Türkistanlı kahraman Osman Batur

Doğu Türkistan’ın hürriyeti için mücadele edip, bu uğurda canını veren efsane insan Osman Batur’u en yakın silah arkadaşlarından biri olan Nurgocay Batur anlatıyor.

Nurgocay Batur‘un gönderdiği adam mektupları, Osman Batur‘un* eline teslim eder.

Nurgocay Batur ise, Delilhan ve Kapas Batur’un adamları ile birlikte Altay şehri Sarsümbe’ye doğru yola çıkmıştır. Türkistanlıların kışlak yeri olan Buvrıltogay ırmağı kenarındaki Kara Bulgun köyüne gelirler. Keşibay Zalın onları evinde misafir eder. Orada köy ağası olan halk liderlerinden birkaçı; Kasen Zengi, Çağatay Zengi, Müşteri Zengi, Hacıbay Zengi, Begecay Zalın ve Zel Zengi, Nurgocay Batur’la görüşmek için gelirler. Bunlar Çin hükûmeti ile nasıl anlaşıldığını, bu anlaşmanın kendilerine ne gibi haklar tanıdığını, savaşa nasıl son verildiğini, anlaşmanın mahiyetini öğrenmek istiyorlardı. Nurgocay Batur, bunlara komünist Sheng Tu-pan Hükûmeti’nin feshedildiğini, demokratik milliyetçi Çin’in 11 maddelik anlaşma ile Türklere, Türkistan’ın muhtariyetini tanıdığını anlatır. Halkın bu habere karşı gösterdiği büyük sevinç karşısında, Nurgocay Batur “Ezilen milletimiz, az olsa da verilen hakka, çok bir şey verildi gibi razı oluyorlar” diye düşünür.

Orada bulunanlar Nurgocay Batur’a “Seni Sarsümbe’ye göndermeyelim. Sen burada, halk arasında dur. Yahut da Urumçi‘ye geri git. Eğer, Sarsümbe’ye gidecek olursan Delilhan seni hapse atar” dediler. Halkın kendini bu derece sevdiğine ve bu fikri verdiğine çok sevinen Nurgocay Batur; “Ben nasıl olsa Osman Batur’a giderim. Ben, milletim için canımı, mülkümü feda eden bir kimseyim. Eğer Osman Batur’un himayesinden uzak kalır da, hapse atılacak olursam; beni hapisten kurtaracak talebi Sarsümbe hükûmetine siz yapınız” der.

Nurgocay Batur’dan bu cevabı alan liderler, hemen bir mektup yazıp, orada hazır bulunanlara imzalatarak, bu mektubu bir adamla Osman Batur’a gönderirler.

Nurgocay Batur, ikinci ayın yirmiikinci günü Sarsümbe’ye gelir. Sabah saat 9’da şehre girerken Canımhan’ın oğlu Delilhan (Canaltay) yanında dört kişi ile beraber karşılar. Nurgocay Batur, Urumçi’den babasının yanından geldiği için, babasının nasıl olduğunu sormak, Urumçi’de olup bitenleri öğrenmek gayesi ile yol üstünde onu karşılamıştır. Şükürbayoğlu Delilhan bunu bilseydi onun Nurgocay Batur’la görüşmesine mani olurdu.

Bunun siyasi bakımdan bir çok sebepleri vardı. Delilhan’ın babası Türkistan istiklali uğruna çalışan Esim han, Irıs Han zamanında da Sheng Tu-pan hükûmeti ile Türkler arasında aracılık yapan Canımhan Hacı idi. Osman Batur devrinde de milliyetçi Çin ile aracılık yapan Canımhan Hacı olduğundan dolayı, Altay’daki sol eğilimli Şükürbayoğlu Delilhan ve onun taraftarı olan liderler, Canımhan Hacı’nın oğlu olan Delilhan’ın (Canaltay) Nurgocay Batur ile görüşmesini istemezlerdi. Onun için o da bir bahane ile yol üstünde Nurgocay Batur ile görüştü. Birlikte Neşendik Karakoluna geldiler. Karakol başkanı Tesdenbey Balvan, muavini İlelik Özbek Muhambedip idi. Nurgocay Batur ile birlikte Canımhan oğlu Delilhan da (Canaltay) karakola girdi. Komiserin kendisini kabul etmesini beklerken, fırsattan istifade, Urumçi’de gördüklerini teferruatı ile Delilhan’a anlatlı. Çin devleti ile yapılan anlaşmanın çeşitli bölümlerini, babasının milliyetçi Çin tarafından çok sevildiğini, babasına Osman Batur ve arkadaş-larının emeklerinin neticesi olarak yüksek bir mevki verildiğini -ki bu Kazak Türklerine verilen en yüksek mevki idi- Türkistan’ın maliye bakanı – Çince ismi ile Sai chin-tin’in- T’in-chan’ı olduğunu anlattı. Tahminen iki saat sonra polisler, Delilhan’ı Nurgocay Batur’dan ayırdılar. Sonra Neşendik muavini Muhambedip, Nurgocay Batur’u sorguya çekmeye başladı.

“Sen buraya niçin geldin?” diye sordu.

Nurgocay Batur “Ben Altay halkının, Türkistanlıların vekili olarak Urumçi’ye gittim. Esim Han, lrıs Han, Osman Batur istiklal savaşının kahramanlarının ve liderlerinin halk askerinin ben de bir savaşçı kumandanıyım. Bundan dolayı halk için Urumçi’ye elçi olarak gittim, ben yalnız değildim. Osman Batur’un can arkadaşlarından Süleyman Batur, bütün halk için devletinin arasına elçilik yürütüp iş beceren Canımhan Hacı, bir boy Türkistanlıların lideri Sarıbay Zengi var. Nurgocay Batur, Süleyman Batur, Canımhan Hacı, Sarıbay Zengi Altay vilayetinden elçi olarak anlaşma yaptılar. Bundan dolayı Nurgocay Batur bütün Altay halkı için hem Çin tarafından hem de oradaki Türkistan liderleri tarafından elçi olarak geldi. Nurgocay Batur Osman Batur ile Şükürbayoğlu Delilhan ile görüşecek. Altay halkı ve bütün Türkistanlılara bu anlaşmayı ve bize hak tanıdığını birer birer anlatacağım” dedi.

O zaman Muhammedip eliyle masaya vurdu: “Hayır biz seni millet elçisi olarak tanımayız. Altay halkı İli’ye bağlıdır. Altay lideri Osman Batur, Delilhan İli’den ayrı değil. İli, Çaveşek birbirine bağlı Doğu Türkistan‘dır. Sen, milleti Canımhan Hacı’nın aracılığı ile milliyetçi Çin’e kaydırmak istiyorsun. Seni biz elçi diyerek kabul etmiyoruz. Sizin yeriniz hapishane” diyerek Nurgocay Batur’u iki ırmağın arasındaki 1 numaralı hapishaneye götürdü. Elinden her şeyini aldılar. 27 gün sorguya çektiler. Yaptığı her şeyi anlattırdılar.

Osman Batur, Nurgocay Batur’un hapsedildiğine çok sinirlendi. “Onu hapisten çıkarın” dedi. Bu konuda uzun uzun münakaşalar olmuş, Nurgocay Batur’un yeğeni Edil Han Bey de liderlerdendi. Şükürbayoğlu Delilhan onu da kandırmıştı. Osman Batur bunu bilmediği için “kararı Edil Han versin” demişti. O da her iki tarafı da kırmak istemediği için “üç ay hapis yatsın” demiş. Osman Batur buna çok sinirleniyor ama bir şey diyemiyor. Hapiste her gün Nurgocay Batur’a bir kişilik yiyecek, içecek ve yakacak devlet tarafından verildi. Her gün de başını çuvalla örterek alıp götürüp sorguya çekiyorlardı. Hapisliğinin üçüncü günü hapishane kapısı açıldı. Birisi gelerek Nurgocay Batur’un başına bir çuval sardı. “Neşendik’in evine götüreceğim” dedi. Başı kapalı olarak yürümek çok zahmetliydi. Nurgocay Batur kör gibi basarak karanlık bir yere girdi. Yanındaki, Nurgocay Batur’un başından çuvalı aldı. Önündeki bir kapıyı açtı. Açılan kapıdan girdiler. Odada ışık yandı. Kurulu bir masanın dört tarafında dört adam oturuyorlardı. Hepsinin elinde kâğıt kalem hazır, arkadaki bir koltukta Neşendik Tesdenbey Balvan oturuyorlardı. Nurgocay Batur da gelip masanın ortasına oturdu. Karşısına Muhammedip geldi.

“Sen buraya niçin geldin” diyerek önceki sözünü tekrarladı.

Nurgocay Batur o zaman çok sinirli, kızgın, tıkanık durumda idi. Muhammedip’in İli şehrinde memur olarak durduğu zaman Shang she-tsai Hükûmeti’nin en solcu insanı olduğunu o zaman da şikâyet edip tutuklattığı halk liderlerine çok zarar getiren bir insan olduğunu Urumçi’deki Burhan Şehidi, Nurgocay Batur’a anlatmıştı.

* Asıl adı Osman İslâmoğlu idi. Batur, mücadelesine nispetle verilmiş bir ünvan, bir sıfattır. “Kahraman ve cesur” anlamındadır. O, bu ünvan ile anılmış ve 1951’de şehit edilmiştir.

Özgürlük Yolu, Nurgocay Batur’un Anılarıyla Osman Batur, Prof. Dr. Gülçin Çandarlıoğlu, Doğu Türkistan Vakfı Yayınları, İstanbul 2006

Not: Nurgocay Batur 29 Ekim 1986 tarihinde İstanbul’da vefat etti.

Nurgocay Batur, ortada oturan takkeli kişidir.

Kitabın yazarı Prof. Dr. Gülçin Çandarlıoğlu, Nurgocay’ın hanımı Caksıhan Bahadır ile…

18-02-2015

https://www.dunyabulteni.net

Alakalı yazılar

Yorum yazın