Özbekistan’da 2023’te doğan çocuklara en çok verilen isimler açıklandı. Önemli haber kanallarından kun.uz’un Adalet Bakanlığı verilerini aktardığı haberine göre erkek çocuklara en çok konulan 10 ismin 7’sinde Muhammed geçiyor. Diğer 3 isim ise Mustafa, Abdullah ve Umranbek. Tercih ettiği isimlerde, Özbekistan halkının peygamber sevgisi ve dine yönelimi net olarak görülüyor. Aynı durum kız isimleri için de geçerli. Haber metni şöyle:
Özbekistan’da 2023’te en çok konulan isimler açıklandı
Geçen yıl 24 binden fazla kız çocuğuna Saliha, 27 binden fazla erkek çocuğa Muhammedali adı verildi. Bu isimler son 5-6 yıldır en çok konulan isimler listesinin başındaki yer alıyor. Adalet Bakanlığı 2023 yılında ilk 10’a giren isimleri açıkladı.
Özbekistan’ın nüfus müdürlükleri 2023 yılında 968 bin 140 bebeğin doğumunu kaydetti. Bunların 501.577 neferi oğul, 466.563 neferi ise kız balalardır.
Adalet Bakanlığı’nın haberine göre Muhammedali ve Saliha isimleri 2023 yılında da en çok konulan isimler listesinde birinci oldu. Geçtiğimiz yıl 27 bin 431 bebeğe Muhammedali, 24 bin 365 kız çocuğuna ise Saliha adı verildi.
2023 yılında doğan bebeklere en çok konulan isimler listesi:
Kız balalar
Saliha – 24 365 kişi
Yasmina – 19 911
Muslime – 15 918
Hadice – 10 759
İmane – 10 310
Şukrane – 9 330
Sumeyye – 9 279
İfare – 7 586
Sa’diye – 6 639
Mubine – 6 585
Oğul balalar
Muhammadali – 27 431 нафар
Mustafa – 22 880
Abdullah – 18 116
Muhammad – 17 025
Muhammadyusuf – 13 774
Muhammadamin – 12 450
Nurmuhammmad – 9 017
Muhammadcan – 8 843
Umranbek – 8 591
Muhammadziya – 8 135
Kız isimleri arasında Yasmina ismi son iki yılda oldukça popüler hale geldi. 2022 yılına kadar ilk 10’a girmeyen bu isim o yıl 6’ncı, 2023’te ise 2’nci sırada yer aldı. Tanınmışlık açısından dört yıldır Saliha‘nın ardından üst üste ikinci isim olan Muslima, geçen yıl üçüncü sıraya geriledi.
Bilginiz olsun, Muhammedali ismi ilk 10’a girene kadar, oğul balalar (erkek çocuklar) arasında Azizbek ismi ilk sıradaydı, ancak son dört yılda bu isim ilk 10’a bile giremedi. 2014-2015 reytinglerinde oğul balalara Asilbek, Umid, Azod, Shahjakhan, Serdar, Jahangir, Jawahir, Ulug’bek gibi isimler çok konuldu.
kun.uz 5 Ocak 2024
O’zbekistonda 2023 yili eng ko’p qo’yilgan ismlar ma’lum qilindi O’tgan yili 24 mingdan ortiq qizaloqqa Soliha deb, 27 mingdan ortiq chaqaloqqa Muhammadali deb ism berildi. Bu ismlar so’nggi yillarda eng ko’p qo’yilayotgan ismlar ro’yxatida birinchi o’rinni egallab kelmoqda. Adliya vazirligi 2023 yilda top-o’ntalikka kirgan ismlarni e’lon qildi.
2023 yil davomida O’zbekiston FHDYO organlari 968 ming 140 nafar chaqaloqning tug’ilishini qayd etdi. Ulardan 501 577 nafari o’g’il, 466 563 nafari esa qiz bolalardir.
Adliya vazirligi xabariga ko’ra, Muhammadali va Soliha ismlari 2023 yilda ham eng ko’p qo’yilgan ismlar ro’yxatida birinchi bo’lgan.
O’tgan yili 27 431 nafar chaqaloqqa Muhammadali deb, 24 365 nafar qizaloqqa Soliha deb ism berilgan.
2023 yilda tug’ilgan chaqaloqlarga eng qo’p qo’yilgan ismlar o’nligi:
Qizlarning ismlari orasida Yasmina ismi oxirgi ikki yilda ancha ommalashdi. 2022 yilgacha biror marta to’p-o’ntalikka kirmagan bu ism o’sha yili 6-o’rinni, 2023 yilda esa 2-o’rinni egalladi. Qatorasiga to’rt yil mashhurligi bo’yicha Solihadan keyin 2-raqamli ism bo’lib kelgan Muslima o’tgan yili uchinchi o’ringa tushgan. 2023 yilda eng ko’p qo’yilgan qiz bolalar ismi o’ntaligidan, shuningdek, Hadicha, Imona, Shukrona, Sumayya, Ifora, Sa’diya va Mubina ismlari joy olgan.
Ma’lumot uchun, Muhammadali ismi trendga chiqquniga qadar, o’g’il bolalar orasida Azizbek ismi birinchi o’rinda bo’lgan, lekin oxirgi to’rt yilda bu ism o’nlikka ham kira olgani yo’q. 2014-2015 yilgi reytinglarda o’g’il bolalarga Asilbek, Umid, ozod, Shohjahon, Sardor, Jahongir, Javohir, Ulug’bek kabi ismlar ko’p qo’yilgan.
Ўзбекистонда 2023 йили энг кўп қўйилган исмлар маълум қилинди
Ўтган йили 24 мингдан ортиқ қизалоққа Солиҳа деб, 27 мингдан ортиқ чақалоққа Муҳаммадали деб исм берилди. Бу исмлар сўнгги йилларда энг кўп қўйилаётган исмлар рўйхатида биринчи ўринни эгаллаб келмоқда. Адлия вазирлиги 2023 йилда топ-ўнталикка кирган исмларни эълон қилди.
2023 йил давомида Ўзбекистон ФҲДЁ органлари 968 минг 140 нафар чақалоқнинг туғилишини қайд этди. Улардан 501 577 нафари ўғил, 466 563 нафари эса қиз болалардир.
Адлия вазирлиги хабарига кўра, Муҳаммадали ва Солиҳа исмлари 2023 йилда ҳам энг кўп қўйилган исмлар рўйхатида биринчи бўлган.
Ўтган йили 27 431 нафар чақалоққа Муҳаммадали деб, 24 365 нафар қизалоққа Солиҳа деб исм берилган.
2023 йилда туғилган чақалоқларга энг қўп қўйилган исмлар ўнлиги:
Қиз болалар
Солиҳа – 24 365 нафар
Ясмина – 19 911
Муслима – 15 918
Ҳадича – 10 759
Имона – 10 310
Шукрона – 9 330
Сумайя – 9 279
Ифора – 7 586
Саъдия – 6 639
Мубина – 6 585
Ўғил болалар
Муҳаммадали – 27 431 нафар
Мустафо – 22 880
Абдуллоҳ – 18 116
Муҳаммад – 17 025
Муҳаммадюсуф – 13 774
Муҳаммадамин – 12 450
Нурмуҳаммад – 9 017
Муҳаммаджон – 8 843
Имронбек – 8 591
Муҳаммадзиё – 8 135
Қизларнинг исмлари орасида Ясмина исми охирги икки йилда анча оммалашди. 2022 йилгача бирор марта тўп-ўнталикка кирмаган бу исм ўша йили 6-ўринни, 2023 йилда эса 2-ўринни эгаллади. Қаторасига тўрт йил машҳурлиги бўйича Солиҳадан кейин 2-рақамли исм бўлиб келган Муслима ўтган йили учинчи ўринга тушган. 2023 йилда энг кўп қўйилган қиз болалар исми ўнталигидан, шунингдек, Ҳадича, Имона, Шукрона, Сумайя, Ифора, Саъдия ва Мубина исмлари жой олган.
Ўтган йили ўғил фарзандли бўлган ота-оналар энг кўп танлаган учта исм – Муҳаммадали, Мустафо ва Абдуллоҳ бўлди. Яна ўн мингдан ортиқ чақалоққа Муҳаммад, Муҳаммадюсуф ва Муҳаммадамин деб исм қўйилган. Топ-ўнталикдан Нурмуҳаммад, Муҳаммаджон, Имронбек ва Муҳаммадзиё исмлари ҳам ўрин олган.
Маълумот учун, Муҳаммадали исми трендга чиққунига қадар, ўғил болалар орасида Азизбек исми биринчи ўринда бўлган, лекин охирги тўрт йилда бу исм ўнликка ҳам кира олгани йўқ. 2014-2015 йилги рейтингларда ўғил болаларга Асилбек, Умид, Озод, Шоҳжаҳон, Сардор, Жаҳонгир, Жавоҳир, Улуғбек каби исмлар кўп қўйилган.
2022’de Özbekistan’da terör örgütlerinin militanlarıyla bağlantılı 4 gizli grup, 10 sanal grup ve 250 aşırılık yanlısı grup üyesi tutuklandı.
Taşkent polis departmanı, erkeklerin çoğunun İslam Devleti ve Tevhid ve Cihad Sekreteri ile bağlantılı olduğunu söyledi.
Tutukluların evlerinde aşırılık yanlısı ve terör örgütlerinin fikirlerini yaymak, yeni askerler toplamak ve onları militan kamplara göndermek, terörü finanse etmek ve yıkıcı faaliyetleri kışkırtmakla ilgilendikleri iddia ediliyor.
Taşkent Emniyet Müdürlüğü, başkentteki idari binalar ve halka açık yerlerde sabotaj eylemleri gerçekleştirmeyi planlayan “Tevhid ve Cihad Sekreterliği”ne bağlı 10 kişilik iki gizli grubun tespit edildiğini de sözlerine ekledi.
Bu yıl aranan 59 “militan ve terör ve aşırılık yanlısı örgüt destekçisi” yurt dışında gözaltına alındı ve Özbekistan’a sınır dışı edildi.
Açıklamada, “Ayrıca bu yıl Taşkent ve bölgede yaşayan aşırı dinci Hizb-ut Tahrir örgütünün beş üyesi ile şartlı tahliye edilen 10 üyesinin yasadışı faaliyetleri kısıtlanmıştır.” denildi.
Resmi raporda ayrıca aşırılıkçılığı yağma, gasp, hırsızlık ve yağma yoluyla finanse eden 8 organize suç örgütünün yasaklandığı belirtildi.
Ancak Taşkent polis teşkilatının resmi raporuna göre, tutukluların görünüşlerinin ortak özellikleri ağ kullanıcılarının dikkatini çekti.
Suçluları tutuklarken ve kolluk kuvvetlerine getirirken, özellikle terör örgütlerinin militanlarını taklit ettiklerinde hepsinin genel, neredeyse aynı bir görünüme sahip olduğunu belirtmek önemlidir” dedi.
Ağdaki aktivistler, insanları görünüşlerine göre genelleştirmeyi amaçlayan hareketi eleştirdiler.
Kazakistan’da, mevcut anayasanın üçte birinin değiştirilmesi için yapılan referandumda ön sonuçlara göre sandıktan “evet” oyu çıktı.
Kazakistan Merkez Seçim Komisyonu, ülke genelinde dün yapılan anayasa referandumunun ön sonuçlarını açıkladı.
Buna göre, 19 milyon nüfuslu ülkede 11 milyon 734 bin 642 kayıtlı seçmenin yaklaşık 8 milyonu (yüzde 68), dün “Kazakistan Cumhuriyeti anayasasına yapılacak değişiklikleri ve ilaveleri kabul ediyor musunuz” sorusunu cevaplamak için sandık başına gitti.
Sandığa giden seçmenin yüzde 77,18’i “evet” oyu kullanırken, yüzde 18,66’sı “hayır” cevabını verdi.
Böylece Kazakistan, 27 yıl aradan sonra “yeni Kazakistan” olarak adlandırılan yeni dönemi başlatmak için ülke tarihinde ikinci kez anayasa referandumu düzenledi.
Referandumda “evet” oyunun çıkması durumunda en son 1995’te kabul edilen mevcut anayasanın 33 temel maddesinin değiştirilmesi ve bu sayede bu yıl ocak ayı başında çıkan kitlesel olaylar sonrası ülkede yönetim sisteminin yeniden inşası hedeflendiği bildirilmişti.
Anayasa’da yapılacak değişiklikler
Yeni anayasa taslağında “Kazakistan toprağı ve yer altı doğal kaynakları devletin mülkiyetindedir” maddesi “Kazakistan toprağı ve yer altı doğal kaynakları halka aittir” olarak değiştirilecek.
İdam cezası tamamen kaldırılacak. Böylece mevcut anayasada terör suçlusu ve savaş döneminde suç işleyenlere istisnai ceza olarak kullanılmasına izin verilen idam cezasına hiçbir şartta başvurulamayacak.
Kazakistan Cumhurbaşkanı görevini sürdürdüğü sürece siyasi partiye üye olamayacak. Söz konusu madde, Anayasa Konseyi, Yüksek Mahkeme, Merkez Seçim Komisyonu, Sayıştay başkanları ile üyelerinin yanı sıra hakimler, kolluk kuvvetleri çalışanları, milli güvenlik güçleri ile askeri personel için de geçerli olacak.
Cumhurbaşkanının yakın akrabalarının devletin üst düzey görevlerine ve kamu ortaklığındaki şirketlerin yönetimine getirilmesi yasaklanacak.
Kazakistan Anayasa Konseyi yeniden Anayasa Mahkemesi olarak kurulacak. 1 Ocak 2023’ten itibaren faaliyete geçirilmesi planlanan Anayasa Mahkemesi 11 hakimden oluşacak ve üyeler, 6 yıllık görev süresi için seçilecek.
Parlamentonun yetkileri artacak
Anayasa taslağında ülkede mevcut süper başkanlık yönetim sistemi son bulacak. Parlamento ise güçlenecek.
Böylece anayasadan devlet başkanının büyükşehir belediye başkanları ile eyalet valilerinin kararlarını iptal etme yetkisi kaldırılacak.
Cumhurbaşkanının parlamentonun üst kanadı senatoya atadığı milletvekili sayısı 15’ten 10’a düşürülecek. Bunların 5’i Kazakistan Halk Asamblesi tarafından önerilecek. Böylece asamblenin meclise milletvekili atama fonksiyonunun kaldırılmasıyla parlamentonun alt kanadındaki milletvekili sayısı 107’den 98’e inecek.
Kanunları kabul etme yetkisi sadece parlamentonun alt kanadı mecliste olacak. Söz konusu reformla yetkilerinin genişletileceği mecliste tüm toplum tabakasının temsil edilmesi için nispi temsil sistemi uygulanacak.
Ayrıca daha önce büyükşehir belediye başkanları ile eyalet valilerinin cumhurbaşkanı tarafından atandığı ülkede, bundan sonra söz konusu adayların ilk önce yerel meclis milletvekillerince onaylanması gerekecek.
Meclisin devlet bütçesini sorgulama fonksiyonu genişleyecek.
Kazakistan insan hakları ombudsmanı ile ilgili madde eklenecek. Böylece, ombudsman görevi bağımsızlaştırılacak ve görevi boyunca senatonun onayı olmadan tutuklanamayacak.
Öte yandan, yapılacak değişiklikler kapsamında Kazakistan’ı 28 yıl yönettikten sonra mart 2019’da görevinden istifa eden kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in anayasal statüsünün yer aldığı Birinci Cumhurbaşkanı’na ilişkin kanun da yürürlükten kalkacak.
Özbekistan’da güzel bir uygulama var. Bir kanun tasarısı hazırlandığında önce “ahali muhakemesine” yani kamuoyunun tartışmasına açılıyor. İsteyen her vatandaş lâyihanın tümü veya herhangi bir maddesi hakkında görüşlerini bildirebiliyor. Yolsuzlukla Mücadele kapsamında hazırlanan “Devlet Memurları İçin Âdab-Ahlâk Kodeksi” başlığı altında hazırlanan kanun tasarısı da “ahali muhakemesine” açıldı. Tasarının 32. maddesinde yer alan “memurların dış görünüşünde siyasi, ideolojik veya dinî yaklaşımlarını yansıtan giysilerle veya sembollerle iş yerinde bulunması yasaktır” ibaresi tepkilere yol açtı. Maddenin, büyük çoğunluğu İslâm dinine inanan Özbekistan halkının yaşayışında kısıtlama öngördüğü, bunun da Anayasa’daki “vicdan erkinliği” esaslarına aykırı olduğu belirtiliyor. Özbekistan’ın önemli sosyal medya vasıtalarından azon.uz sitesi bu durumu eleştiren bir yazı yayımladı. Aşağıda Nurbek Gafurov imzalı yazının Türkiye Türkçesi’ne çevirisi ile Özbekçe metnini sunuyoruz.
TÜRKİSTANDER HABER MERKEZİ
13.12.2021
Dün Adalet Bakanlığı tarafından, “Devlet Memurları İçin Adab-Ahlak Kuralları” taslağı görüşüldü. Bununla, Özbekistan Cumhurbaşkanı’nın 6 Temmuz 2021 tarih PF-6257 sayılı emri ile onaylanan “Yolsuzlukla Mücadele Hakkında 2021-2022 Yıllarında Öngörülen Devlet Programının 2. paragrafında belirtilen görevler” dikkate alarak, Özbekistan Cumhuriyeti’nde devlet memurlarının adab-ahlakının yegane kaidelerini belirlemek, devlet işleyişinde suistimallerin önünü almak ve yolsuzluğa karşı mücadelenin etkinliğini artırmak esasi maksad olarak belirlendi.
Biz bu “Devlet Memurları adab-ahlak Kodeksi”nin tüm maddelerini inceledik. Hakikaten yolsuzlukla mücadele için iyi bir proje oluşturulmuş. Ancak yasa taslağının 32. maddesinde belirtilen talepler bizi şaşırttı: “Devlet teşkilatlarındaki tüm çalışanların, işyerinde siyasi ve ideolojik görüşlerini veya din ile münasebetlerini yansıtan elbiseler giymeleri veya simgeleri takmaları yasaktır.”
Bu maddenin nasıl yorumlanması gerektiğine açıklık getirmek için Adalet Bakanlığı ile temasa geçtik. Bakanlık basın sözcüsü Sevara Urinbayeva bize şöyle cevap verdi: “Vicdan Özgürlüğü ve Dini Teşkilatlar Hakkındaki Kanun’a göre, Özbekistan Cumhuriyeti’nde din devletten ayrıdır. Ayrıca devlet, farklı dinlere inanan ve inanmayan vatandaşlar, farklı dinlere mensup dini teşkilatlar arasında karşılıklı saygı ve anlayış oluşmasını teşvik eder. Dini fanatizme ve aşırılığa, ilişkilerin zıtlaşması ve ağırlaştırılmasına, farklı mezhepler arasında düşmanlığı artırmaya yönelik eylemlere izin vermez.
Anayasa’nın 12. maddesine göre hiçbir ideoloji devlet ideolojisi olarak kurulamaz.
Bir de iç düzenleme kuralları var. Ona göre bazı yerlerde zorunlu kıyafetler istenir.”
“Vicdan Özgürlüğü ve Dini Teşkilatlar Hakkında”ki kanunda, “dini kıyafet” kavramını kaldırılmıştı, lakin “Devlet Memurlarının Adab-Ahlak Kuralları”nın 32. maddesinde “dini tutumları yansıtan giysiler giyme” ibaresi yer almıştır. Bu nasıl açıklanabilir? Kamu kurumlarında çalışan kadınlarımızın başörtüsü bu kanunla yasaklanacak mı? Bu soruların yanıtlarını Sevara Urinbayeva‘dan da aldık. “Devlet kurumlarında böyle olacak. Bu memurlar için bir gerekliliktir” dedi Sevara Urinbaeva. Buradan anlaşılıyor ki, eğer hiçbir değişiklik olmadan bu “Devlet Memurlarının Adab-Ahlak Kodeksi” onaylanırsa başörtülü kadınlarımızın kamuda çalışması zorlaşacaktır.
Tartıştığımız “dinle irtibatını yansıtan elbiseler giymek” cümlesiyle ilgili olarak Ezan grubu çalışanı Gayratkhoja Gafforkhodjaoğlu, Facebook sayfasında şunları belirtti:
“Devlet memurlarının Adab-Ahlak Kaideleri” konusunda iki mühim nokta: 1.Bu kaideler Yolsuzluğa Karşı Mücadele kapsamında düzenlenmiştir, 2. Bilinen bazı yabancı ülkelerin tecrübesinden yararlanılmıştır.
1.Çalışanların kıyafetlerinin yolsuzlukla hiçbir ilgisi yoktur. Şimdiye kadar kimsenin tarif edemediği “dini kıyafet” yerine yeni bir “dinle irtibatını yansıtan kıyafet” konsepti getirerek ne elde edilmek isteniyor? Parlamenter Meclisi hakkında “Halk onların kanunlarla yönetmelerini istiyor” başlıklı bir yazı yayınlayan Adalet Bakanlığı neden yeni muğlak terimler kullanmaya başladı?
2.İncelenen harici devletlerin yasal düzenlemelerine baktık, yani ABD, Rusya, Kazakistan, Moldova, hatta Bulgaristan belgelerinin HİÇ BİRİSİNDE “dinle münasebetini aks ettiren elbise”ye yakın bir ifade bulamadık! Giyiniş kuralları konusu ya hiç gündeme gelmemiş veya başka şeyler konuşuluyor.
Neden yolsuzluk mağlup edilemiyor denilirse, mes’ul teşkilatların bu “mücadele”ye başka konuları ilave ettiklerini ve sonucunda esas meselenin kalıp gittiğini söylemek mümkün, maalesef!
İşbu layihanın hürmetli mes’ulleri, mesele memurların kıyafetlerinde değil. Bunu anlamanızı istiyoruz. Vicdan (inanç) hürriyetine içten saygı duyalım. Hiç olmasa özünüz tarafından defalarca yükseltilen cinsiyet eşitliğine riayet edin. Devlet kurumlarında mes’ul görevlerdeki kadınların sayısının artırmayı “başörtü”lüleri serbest bırakarak sağlamak ister misiniz? Bir teşebbüste bulunsanız niye ek bir sorun yaratasınız ki? Yolsuzlukla böyle mi mücadele edilecek? Tanış biliş kayırmacılığına, bölgeciliğe, aşiretçiliğe karşı böyle mi yol tutulacak? Kamu kaynaklarının yağmalanmasının durdurmak “kadınlar giyimi” ile mi sağlanacak?”
Bu meseleye açıklık getirmek maksadıyla sosyal ağlarda faaliyet gösteren, her bir kanun ve kararname ile ilgili fikir ve mülahazalarını bildiren yurttaşlarımızın görüşlerini merak ettik. Onlardan biri Facebook kullanıcısı Mahfuza Nazarova sözkonusu yasa tasarısı hakkında bir dizi tenkidî, lâkin esaslı fikirlerini bildirdi.
“Sual: Devlet memurlarının iş kıyafeti var mı ve bu forma hangi format ve de temayüllere dayanarak seçilerek uygulamaya konuşmuştur?
Dini kıyafet denildiğinde ne anlamalıyız?
Eğer eşarp kastediliyorsa, eşarp dini bir giysi değil, sadece bir baş örtüsüdür. Sarık, rahibelerin giysisi, piskoposların kıyafeti, boyna astıkları haç, dini kıyafet olarak adlandırılabilir.
Kıyafet konusundaki kısıtlamalar Anayasa’da belirlenen normlara ve Vicdan Özgürlüğü Kanunu’nun maddelerine aykırı değil mi?
Sonra ne için sadece dini kıyafet, başka her türlü kıyafetler mümkün mü?! Mesela, mini etek, şort, kot pantolon, yırtık pantolon, dar, çok açık gömlekler…
Mümkün değilse, neden onlar hakkında hiçbir şey söylenmiyor?
Ayrıca neden alkollü içkiler ve sarhoş edici madde kullanımı, seyahat, evlilik dışı gizli münasebetlerde bulunmak, küfürlü konuşmak, el kaldırmak, şiddete uygulamanın mümkün olmadığına ilişkin hükümler yok?!
Kamuoyunda tartışmaya açılsa, gerçekten, geri dönüp yeniden gözden geçirilmeli.
Evet, bu arada çalışanların zorunlulukları yazılırken haklarını da hatırda tutmak gerek. Dünyadaki uygulamalara bakıldığında bir devlet memuru sıradan bir vatandaştır, sadece mesai saatlerinde görevlidir ”diye yazdı Mahfuza Nazarova.
Kanun taslağı ahalinin muhakemesine açıldığından bu yana, yurttaşlarımız tarafından taslak kanun üzerine yapılan teklifleri de inceledik. Ne yazık ki, halkımız çıkarılacak kanunlardan memnun değil lâkin, kanunlar onaylanmadan önce ahali muhakemesine açıldığında, çoğunluk buna kayıtsız kalmaktadır. Sadece “Devlet Memurlarının Adab-Ahlak Kuralları” layihasına baktığımızda, kanun taslağının tartışmaya açılmasının üzerinden beş gün geçmiş olsa da varı yoğu sadece beş tane teklif sunulmuş. Bu tekliflerden dördü Kanun’un 32. maddesinde değişiklik yapılması hakkındadır.
Taslak yasa için öneriler şunlar:
Gayratkhoja Saydaliev (girişimci):
“32. madde. Devlet memurlarının dış görünüşü konusundaki talepler” bölümündeki “… devlet teşkilatlarında tüm çalışanlara iş yerinde siyasi ve ideolojik görüşlerini ya da dine karşı tutumlarını yansıtan giysilerde olmaları veya simgelerini takarak bulunmaları yasaktır” maddesine açıklık ve kesinlik getirilmelidir. Bu madde ile devlet işlerinde görev yapan kadınlarımızın başörtüsü takmaları yasaklanabilir mi?”
Hatice Ramazan kızı Erdonova (devlet memuru):
“32. madde. Devlet memurunun dış görünüşüne aid talepler” Bilgili ve selahiyetli (yetkin), gerçekten profesyonel kadroların sayısını artırmaya ihtiyaç duyulduğu bir zamanda, böyle bir norm bazı kadınlar için bir ayrımcı bir engel olur. Başörtüsü meselesi acı bir nokta olmaya devam ediyor. İmkan vererek iş yeterliliğine bakmak daha faydalıdır”.
Qalandar Beknazarov (girişimci):
“Anayasada din ve inanç özgürlüğü belirlenmiştir. Ülkemizin vatandaşlarının çoğunluğu İslam dinine inanıyor. İslam dinine inanan bir kişi, Şeriat’ın (dinin) gerekliliklerini karşılayan bir elbise giymesi şarttır. Kabul edilecek olan bu belgenin 32. maddesinin 2. bendindeki kılık kıyafet zorunluluğu Anayasamızın özüne aykırı değil mi?”
Bobir Muratov (girişimci):
“Çıkar çatışmaları, yolsuzlukla ilgili iyi tavsiyeler verilmiş. Herkes için aynı şekilde işlerse olur.
Sadece halkımızın çoğunluğunun Müslüman olduğunu bile bile, dini özelliklerin eklenmesi biraz garip. Buna daha fazla izah verilmesi gerekir.
Demokraside halkın çoğunluğunun çıkarları dikkate alınmıyor mu?”
Yukarıdaki fikirlerden çıkan sonuca göre, halkın muhakemesine açılan kanun taslağının 32. Maddesinin yeniden ele alınması, maksada muvafık olacaktır.
Bu Kanun taslağını ahali muhakemesine sunan Adalet Bakanlığı şimdi de “kadın haklarını güçlendirmeye yönelik bir takım ciddi öneriler” sunuyor. Doğrusu, bu bakanlığın yaptığı işler anlaşılmaz.
“Adliya vazirligi nega mujmal iboralarni qo‘llashni boshlayapti?” yoxud korruptsiyaga qarshi kurashda ro‘molning o‘rni haqida
6358
Kuni kecha Adliya vazirligi tomonidan «davlat xizmatchilarining odob-axloq kodeksi» loyihasi muhokamaga qo‘yilgan. Unda O‘zbekiston Respublikasi Prezidentining 2021 yil 6 iyuldagi PF–6257-son Farmoni bilan tasdiqlangan Korruptsiyaga qarshi kurashish bo‘yicha 2021-2022 yillarga mo‘ljallangan davlat dasturining 2-bandida belgilangan vazifalarni inobatga olib hamda O‘zbekiston Respublikasida davlat xizmatchilarining odob-axloqining yagona qoidalarini belgilash, davlat xizmatida suiiste’molchiliklarning oldini olish va korruptsiyaga qarshi kurashish samaradorligini oshirish asosiy maqsad sifatida belgilangan. Biz ushbu “davlat xizmatchilarining odob-axloq kodeksi”ning barcha moddalari bilan tanishib chiqdik. Haqiqatdan ham korruptsiyaga qarshi kurashish uchun yaxshi loyiha shakllantirilgan. Lekin bizni kodeks loyihasining 32-moddasida keltirilgan talablar hayron qoldirmoqda. Unda «Davlat tashkilotlarida barcha xodimlarga ish joyida bir xilda ularning siyosiy va mafkuraviy qarashlarini yoki dinga munosabatini aks ettiruvchi liboslarda bo‘lish yoki belgilarni taqib yurish taqiqlanadi» deyiladi. Biz bu moddani qay yo‘sinda talqin qilish kerakligiga aniqlik kiritish maqsadida Adliya vazirligi bilan bog‘landik. Bizga vazirlik matbuot kotibi Sevara Urinbaeva shunday javob berdi: «Vijdon erkinligi va diniy tashkilotlar to‘g‘risida»gi Qonunda O‘zbekiston Respublikasida din davlatdan ajratilgan. Shuningdek, Davlat turli dinlarga e’tiqod qiladigan va ularga e’tiqod qilmaydigan fuqarolar, turli dinlarga mansub diniy tashkilotlar o‘rtasida o‘zaro murosa va hurmat o‘rnatilishiga ko‘maklashadi, diniy aqidaparastlik hamda ekstremizmga, munosabatlarni qarama-qarshi qo‘yish va keskinlashtirishga, turli konfessiyalar o‘rtasida adovatni avj oldirishga qaratilgan xatti-harakatlarga yo‘l qo‘ymaydi.
Konstitutsiyaning 12-moddasiga asosan hech qaysi mafkura davlat mafkurasi sifatida o‘rnatilishi mumkin emas.
Shuningdek ichki tartib qoidalar bor. Unga asosan ayrim joylarda dress kod talab etiladi”.
«Vijdon erkinligi va diniy tashkilotlar to‘g‘risida»gi Qonunda «diniy libos» tushunchasi olib tashlangan edi, lekin «davlat xizmatchilarining odob-axloq kodeksi»ning 32-moddasida «dinga munosabatini aks ettiruvchi liboslarda bo‘lish» jumlasi kiritilgan. Buni qanday izohlash mumkin? Davlat tashkilotlarida ishlaydigan ayollarimizning ro‘mol o‘rashi ham ushbu kodeks bilan endi taqiqlab qo‘yiladimi? Bu savollarga ham Sevara Urinbaevadan javob oldik. «Davlat tashkilotlarida faqat shunaqa bo‘ladi. Bu davlat xizmatchilariga qo‘yilgan talab» dedi Sevara Urinbaeva. Bundan shuni anglash mumkinki agar hech bir o‘zgartirishlarsiz ushbu «davlat xizmatchilarining odob-axloq kodeksi»tasdiqlansa yana davlat ishida ishlaydigan ro‘mol o‘raydigan ayollarimizga qiyin bo‘ladi. Aynan biz muhokama qilayotgan «dinga munosabatini aks ettiruvchi liboslarda bo‘lish» jumlasi to‘g‘risida Azon guruhi xodimi G‘ayratxo‘ja G‘afforxo‘ja o‘g‘li feysbukdagi o‘z sahifasida shunday izoh qoldirgan: «Davlat xizmatchilarining yagona odob-axloq qoidalari» bo‘yicha 2 muhim nuqta: 1. Ushbu qoidalar korruptsiyaga qarshi kurash doirasida ishlab chiqilgan. 2. Ma’lum bir xorijiy davlatlar tajribasidan foydalanilgan.
1. Xodimlarning kiyinishini korruptsiyaga umuman aloqasi yo‘q. Agar kamtarroq kiyinish kerak deyilsa, tushunamiz, ozgina odobdan dars o‘tilibdi, deb, lekin o‘zi zo‘rg‘a qutulganimiz, shu vaqtgacha hech kim tariflab berolmagan «diniy libos» o‘rniga yangi «dinga munosabatni aks ettiruvchi libos» tushunchasini kiritib, nimaga erishilmoqchi? Parlament majlisi haqida «insonlar ularni qonunlar asosida boshqarishlarini istaydilar» nomli maqola chiqargan Adliya vazirligi nega yana yangi mujmal iboralarni qo‘llashni boshlayapti?
2. O‘rganilgan xorijiy davlatlar kodekslarini ko‘rib chiqdik, aynan AQSh, Rossiya, Qozog‘iston, Moldova va, hatto, Bolgariya hujjatlari, lekin HECh BIRIda «dinga munosabatni aks ettiruvchi libos»ga yaqin jumla ham topolmadik! Kiyinish madaniyati haqida ularda yo umuman gapirilmagan, yo boshqa narsa aytilgan.
Nega korruptsiyani yengib bo‘lmaydi desa, mas’ul tashkilotlar bu «kurash»ga boshqa narsalarni ham qo‘shib yuborishlarini va shuning oqibatida asosiy masala qolib ketishini aytish mumkin, afsus!
Hurmatli ushbu loyiha mas’ullari, muammo xodimlarning kiyimida emas. Buni tushunishingizni so‘raymiz. Vijdon (e’tiqod) erkinligini chin dildan hurmat qilaylik! Hech bo‘lmasa o‘zingiz tomoningizdan ko‘p bora ko‘tariladigan gender tengligining rioyasini qiling. Davlat organlarida mas’ul lavozimlarda ayollar sonini ko‘paytirishga «ro‘molli»larning bo‘shatish orqali erishmoqchimisizlar? Nega bir tashabbus bilan chiqsangiz qo‘shimcha muammo yaratasiz? Korruptsiyaga qarshi shunday kurashiladimi? Tanish-bilishchilik, mahalliy urug‘-aymoqchilikka qarshi shunday yo‘l tutiladimi? Davlat mablag‘larini talon-taroj qilinishi to‘xtatish «ayollar kiyimi»bilan hal qilinadimi?”.
Biz bu masalaga oydinlik kiritish maqsadida ijtimoiy tarmoqlarda faol bo‘lgan, har bir chiqayotgan qonun va farmonlarga o‘z fikr va mulohazalarini bildirib boradigan yurtdoshlarimiz fikri bilan qiziqdik. Shulardan biri feysbuk foydalanuvchisi Mahfuza Nazarova ushbu kodeks loyihasi haqida bir qator tanqidiy, lekin asosliy fikrlarni bildirgan. “Savol: davlat xizmatchisining ish formasi bormi va bu forma qaysi format hamda tamoyillar asosida tanlangan va joriy etilgan?
Diniy libos deganda nimani tushunishimiz kerak?
Agar ro‘mol nazarda tutilgan bo‘lsa, ro‘mol – diniy libos emas, u shunchaki bosh kiyim. Salla, rohibalarning libosi, yepiskoplarning libosini, osib yuradigan xochini diniy libos desa bo‘ladi.
Liboslar bo‘yicha cheklovlar Konstitutsiyada belgilangan normalar hamda “Vijdon erkinligi to‘g‘risida”gi Qonunning moddalariga zid emasmi?
Keyin nima uchun aynan diniy libos, boshqa har qanday liboslar mumkinmi shunda?! Masalan, miniyubka, shorti, jinsi shim, yirtiq shimlar, tor, o‘ta ochiq ko‘ylaklar…
Mumkin bo‘lmasa, nega ular haqida hech narsa deyilmagan?..
Bundan tashqari, spirtli ichimliklar va mast qiluvchi moddalar qabul qilishi, sayoq yurishi, turmushi bo‘la turib, yashirincha ishqiy munosabatlarda bo‘lishi, so‘kinib gapirishi, qo‘l ko‘tarish, zo‘ravonlik qilish mumkinmasligi bo‘yicha bandlar nega yo‘q?!
Jamoatchilik muhokamasiga qo‘yilgan bo‘lsa, chindan ham, qayta ko‘rib chiqishsin.
Ha, aytgancha, xizmatchilarning majburiyatlari yozilganida huquqlariniyam eslab o‘tish kerak. Davlat xizmatchisiyam mundoq olib qaraganda – oddiy fuqaro, faqat ish payti xizmatchi” deb yozadi Mahfuza Nazarova.
Ushbu kodeks loyihasi aholi muhokamasiga qo‘yilgandan buyon yurtdoshlarimiz tomonidan kodeks loyihasiga berayotgan takliflarini ham o‘rgandik. Achinarlisi shundaki, xalqimiz chiqarilayotgan qonunlardan norozi bo‘lishadi, lekin qonunlar tasdiqlanishidan oldin aholi muhokamasiga qo‘yilganda bunga ko‘pchilik befarq qaramoqda. Birgina «davlat xizmatchilarining odob-axloq kodeksi» loyihasini oladigan bo‘lsak kodeks loyihasi muhokamaga qo‘yilganiga besh kun bo‘lsada bor yo‘g‘i beshta taklif berilgan. Bu takliflarning to‘rttasi kodeksning 32-moddasiga o‘zgartirish kiritish to‘g‘risida.
Kodeks loyihasiga berilgan takliflarni keltirib o‘tsak:
G‘ayratxo‘ja Saydaliev (tadbirkor):
«32-modda. Davlat xizmatchisining tashqi ko‘rinishiga oid talablar» bo‘limidagi «…Davlat tashkilotlarida barcha xodimlarga ish joyida bir xilda ularning siyosiy va mafkuraviy qarashlarini yoki dinga munosabatini aks ettiruvchi liboslarda bo‘lish yoki belgilarni taqib yurish taqiqlanadi» bandini aniqroq ochib bersangiz. Ushbu band bilan davlat ishlarida xizmat qiluvchi ayol-qizlarimizga ro‘mol o‘rash taqiqlanishi mumkinmi?».
Xadicha Ramazon qizi Erdonova (davlat xizmatchisi):
«32-modda. Davlat xizmatchisining tashqi ko‘rinishiga oid talablar» bilim va salohiyatli, chinakam kasbiga sadoqatli kadrlarni ko‘paytirish kerak bo‘lgan bir vaqtda bunday norma birmuncha ayollar uchun to‘siq bo‘liq qoladi. Ro‘mol masalasi og‘riqli nuqtaligicha qolmoqda… Imkoniyat berib ish salohiyatini nazorat qilgan foydaliroq”.
Qalandar Beknazarov (tadbirkor):
«Konstitutsiyada din, e’tiqod erkinligi belgilangan. Davlatimizning aksariyat fuqarolari islom diniga e’tiqod qiladi. Islom diniga e’tiqod qiluvchi shariat (din) talabiga tushadigan libosni kiyishi shart. Ushbu qabul qilinayotgan hujjat 32 moddasi 2-bandida libosga nisbatan quyilayotgan talab Konstitutsiyamizning mohiyatiga zid emasmi».
Bobir Muratov (tadbirkor):
«Manfaatlar to‘qnashuvi, korruptsiya bo‘yicha yaxshi tavsiyalar berilgan. Hamma uchun bir xil ishlasa bo‘ldi.
Faqat xalqimizni asosiy qismi musulmon ekanligini bila turib, diniy atributlarni qo‘shib ketilgani sal g‘alati. Bunga ko‘proq izoh berilishi kerak.
Demokratiyada xalqning ko‘pchilik qismining qiziqishlari hisobga olinmaydimi?».
Yuqoridagi fikrlardan kelib chiqqan holda muhokamaga qo‘yilgan kodeks loyihasining 32-moddasi qaytadan ko‘rib chiqilsa maqsadga muvofiq bo‘lardi.
Bu kodeks loyihasini aholi muhokamasiga qo‘ygan Adliya vazirligi endi «ayollar huquqlarini kuchaytirish bo‘yicha qator jiddiy takliflar»ni ilgari surmoqda. To‘g‘risi bu vazirlikning qilayotgan ishlari tushunarsiz.
Nurbek G‘ofurov
«Адлия вазирлиги нега мужмал ибораларни қўллашни бошлаяпти?» ёхуд коррупцияга қарши курашда рўмолнинг ўрни ҳақида
Куни кеча Адлия вазирлиги томонидан «давлат хизматчиларининг одоб-ахлоқ кодекси» лойиҳаси муҳокамага қўйилган. Унда Ўзбекистон Республикаси Президентининг 2021 йил 6 июлдаги ПФ–6257-сон Фармони билан тасдиқланган Коррупцияга қарши курашиш бўйича 2021-2022 йилларга мўлжалланган давлат дастурининг 2-бандида белгиланган вазифаларни инобатга олиб ҳамда Ўзбекистон Республикасида давлат хизматчиларининг одоб-ахлоқининг ягона қоидаларини белгилаш, давлат хизматида суиистеъмолчиликларнинг олдини олиш ва коррупцияга қарши курашиш самарадорлигини ошириш асосий мақсад сифатида белгиланган. Биз ушбу “давлат хизматчиларининг одоб-ахлоқ кодекси”нинг барча моддалари билан танишиб чиқдик. Ҳақиқатдан ҳам коррупцияга қарши курашиш учун яхши лойиҳа шакллантирилган. Лекин бизни кодекс лойиҳасининг 32-моддасида келтирилган талаблар ҳайрон қолдирмоқда. Унда «Давлат ташкилотларида барча ходимларга иш жойида бир хилда уларнинг сиёсий ва мафкуравий қарашларини ёки динга муносабатини акс эттирувчи либосларда бўлиш ёки белгиларни тақиб юриш тақиқланади» дейилади. Биз бу моддани қай йўсинда талқин қилиш кераклигига аниқлик киритиш мақсадида Адлия вазирлиги билан боғландик. Бизга вазирлик матбуот котиби Севара Уринбаева шундай жавоб берди: «Виждон эркинлиги ва диний ташкилотлар тўғрисида»ги Қонунда Ўзбекистон Республикасида дин давлатдан ажратилган. Шунингдек, Давлат турли динларга эътиқод қиладиган ва уларга эътиқод қилмайдиган фуқаролар, турли динларга мансуб диний ташкилотлар ўртасида ўзаро муроса ва ҳурмат ўрнатилишига кўмаклашади, диний ақидапарастлик ҳамда экстремизмга, муносабатларни қарама-қарши қўйиш ва кескинлаштиришга, турли конфессиялар ўртасида адоватни авж олдиришга қаратилган хатти-ҳаракатларга йўл қўймайди.
Конституциянинг 12-моддасига асосан ҳеч қайси мафкура давлат мафкураси сифатида ўрнатилиши мумкин эмас.
Шунингдек ички тартиб қоидалар бор. Унга асосан айрим жойларда дресс код талаб этилади”.
«Виждон эркинлиги ва диний ташкилотлар тўғрисида»ги Қонунда «диний либос» тушунчаси олиб ташланган эди, лекин «давлат хизматчиларининг одоб-ахлоқ кодекси»нинг 32-моддасида «динга муносабатини акс эттирувчи либосларда бўлиш» жумласи киритилган. Буни қандай изоҳлаш мумкин? Давлат ташкилотларида ишлайдиган аёлларимизнинг рўмол ўраши ҳам ушбу кодекс билан энди тақиқлаб қўйиладими? Бу саволларга ҳам Севара Уринбаевадан жавоб олдик. «Давлат ташкилотларида фақат шунақа бўлади. Бу давлат хизматчиларига қўйилган талаб» деди Севара Уринбаева. Бундан шуни англаш мумкинки агар ҳеч бир ўзгартиришларсиз ушбу «давлат хизматчиларининг одоб-ахлоқ кодекси»тасдиқланса яна давлат ишида ишлайдиган рўмол ўрайдиган аёлларимизга қийин бўлади. Айнан биз муҳокама қилаётган «динга муносабатини акс эттирувчи либосларда бўлиш» жумласи тўғрисида Azon гуруҳи ходими Ғайратхўжа Ғаффорхўжа ўғли фейсбукдаги ўз саҳифасида шундай изоҳ қолдирган: «Давлат хизматчиларининг ягона одоб-ахлоқ қоидалари» бўйича 2 муҳим нуқта: 1. Ушбу қоидалар коррупцияга қарши кураш доирасида ишлаб чиқилган. 2. Маълум бир хорижий давлатлар тажрибасидан фойдаланилган.
1. Ходимларнинг кийинишини коррупцияга умуман алоқаси йўқ. Агар камтарроқ кийиниш керак дейилса, тушунамиз, озгина одобдан дарс ўтилибди, деб, лекин ўзи зўрға қутулганимиз, шу вақтгача ҳеч ким тарифлаб беролмаган «диний либос» ўрнига янги «динга муносабатни акс эттирувчи либос» тушунчасини киритиб, нимага эришилмоқчи? Парламент мажлиси ҳақида «инсонлар уларни қонунлар асосида бошқаришларини истайдилар» номли мақола чиқарган Адлия вазирлиги нега яна янги мужмал ибораларни қўллашни бошлаяпти?
2. Ўрганилган хорижий давлатлар кодексларини кўриб чиқдик, айнан АҚШ, Россия, Қозоғистон, Молдова ва, ҳатто, Болгария ҳужжатлари, лекин ҲЕЧ БИРИда «динга муносабатни акс эттирувчи либос»га яқин жумла ҳам тополмадик! Кийиниш маданияти ҳақида уларда ё умуман гапирилмаган, ё бошқа нарса айтилган.
Нега коррупцияни енгиб бўлмайди деса, масъул ташкилотлар бу «кураш»га бошқа нарсаларни ҳам қўшиб юборишларини ва шунинг оқибатида асосий масала қолиб кетишини айтиш мумкин, афсус!
Ҳурматли ушбу лойиҳа масъуллари, муаммо ходимларнинг кийимида эмас. Буни тушунишингизни сўраймиз. Виждон (эътиқод) эркинлигини чин дилдан ҳурмат қилайлик! Ҳеч бўлмаса ўзингиз томонингиздан кўп бора кўтариладиган гендер тенглигининг риоясини қилинг. Давлат органларида масъул лавозимларда аёллар сонини кўпайтиришга «рўмолли»ларнинг бўшатиш орқали эришмоқчимисизлар? Нега бир ташаббус билан чиқсангиз қўшимча муаммо яратасиз? Коррупцияга қарши шундай курашиладими? Таниш-билишчилик, маҳаллий уруғ-аймоқчиликка қарши шундай йўл тутиладими? Давлат маблағларини талон-тарож қилиниши тўхтатиш «аёллар кийими»билан ҳал қилинадими?”.
Биз бу масалага ойдинлик киритиш мақсадида ижтимоий тармоқларда фаол бўлган, ҳар бир чиқаётган қонун ва фармонларга ўз фикр ва мулоҳазаларини билдириб борадиган юртдошларимиз фикри билан қизиқдик. Шулардан бири фейсбук фойдаланувчиси Маҳфуза Назарова ушбу кодекс лойиҳаси ҳақида бир қатор танқидий, лекин асослий фикрларни билдирган. “Савол: давлат хизматчисининг иш формаси борми ва бу форма қайси формат ҳамда тамойиллар асосида танланган ва жорий этилган?
Диний либос деганда нимани тушунишимиз керак?
Агар рўмол назарда тутилган бўлса, рўмол – диний либос эмас, у шунчаки бош кийим. Салла, роҳибаларнинг либоси, епископларнинг либосини, осиб юрадиган хочини диний либос деса бўлади.
Либослар бўйича чекловлар Конституцияда белгиланган нормалар ҳамда “Виждон эркинлиги тўғрисида”ги Қонуннинг моддаларига зид эмасми?
Кейин нима учун айнан диний либос, бошқа ҳар қандай либослар мумкинми шунда?! Масалан, миниюбка, шорти, жинси шим, йиртиқ шимлар, тор, ўта очиқ кўйлаклар…
Мумкин бўлмаса, нега улар ҳақида ҳеч нарса дейилмаган?..
Бундан ташқари, спиртли ичимликлар ва маст қилувчи моддалар қабул қилиши, саёқ юриши, турмуши бўла туриб, яширинча ишқий муносабатларда бўлиши, сўкиниб гапириши, қўл кўтариш, зўравонлик қилиш мумкинмаслиги бўйича бандлар нега йўқ?!
Жамоатчилик муҳокамасига қўйилган бўлса, чиндан ҳам, қайта кўриб чиқишсин.
Ҳа, айтганча, хизматчиларнинг мажбуриятлари ёзилганида ҳуқуқлариниям эслаб ўтиш керак. Давлат хизматчисиям мундоқ олиб қараганда – оддий фуқаро, фақат иш пайти хизматчи” деб ёзади Маҳфуза Назарова.
Ушбу кодекс лойиҳаси аҳоли муҳокамасига қўйилгандан буён юртдошларимиз томонидан кодекс лойиҳасига бераётган таклифларини ҳам ўргандик. Ачинарлиси шундаки, халқимиз чиқарилаётган қонунлардан норози бўлишади, лекин қонунлар тасдиқланишидан олдин аҳоли муҳокамасига қўйилганда бунга кўпчилик бефарқ қарамоқда. Биргина «давлат хизматчиларининг одоб-ахлоқ кодекси» лойиҳасини оладиган бўлсак кодекс лойиҳаси муҳокамага қўйилганига беш кун бўлсада бор йўғи бешта таклиф берилган. Бу таклифларнинг тўрттаси кодекснинг 32-моддасига ўзгартириш киритиш тўғрисида.
«32-модда. Давлат хизматчисининг ташқи кўринишига оид талаблар» бўлимидаги «…Давлат ташкилотларида барча ходимларга иш жойида бир хилда уларнинг сиёсий ва мафкуравий қарашларини ёки динга муносабатини акс эттирувчи либосларда бўлиш ёки белгиларни тақиб юриш тақиқланади» бандини аниқроқ очиб берсангиз. Ушбу банд билан давлат ишларида хизмат қилувчи аёл-қизларимизга рўмол ўраш тақиқланиши мумкинми?».
Хадича Рамазон қизи Эрдонова (давлат хизматчиси):
«32-модда. Давлат хизматчисининг ташқи кўринишига оид талаблар» билим ва салоҳиятли, чинакам касбига садоқатли кадрларни кўпайтириш керак бўлган бир вақтда бундай норма бирмунча аёллар учун тўсиқ бўлиқ қолади. Рўмол масаласи оғриқли нуқталигича қолмоқда… Имконият бериб иш салоҳиятини назорат қилган фойдалироқ”.
Қаландар Бекназаров (тадбиркор):
«Конституцияда дин, эътиқод эркинлиги белгиланган. Давлатимизнинг аксарият фуқаролари ислом динига эътиқод қилади. Ислом динига эътиқод қилувчи шариат (дин) талабига тушадиган либосни кийиши шарт. Ушбу қабул қилинаётган ҳужжат 32 моддаси 2-бандида либосга нисбатан қуйилаётган талаб Конституциямизнинг моҳиятига зид эмасми».
Бобир Муратов (тадбиркор):
«Манфаатлар тўқнашуви, коррупция бўйича яхши тавсиялар берилган. Ҳамма учун бир хил ишласа бўлди.
Фақат халқимизни асосий қисми мусулмон эканлигини била туриб, диний атрибутларни қўшиб кетилгани сал ғалати. Бунга кўпроқ изоҳ берилиши керак.
TÜRKİSTANDER Başkanı Kavuncu, sosyal medyadan hesabından yaptığı paylaşımda, Özbekistan’ın Navai ve Cizzax şehrinde kız öğrencilerin hicap ve namazlarına müdahale edildiğini duyurdu.
Türkmenistan-Türkiye ilişkileri üst düzey ziyaretlerle gelişiyor. Türkmen lider Berdimuhamedov geçtiğimiz günlerde İstanbul’a gelmişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Türkmenistan’da Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’ne katılacak.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla Türkmenistan Parlamentosu, 27 Ekim 1991’de oybirliği ile Türkmenistan’ın bağımsızlığını kabul ederek tüm dünyaya duyurdu.
Türkiye, 16 Aralık 1991’de Türkmenistan’ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke oldu.
O tarihten itibaren iki ülke ilişkileri hızla gelişirken, ticari, askeri, eğitim ve kültür alanlarında yoğun bir iş birliğine girişildi.
İki ülke arasındaki ilişkiler son yıllarda daha da güçlendi.
“Kardeşim Erdoğan’ın Türkmenistan’a özel tavrını her zaman hissediyorum”
Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov, “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sevgili kardeşim Recep Tayyip Erdoğan’ın ikili ilişkilerinin gelişmesine kişisel katkısını vurgulamak isterim. Konuştuğumuz zaman, onun Türkmenistan’a karşı özel tavrını, iş birliğin her zaman hissediyorum.” dedi.
İki kardeş devletin zirvesindeki yakın iş birliği ruhu Türk ve Türkmen iş insanlarına da yansıyor.
Sık sık toplantılarda bir araya gelen iş dünyası; ulaşım, lojistik, tarım, inşaat, enerji ve sağlık alanlarında iş birliğinin geliştirilmesine çalışıyor.
Berdimuhamedov, “Türkmenistan-Türkiye ilişkilerinin geleceğini birlikte inşa ediyoruz. Halklarımızın ve devletlerimizin yararına olan iş birliğimizin harika potansiyeline kesinlikle inanıyorum.” açıklamasını yaptı.
İkili ticaret hacmi yüzde 8 arttı
COVID-19 salgınına rağmen artan Türkiye ile Türkmenistan ile arasındaki ticaret hacmi geçen yıl 2 milyar dolar civarında gerçekleşti.
Kastamonu Üniversitesi öğretim üyelerinden, Türkistan mücadelemizin fedakâr ve çilekeş mücahidi Doç.Dr.Ozodbek Karamatov hakkın rahmetine kavuştu. Azad hocanın cenazesi dün Kastamonu’da toprağa verildi.
Kırgızistan Celalabad vilayeti Suzak ilçesinde 1964 yılında dünyaya gelen Azadbek hoca, 1 Ekim Cuma günü akşam saatlerinde Türkiye’de hayata gözlerini yumdu. Azad hoca bir süreden beri kanser tedavisi görüyordu. Kırgızistan’da gördüğü baskılar nedeniyle 2015 yılında Türkiye’ye hicret ederek Kastamonu Üniversitesi’ne kabul edilen Azad hoca, öğrencileri arasında ve akademi camiasında çok seviliyordu. Çeşitli Türkistan ülkelerinden gelen öğrencilere ayırım yapmaksızın akalik (abilik), babalık yapıyordu. Azadbek hoca Türkistander’in Kastamonu’daki faaliyetlerine de yardımcı oluyordu.
Kıymetli Azadbek Karamatov hocamız, muhacerette can veren Türkistanlılar katarında yerin i aldı. Bizim kaybımız büyük. İnşaallah o, ahiret yurdunda kazananlardan olsun.
Ozodbek Karamatov’ın irtihaliyle ilgili olarak Aqbura (https://oqbura.org) sitesinde yayımlanan Özbekçe yazıyı ve Türkiye Türkçesi çevirisini aşağıda sunuyoruz.
Албатта, барчамизни Ўзи яратган, бир кун Ўзига қайтишимиз бор. Озодбек бир умр илм истаб ўтди. Сирасини айтганда, Туркияга бориб қолгани боиси ҳам илм ортидан бўлди. Бир иқтидорли олим ўз ватани Қирғизистонга сиғмай, мусофирликни бўйнига олган эди. Оллоҳнинг иродаси экан, бўйсунишдан бошқа иложимиз йўқ. Ўзи раҳматига олган бўлсин.
Озодбек Караматов 1964 йили Жалолобод вилоятининг Сузоқ қишлоғида туғилди. Унинг ота-бувалари Сузоқ халқи орасида катта ҳурмат-эътиборга сазовор инсонлар бўлишган. Бундан 50-60 йиллар олдин бутун Сузоқда бир ёки иккита ҳожи она бўлган. Қизилёр маҳалласида яшаб ўтган Хадича ҳожи она шуларнинг биттаси, балки ягонаси эди. Хадича ҳожи она бир умр сузоқлик хотин-қизларни Ислом динидан хабардор қилиб, уларга Қуръони Каримни ўқитиб ўтди. Ўша ҳожи она дўстимиз Озодбекнинг бувиси эди. Мана шундан ҳам билса бўладики, Озодбек Караматов илмдор оиланинг фарзанди бўлган.
Озодбек Караматов билан кўп суҳбатлашганмиз. У Тошкент Ирригация ва сув хўжалиги институтини 1987 йили битирган эди. Тез муддатда иқтисодият соҳасида фан номзоди ва фан доктори илмий даражаларига эришди, профессор унвонини олди. Озодбек бир суҳбатида “Кичик ер майдонларида қишлоқ хўжалик фаолиятини олиб борган деҳқонларнинг даромади пастлигидан эрамиздан 600 йил илгари Грецияда ер майдонларини оптималлаштириш бўйича давлат томонидан зарур тадбирлар ўтказилган. Шу маънода, бугун Ўзбекистонда жуда тўғри йўл тутилмоқда”, дея Ўзбекистонда кечаётган иқтисодий ислоҳотларга ўз муносабатини билдирган эди.
Озодбек Караматов Туркияда бўлар экан, илмий фаолиятини давом эттирди. У ердаги таниқли университетларда иқтисодиёт ва ер кадастри бўйича лекциялар ўқиди, шогирдлар етиштирди, юзлаб талабаларга илм берди. Унинг порлоқ хотираси ҳамюртлари қалбида ҳамиша яшайди. Охиратингиз обод бўлсин, Озод домла!
Halkın çoğu toplama kamplarında olduğu için istenen kalabalık toplanamadı
Doğu Türkistan’da Çin devletinin 72 yıllık işgalinin son beş yılına tekabül eden 2016 sonrasında zulüm politikaları asimilasyondan imhaya (soykırıma) dönüşmüş olarak aynı şekilde devam ediyor.
2021 yılında ABD ve diğer batılı ülkeler, Çin’le olan rekabetlerinde en güçlü argüman olarak gördükleri Doğu Türkistan meselesini daha yoğun olarak kullanmaya başladılar. Bir çok ülkelerin parlamentosunda ardarda “Çin’in soykırım yaptığına dair” kınama ve yaptırım kararları alındı. Çin devleti bunları çok önemsemiyor görünse de son derece rahatsız olduğu açık. Yaptırımcı ülkelerin çoğalmasını engellemek için elinden geleni yapıyor. Özellikle üçüncü dünya ülkelerine (özellikle müslüman ülkelerine) karşı sahip olduğu ekonomik gücü kullandığı gibi, en ufak sivil veya siyasi eleştiriye karşı da diplomatik üsluba uymayan tepkiler verebiliyor. Türkiye’de iktidar sözcülerini ekonomik ilişkileri bozmakla tehdit ederken, Gulca katliamını anan muhalif siyasetçilerden hesap sorma tehdidine kadar işi ileri götürdü.
Dünya genelinde “soykırımcı ülke/ apatheid rejimi” damgasını yemekten korkan Çin devleti, 2021 Ramazan’ında (h.1442) bir propaganda atağı yaptı. 13 Mayıs’a denk gelen Ramazan Bayramı sabahında üç büyük camide kalabalık bayram namazları, bayramlaşma ve samah gösterileri düzenleyerek videolarını yayınladı. Böylece “Doğu Türkistanlılar’ın mutlu olduğu ve Müslüman Uygurlara baskı yapılmadığı” görüntüsünü yaymaya çalıştı.
Doğu Türkistan’dan aldığımız haberlere göre halkın çoğu toplama kamplarında olduğu için istenen kalabalık toplanamadı. Görevliler ev ev dolaşarak halkı bayram namazına katılmaya çağırdılar. Arefe gönü provalar yapıldı. Bayram hutbelerinde satılmış rejim imamları Çin Komünist Partisi’nin uygulamalarını öven konuşmalar yaptı. Büyük bir sevinç gösterisi olan samah törenlerine katılan insanların yüzüne baktığınızda zorla getirildiklerini anlamak zor değildi. Yüzü gülen bir tek kişi bile yoktu.
Ama Doğu Türkistan tarihinde ilk defa komünist rejimin, halkı camiye gelmeye teşvik ettiğine tanıklık etmiş olduk. Propaganda için de olsa önemli bir gelişme. Ümid ediyoruz ki, bundan sonra sistematik işkence ve cinayetlerinde de bir azalma olur da insanlar biraz nefes alabilir.
Özbekistan ve Türkiye silahlı kuvvetlerinin katıldığı ortak tatbikat Özbekistan’da başladı. Milli marşların çalınmasıyla başlayan törende, iki ülke askerleri geçiş yaptı.
Özbekistan Savunma Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Tirmiz şehrindeki askeri poligonda yapılacak Özbek-Türk ortak askeri tatbikatı için açılış töreni düzenlendi.
Tatbikatın açılışında, Özbekistan Savunma Bakanlığı yetkilisi Laziz Usmanov, Güney Operasyon Bölge Komutanı Polat Satvaldiyev ve Türkiye Özel Harekat Tugay Komutan Yardımcısı Rüştü Töredi ile iki ülke özel harekat kuvvetleri mensupları hazır bulundu.
Törende konuşan Türk ve Özbek askeri yetkililer, ortak tatbikatın en iyi şekilde geçeceğini kaydederek, katılımcılara başarılar diledi.
Ortak askeri tatbikat kapsamında iki ülke askerleri 15 kilometrelik özel taktik koridorundan geçme, özel atış, yakın dövüş ve zorlu koşullarda hayatta kalma konularında ortak eğitim yapacak.
Katılımcılar ayrıca özel taktik eğitiminin yanı sıra ortak spor müsabakaları düzenleyecek.
Yarın, resmi ziyaret kapsamında Özbekistan’a gelecek olan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, 25 Mart’ta ortak tatbikatı izleyecek.
Ortak tatbikat 27 Mart’ta sona erecek.
Tatbikat, iki ülke arasındaki askeri iş birliği planı kapsamında düzenleniyor.
Özbekistan ve Kırgızistan arasında gerçekleşen liderler zirvesinde iki ülkenin liderleri ilk kez resmi görüşmede Rusça yerine Türkçe konuştu.
Kırgızistan ve Özbekistan liderlerinin ikili ilişkileri görüşmek amacıyla buluştuğu zirvede dikkatlerden kaçmayan tarihi bir an yaşandı. Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov’un, Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te 11-12 Mart’ta yaptığı resmi ziyaret sırasında Özbek mevkidaşı Şevket Mirziyoyev ile uzun zamandan sonra ilk kez resmi bir görüşmede Rusça yerine Türkçe konuştu. Yayınlanan görüntülerde iki liderin birbirlerine Türkçe hitap ettiği görüldü.
Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde son yıllarda Rus Kiril alfabesi yerine Latin alfabesinin kullanımına yönelik kararlar alındığı da biliniyor. Geçen ay Özbekistan hükümeti aşamalı olarak Latin alfabesine geçilmesine ilişkin yol haritasını içeren kararı onayladı. Karara göre, 1 Ocak 2023’ten itibaren ülkedeki tüm kurum ve kuruluşların faaliyetleri ile resmi yazışmaları, Kiril yerine Latin alfabesiyle yapılacak.
Ocak ayında da Kazakistan Ulusal Alfabe Komisyonu, 2023 – 2031 yılları arasında ülkede kademeli olarak kullanılmaya başlanacak Latin harflerine uyarlanan yeni Kazak alfabesinin tanıtımını yaptı. 1940’tan itibaren Kiril alfabesini kullanan Kazakistan, 2017’de kademeli olarak Latin alfabesine geçme kararı almıştı. Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan aynı zamanda Türk Keneşi’ni oluşturuyor.