TÜRKİSTAN’IN ÜÇ ŞAİRİ

Mahdum kulu firagi Abay İbrahim beg ÇOLPAN

Derneğimizin  “Pilavlı sohbet toplantıları”,  Siyer-i Nebi ve  Türkistan Tarihi dersleriyle devam ediyor

29 Aralık 2013- Derneğimizin mutad olarak iki haftada bir Pazar günleri düzenlediği “Pilavlı sohbet toplantıları” sonuncusu bu hafta gerçekleştirildi. Bu hafta, Siyer-i Nebi Dersleri, “Mekke Dönemi’nde neden şiddet kullanılmadı” ve Türkistan Tarihi, “Türkistan’ın Üç Şairi: Mahdum Kulu, Abay İbrahim Kunanbayoğlu, Abdülhamid Süleyman Çolpan” konuları işlendi.

Dernek Başkanı Burhan Kavuncu “Türkistan’ın Üç Şairi” başlığı altında takdim ettiği sohbette özet olarak şunları söyledi:

“Bütün toplantılarımızda ısrarla Türkistan kavramının ehemmiyetini anlatıyoruz.  Çünkü bugün Türkistanlılar, kendi vatanlarının Türkistan olduğunu bilmiyorlar. Bizim ata babalarımız, hepsi de kendilerine “Türkistanlı” diyorlardı. Bin seneden fazladır Orta Asya’da atalarımızın yaşadığı yerlerin adı Türkistan’dı. Rus işgalinin ilk yıllarında bile böyleydi. Sonradan, Bolşevikler zamanında Türkistan ismi yasaklandı. Batı Türkistan beş cumhuriyet olarak parçalandı, halklarımız birbirinden uzaklaştırıldı. Doğu Türkistan’da da Çinliler ‘Türkistan’ı yasakladılar, ülkenin adını Sincan(Sin Kiang) olarak değiştirdiler. Almatı, Akmola, Taşkent, Buhara, Fergana, Kokant, Celalabad, Oş, Aşkabad, Bişkek, Duşanbe, Kaşgar, Urumçi, Mezar-ı Şerif’te yaşayan insanlar kendilerini tanıtırken şehirlerinin ismiyle beraber “biz Türkistanlıyız” derlerdi. Şimdi 1991’den beri Batı Türkistan’da resmi olarak müstakillik dönemi başladı. Ama hala kendimize Türkistanlı diyemiyoruz. Bu mesele milliyetçilik, kavmiyetçilik, urukçuluk değildir. Bu İslami bir meseledir. Çünkü küffar, bizi esir eden kafirler, bizi parçalayıp zayıf düşürmek için Türkistan’ı yasakladılar. Bizi Özbek, Kırgız, Tacik, Kazak, Uygur diye bölüp, birbirimize düşürmek için Türkistan’ı yasakladılar. Biz Türkistanlı olduğumuzu bilmezsek, onların korktuğu azad Türkistan’ı, Uluğ Türkistan’ı nasıl yeniden tesis edebiliriz?”

“Türkistan tarihinde büyük alimler, büyük liderler, büyük sanatkarlar yaşamış, insanlık tarihinde unutulmayan hizmetlerde bulunmuşlardır. Biz elbette İmam Buharileri, İbni Sina’ları bileceğiz. Amma şairlerimiz de bizi biz yapan önemli değerlerimizdendir. Bu sebeple Türkistan’ın önemli şairlerinden üçünü bugünkü dersimizde kısaca anlatacağım.

“Şairlerimizden birincisi Horasan Türkmenlerinden Mahdum Kulu Faraği’dir. 1733 yılında İran Türkmen Sahra’sında Hacı Kavuşan köyünde doğdu. Atası Devlet Mehmet Azadi’den ilk İslami bilgilerini aldıktan sonra, Lebap’taki İdrisbaba medresesinde başlayan tahsiline Buhara Göktaş medresesinde devam etti. Yüksek bilgilerini Hive Şirgazi medresesi    ve Ahmet yesevi medresesinden aldı. Bu medreselerde dini ve edebi ilimler tahsil etti. Şiirleri kendi adıyla anılan Divan’ında toplanmıştır. Akıl, iman, insani değerler ve Allah aşkını işlediği şiirlerin, beş asır önce Anadolu’da yaşamış Yunus Emre’nin şiirlerine şaşılacak derecede benzemesi dikkat çeker. Bir örnek olarak (Türkiye Türkçesiyle):

EKİP GEÇTİ

Evvel Adem indi dünya/ Bu dünyayı ekip geçti/ Öz devrinde Nuh Peygamber/ Neccar işin tutup geçti.

Cennet içre diri giren/ İdris köynek dikip geçti/ Yunus balığın karnında/ “Ente sübhan” okup geçti.

Tâ İsa gelince daim/ Eshab-ı Kehf yatar kaim/ Hakk’ın yolunda İbrahim/ Canın oda yakıp geçti.

Mahdum Kulu Faraği, 1797 yılında Türkmen Sahra Aba Sari Çeşmesi’nde vefat etti. Mezarı Ak Tokkoy köyündedir.

“İkinci şairimiz 1845 yılında Doğu Kazakistan’ın Semen vilayetinde Şıngıstavı (Şingiz dağı) köyünde doğan ABAY İBRAHİM KUNANBAYOĞLU.

“Abay İBRAHİM 20 yaşına kadar medreselerde dini tahsil gördü. Arapça, Farsça ve Rusça öğrendi. Sonra Doğu klasiklerini ve Batılı yazarları, özellikle Rus şair ve yazarları okudu. A.Puşkin’in şiirlerinden bazılarını Kazakçaya çevirdi. Şiirleri Kazak sözlü edebiyatının en fazla bilinen örneklerindendir. Kazak bozkırkırlarında Abay şiirlerinin ezbere okunduğu söylenir. Şiirin yanı sıra düz yazı ile de bir çok makalesi bulunan Abay İBRAHİM, bu yazılarında felsefi düşüncelerine, eğitime ve özellikle çocuk psikolojisine, Allah’ın buyruklarına göre yaşamanın gerekliliği gibi konulara yer vermiştir. Şiirleri ölümünden sonra neşredildi. Düz yazıları Kara Sözder (Halk Sözleri) ismini taşır. Eserleri şiir ve düz yazılar olarak iki ayrı kitapta toplanarak basılmaktadır. (Prof. Abdulvahap Kara, Arman Dergisi, Kazak Türkleri Vakfı, 2004). Abay İbrahim Kunanbayoğlu 1904 yılında Cengizdağı sırtlarında Balaşakpak yaylasında vefat etti. Mezarı Semey vilayetine bağlı Abay ilçesindedir. 1917 yılında kurulan Alaş Orda Milli Hükûmeti Abay İBRAHİM’i manevi lideri olarak kabul etmişti. Günümüz Kazakistan’ında milli şair olarak anılmaktadır.

Şiirlerinden en çok bilinen iki örnek:

Mahabbatpen jaratkan adamzattı
Sen de süy Allanı janan tetti
Adamzattın berin süy bavrım dep
Jane hak joli osı dep ediletti

“(Allah) insanı muhabbetle yarattığı için
Sen de sev Allah’ı canından tatlı
İnsanların hepsini sev ‘kardeşim!”diyerek
‘Hak yolu budur.’ diye (insanlararasında) adaleti gözet.”

Allanın özi de ras, sözi de ras,
Ras söz eş vakıtta calgan bolmas.
Köp kitap keldi Alladan, onın törti,
Allanı tanıtuvga sözi ayrılmas.

Allah’ın kendisi de gerçek, sözü de gerçek,
Gerçek söz hiçbir zaman yalan olmaz.
Çok kitap geldi Allah’dan, onun dördü,
Allah’ı tanıtırken sözü ayrılmaz.

Mahdum Kulu ve Abay İbrahim’in şiirleri ile benzerlik gösteren Anadolu Türkmen kocası Yunus Emre’nin şiirlerinden de bir örnek sunalım:

Gönül Çalab’ın tahtı/ Çalap gönüle baktı/ İki cihan bedbahtı/ Kim bir gönül yıkar ise.

Sen sana ne sanırsan/ Ayruğa da onu san/ Dört kitabın manasın/ Budur eğer var ise.

 

“Bugün hatırladığımız üçüncü Türkistan şairi, Şehid Abdülhamid Süleyman Çolpan’dır.

Çolpan 1897’de Fergana vilayetine bağlı Andican’da doğdu. Medresede dini ilimler tahsiliyle beraber Arapça, Farsça, Rusça ve İngilizce öğrendi. 1917-1918’de Orenburg’da Başkırt Milli Hükûmeti’nin genel sekreterliğini yaptı. Tagor, Puşkin, Gorki, Şekspir gibi Batılı yazarları Özbekçe’ye tercüme etti. Şiirlerini Oyganış, Bulaklar, Tansırları isimli kitaplarında topladı. Türkiye’deki İstiklal harbi sırasında yazdığı şu dizelerle Anadolu’ya destek verdi:

Ey İnönü, ey Sakarya, ey istiklal erleri yürü

Mazlumlar tufanın öç alguçu selleri.

Hayatı boyunca komünist Rus işgalcilere boyun eğmedi. Defalarca yargılandı, toplumsal linçe tabi tutuldu, sekiz defa tutuklandı. Stalin’in başlattığı tutuklama kampanyasında 1937 yılında da tutuklandı. Son yargılamada idam cezasına çarptırıldı. 4 Ekim 1938 tarihinde idam edildi. Türkiye’de İslami liderlere yapılan kabrini yok etme uygulaması, Türkistan’da da ÇOLPAN’a tatbik edildi. Halen mezarı belli değildir. Katledilmesinden 19 sene sonra 1957 yılında Sovyetler Birliği büyük şair Abdülhamid ÇOLPAN’ın suçsuz olduğuna karar vererek aklandığını ilan etti”.

Unutulmaz şiirlerinden birisi, Türkistanlıların milli şarkısı olan Güzel Türkistan’dan birkaç mısra:

Güzel Türkistan senge ne boldi?

Sebep vakitsiz küllerning soldu.

Birligimizning teprenmes tagı

Umidimizmin sönmez çerağı

Birleş ey halkım kelkendür çağı

Bezensin imdi Türkistan bağı.

Kozgal halkım yeter şunca cevrü cefalar

ÇOLPAN’ın unutulmayan şiirlerinden birisi de Gülen Başkalardır Ağlayan Benim:

Külgen başkalardır

Yığlayan menmen

Oynagan başkalardır

İnlegen menmen

Erk erteklerin işitgen başka

Kulluk koşugun tinlegen menmen

***

Erkin başkalardır

Kamalgan menmen

Hayvan katarında sanalgan menmen.

Burhan Kavuncu konuşmasını “Şehid şairimiz Abdülhamid Süleyman ÇOLPAN’a, Mahdum Kulu FARAĞİ’ye ve Abay İbrahim KUNUBAYOĞLU’na Allah’tan rahmet ve magfiret diliyoruz” diyerek bitirdi.

Alakalı yazılar

One Thought to “TÜRKİSTAN’IN ÜÇ ŞAİRİ”

Yorum yazın