat-faktlariga-tukhtaldi-22158)
  • Yu.Abdirahmonov, Qaşqaderya vilayeti Çirakçi ilçesine bağlı Langar köyünde yaşayan 1987 doğumlu Abdirahmonov, 22.01.2020 günü saat 19’da Çirakçi IIO FMB binasına getirildi ve 23:30’da sorgu odasında öldü. Cezaevi müdürü ve nöbetçi müdür hakkında ceza davası açıldı. Bazı görevlilere işten el çektirildi, bir çoğuna idari cezalar verildi. 2 kişi de görevlerinden istifa etti.
  • (04.04.2021)’de sosyal medyada Fergana Quva ilçesinde İİB’ye sohbet için götürülen 20 yaşındaki gencin ölümü hakkında haberler yayınlandı. (https://namanganliklar.uz/news/14570)

 

Dördüncü (Son) bölüm: İşkence gören aktivistler ve Âli Meclis Başkan Vekili Akmal Saidov’un açıklamaları

Devami

Özbekistan’da işkencede ölüm olayları artıyor-1

 

“Gözaltı merkezinden bir şüphelinin daha cesedi çıktı.  İçişleri Bakanlığı işkence yapıldığını yalanladı”

Cumhurbaşkanı İslam Kerimov’un 2016 yılında ölümünün ardından belirgin miktarda azalan işkencede ölüm olaylarının son zamanlarda arttığı bildiriliyor. Bunun sebebi olarak Kerimov dönemi kadrolarının halâ etkin durumda olması gösteriliyor.

2016’dan önceki olaylarda dinî ve siyasi muhaliflere yönelik işkence olayları daha yoğunken, son yıllardaki olaylarda adli suç zanlılarının adları daha çok geçiyor. Yine de bazı sosyal medya ‘blogger’ları, siyasetçi ve din adamları, sakal bırakan ve başörtüsü takan bir çok kişinin yanında Nukus’ta olduğu gibi sosyal taleplerle yapılan gösterilere katılanlara yapılan ağır işkenceler de  gündemde. Bu olayların artarak devam etmesi, halkın tamamının İİB (İçişleri Bakanlığı) ve DXX (Devlet Güvenlik Hizmeti-İstihbarat) gibi teşkilatların tehdidi altında olduğunu gösteriyor.

Bu yazı dizisinde son aylarda meydana gelen olaylardan bazılarına yer vereceğiz. Ayrıca Özbek medyasında yer alan haber ve yorumları, resmi ve sivil kurum temsilcilerinin açıklamalarını ve yasal süreçler hakkında malumat vereceğiz.

Bu tür haberleri vermekle, Özbekistan’ı küçük düşürdüğümüzü savunanlar oluyor. Halbuki ülkeyi asıl küçük düşürenler, kendi insanına bu muameleleri layık gören resmi görevlilerdir. Zulüm ve işkenceler teşhir edilip failleri hesap vermeden bir toplumun arınması mümkün değildir. Özbekistan Âli Meclis Yasama Bölümü Başkan Vekili Akmal Saidov‘un ifade ettiği gibi, bu iğrenç fiili işleyenler Özbekistan’ı dünya karşısında küçük düşürmekte:  “Tabii ki yasa çıkarıyoruz. Ancak işkence karşıtı standartları bilmeyen bir kişi, Özbekistan’ı tüm dünyaya şermende qılabilir. Evet, daha önce bunları kapatmak mümkündü ama artık sosyal ağlar gelişti ve internet sayesinde tüm dünya bunu hızla öğreniyor”.  (Akmal Saidov’la kun.uz’un gerçekleştirdiği sohbeti özet olarak vereceğiz.)

Araştırmalarımızda işkenceye karşı bir çok “önleme çabasının” gerçekleştiğini, çok sayıda işkence olayının resmi olarak soruşturulduğunu, bir çok failin görevden alındığını ve mahkemelerce tutuklanarak hapis cezalarına çarptırıldığını müşahade ettik. Buna rağmen vak’aların devam etmesi, önlemlerin işe yaramadığını düşündürüyor veya işkenceyle mücadeleye mi yoksa mücadele edildiği görüntüsüne mi önem verildiği sorusunu kaçınılmaz kılıyor. Olaylar, soruşturmalar, iddia ve açıklamalarla birlikte bu sorulara da cevap arayacağız.

 

Gözaltı merkezinden bir şüphelinin daha cesedi çıktı.  İçişleri Bakanlığı işkence yapıldığını yalanladı”

21 Ağustos günü azadlik.org sitesinde (1), organize suç örgütü üyesi olduğu iddia edilen Doniyorbek Usmanov‘un 13 Ağustos’ta öldüğü haberi yukarıdaki başlıkla duyuruldu. Haberin devamı şöyle: 

Bu yılın 13 Ağustos gecesi, Taşkent’teki IIBB gözaltı merkezinden bir şüphelinin naaşı çıkarıldı.

Resmi bilgilere göre 33 yaşındaki D.U.’nun Ceza Kanunu’nun 137, 165 ve 277. maddelerinde belirtilen suçları işlediğinden şüpheleniliyordu.

Sosyal ağlarda merhumun cesedi ve yakınlarının cesedi incelediğinin gösterildiği videoda, merhumun vücudunda kararmış ve morarmış yerler görülüyor.

Merhumun yakınlarının verdiği bilgiye göre D.U. 12 Ağustos günü saat 21.30 sıralarında Taşkent şehri IIBB Adli Soruşturma Dairesi görevlileri tarafından evinden alınarak götürüldü ve cesedi 14 Ağustos gecesi Taşkent şehir morguna teslim edildi.

Bazı sosyal medya aktivistleri ölen kişinin yakınlarına dayanarak, zanlının tutuklanma ve sorgu sürecine ilişkin video kayıtlarının imha edilmeye çalışıldığını iddia ediyor.

İİB işkencenin yapıldığını inkar etmeye çalıştı

Taşkent şehir IIBB basın servisi, Taşkent şehri hududlarında ciddi suçlar işleyen bir organize suç örgütünün suç faaliyetlerini ortaya çıkarmak için hızlı soruşturma çalışmalarının sürdüğünü bildirdi.

(Haberde İİB açıklamasına göre soruşturmanın ayrıntıları verildikten sonra:)

Taşkent Şehri İçişleri Genel Müdürlüğü’nün kolluk kuvvetleriyle işbirliği içinde gerçekleştirdiği bir dizi operasyon sonucunda, sabıka kayıtları bulunan U. D. ve F. X.’in bu organize suç örgütünün üyesi olduğu tespit edilerek yakalandı. Suç grubunun geri kalan üyelerinin tespit edilmesi ve yakalanması için çalışmalar devam etmekte.

Taşkent şehri IIB merkezi, D.U.’nun ölüm sebebini “ağır karaciğer sirozu, akut kalp yetmezliği” olarak açıkladı. Aynı zamanda Emniyet Müdürlüğü, Taşkent savcılığının merhumun ölümüyle ilgili adli tıp incelemesi talebinde bulunduğunu bildirdi.

Başsavcılık basın servisi de, olayda işkence olgusuna ilişkin ceza davası açıldığını bildiriyor.

Başsavcılığın açıklamasına göre; Taşkent şehir emniyet müdürlüğü binasında 13 Ağustos gecesi hayatını kaybeden D.U.’nun davasıyla ilgili bir takım soruşturma yapılması zarureti doğduğu için, 206 (Yetki veya yetki sınırlarını aşmak) ve 235 (İşkence ve diğer zalimane, insanlık dışı ya da onur kırıcı muameleler yapmak) maddeleriyle ilgili olarak ceza davası açılmıştır.

Şu anda Taşkent Şehir Savcılığı tarafından ön soruşturma yürütülüyor.”

Ozodlık‘ın Taşkent şehir savcılığındaki kaynaklarına göre, olayla ilgili olarak Taşkent Emniyet Müdürlüğü Suç Soruşturma dairesi kıdemli operasyon şefi M.M. ve iki kişi daha gözaltına alındı.

İşkenceye Karşı Komisyon sessiz
Haziran 2021’de Âli Meclis İnsan Hakları Temsilciliği bünyesinde İşkenceye Karşı Ulusal Önleme Mekanizmalarının uygulanmasına yönelik bir grup oluşturulmuştu.

Hareket kabiliyeti sınırlı olan grubun üstlendiği görev, ceza infaz kurumlarında işkencenin önünü almak ve bunun sonuçlarını incelemekti.

Ancak işkenceye karşı eylem stratejisini koordine eden mezkur yetkili grup, şu ana kadar Taşkent Şehir Emniyet Müdürlüğü binasındaki ölüme ilişkin tutumunu açıklamadı.

Grubun başkanlığını yapan Özbekistan Cumhuriyeti Âli Meclisi insan hakları temsilcisinin, bundan bir hafta önce yayınladığı raporlara göre, cezaevlerinde hapsedilen kişilere yönelik zihinsel, psikolojik, fiziksel baskı veya diğer baskılara ilişkin 125 şikayet geldi.

Raporda, “bu şikayetlerin yüzde 64’üyle ilgili olarak çalışanların davranışlarına yönelik servis denetimleri yapıldı ve
soruşturma sonuçlarına göre savcılık tarafından yürütülen soruşturmaya kadar hiç birisi doğrulanmadı.” denilmekte.

Raporda aynı dönemde, işkenceye ilişkin 37 şikayetle ilgili ön soruşturmanın tamamlandığı kaydedildiği belirtiliyor.

Bunun dışında, 8 şikayete ilişkin Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 83’üncü maddesinin 2’nci fıkrasına (suç unsurunun bulunmaması) dayanılarak ceza davası açılmasının reddine ilişkin kararlar Ombudsman’ın yazısı üzerine savcılar tarafından iptal edildi.

26 Haziran 2021’de Cumhurbaşkanı Mirziyoyev’in “Uluslararası İşkence Mağdurları Günü”nde işkenceyi önleme sistemini iyileştirme kararı ilan edildi ancak aktivistlere göre işkenceden ölümler bundan sonra da devam etti.”

(1) ozodlik.org haber sitesi ABD tarafından desteklenmektedir

 

 

 

 

 

Devami