Geçtiğimiz Haziran ayının 18’inde, Taşkent’te bir mahkum daha ailesine ölü olarak teslim edildi. Böylece bir ay içinde işkencede ölenlerin sayısı üçe çıktı.
Bundan önceki ölüm olayında Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyayev, “İçişleri Bakanlığı’nın halktan özür dilemesini” talep etmişti.
20 Mayıs 2020 günü Namangan’da Husanhan hocanın cezaevi çıkışında öldürülmesinin ardından, Andican şehrinde gözaltında bulunan A. Abdukerimov İçişleri Bakanlığı görevlileri tarafından 11 Haziran günü ailesine ölü olarak teslim edilmişti. 18 Haziran’da da Taşkent’te ölen Ferruh Hıdırov‘la birlikte 30 gün içinde “işkencede ölenlerin sayısı” üçe yükseldi.
Husanhan (Xusanxon) hoca 2008 yılından beri “dini gerekçelerle anayasal düzene karşı olmak” suçlamasıyla tutuklu bulunuyordu. 2020 yılı Mayıs ayında çıkarıldığı mahkemede tarafından “şimdiye kadar boşu boşuna hapiste kalmışsınız” denilerek serbest bırakılmıştı. Tahliye kararının ardından İİB (İçişleri Bakanlığı) yetkilileri tarafından yeniden gözaltına alınan Husanhan hoca, bir kaç gün sonra ölü olarak ailesine teslim edildi. Özbekistan cezaevlerinde İslam Kerimov döneminde suçsuz olarak tutuklanan daha kaç tane hocanın “boşu boşuna” yattığı bilinmiyor.
Mayıs ayında Andican’da gözaltına alınan A.Abdukerimov‘un, göz altına alınıp İİB binasına girmesinden sonra resmi kayıtlara göre “hayatı ve sağlığı için tehlikeli bir şekilde zor kullanıldığı, kanunsuz olarak gözaltında tutulduğu ve bunun sonucunda da sağlık durumunun kötüleşmesi üzerine 1 Haziran’da hastaneye sevk edildiği” ve 11 Haziran günü de vefat ettiği anlaşıldı. Abdukerimov soruşturmasının değerli taş ticaretiyle ilgili bir şikayet üzerine yürütüldüğü bildirildi. İİB binasında yapılan işkence sonucunda ölüm olayının kesinleşmesi üzerine başlatılan soruşturmada, 3 memur “işkence sonucu ölüme sebep olmak” suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine konuldu.
Abdukerimov’un işkencede öldüğünün kesinleşmesinden kısa bir süre sonra Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyayev, “Adil yargılamayı sağlamak ve Yolsuzlukla mücadele sistemini geliştirmek” konulu bir video konuşmasında “Neden operasyon-arama-sorgulama’yı kontrol eden savcılar, İçişleri (Bakanlığı) yetkilileri, <<Bundan biz sorumluyuz>> diye çıkıp konuşmuyor, <<Bu görevlilerin bilgisini artırmadık, kanun dairesinde çalışmayı, insanlara muamele etmeyi öğretmedik>> diye neden halktan özür dilemiyorsunuz? Bu gibi nahoş olayların tekrar etmemesi için hangi teşkilat veya şube müdürü net bir plan veya program geliştirdi? Bin esefle söylemeliyim ki, sizlerin duyarsızlığı ve cehaleti, reformlarımızı itibarsızlaştırmakta” dedi. (kun.uz’dan aktaran BBC )
2020 yılı içinde ve son 30 gün içinde meydana gelen üçüncü “işkencede ölüm” olayı ise 18 Haziran günü Taşkent’te Hıdırov Ferruh Enveroviç‘in vefatı. Hastane kayıtlarına göre “Tutuklu hasta odasında otururken dengesini kaybederek yüzüstü düşüp, burun ve dudaklarının üzerinde sıyrıklar oluşması sonucu gerekli tedavisinin yapıldığı” iddia ediliyor.
Yakınlarına dayandırılan bilgiye göre, mahkumiyet süresi biten Ferruh Hıdırov bir süre önce ailesine telefon ederek, hapishane yetkililerinin para talep ettiklerini söylemiş, hatta banka hesap numaralarını vermiş.
Özbekistan’da 20 Mayıs-20 Haziran günleri arasındaki 30 gün içinde meydana gelen işkencede ölüm olaylarının ilki dinî muhalif bir hocanın, Husanhan Hocanın şehadetine sebep olurken, diğer iki maktulün adli vak’alardan dolayı işkence gördükleri belirtiliyor.
TÜRKİSTANDER HABER MERKEZİ