Özbek muhalif Dr. Namaz M. Muhammed: Türkiye Kerimov sonrasına odaklanmalı

Bakan Davutoğlu’nun Özbekistan ziyaretini değerlendiren Özbek muhalif Dr. Namaz N. Muhammed, Türkiye’nin Kerimov sonrasına odaklanması gerektiğini söyledi

Sovyetler Birliği’nin dağılması üzerine Türkiye ve Orta Asya’daki Türkî Cumhuriyetler arasında yakın işbirliği için yeni fırsatlar oluştu. Ancak çeşitli nedenlerden dolayı bu fırsatları değerlendirmek ve istenen neticeleri ilde etmek tam olarak mümkün olmadı. Türkiye ve Orta Asya devletleri, özellikle bölgenin kalbi durumunda olan Özbekistan arasında soğuk savaş dönemine benzer bir durum ortaya çıktı. Bunun nedeni bir yandan 1990’lı yıllardan başlayarak Türkiye’de siyasi istikrarın bir türlü yakalanamaması, öte yandan Özbekistan’da kendi dikte rejimini yerleştiren Cumhurbaşkanı İslam Kerimov’un bir türlü Türkiye ile ilişkilere sıcak bakmaması idi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun bugün başlayacağı Taşkent ziyaretinin yani AK Parti iktidarındaki ilk resmi ziyaretin, bu soğukluğu giderip gideremeyeceği belli değil. 13 yıl sonra dışişleri bakanları düzeyinde gelen bu ziyareti ve Türkiye – Özbekistan ilişkileri konusunda getireceklerini, Özbekistan muhalefetinin önemli isimlerinden Dr. Namaz N. Muhammed ile konuştuk.

Dünya Bülteni: Gelinen noktada Türkiye-Özbekistan ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Namaz N. Muhammed: Maalesef iki devlet arasındaki ilişkiler asgari noktaya inmiş durumdadır. Son 10 yılda devlet yöneticilerimiz bir kere olsun bir araya gelememişlerdir. Dolaysıyla sadece siyasi değil, ekonomik ve kültürel ilişkilerde de hiçbir ilerleme yoktur.

Bunun ana nedenleri size göre neler olabilir?

Bunun nedenleri çoktur. Bana göre her iki devlet tabiri caizse nereye gideceği, yani istikbalde nasıl bir devlet olacağı ve kiminle yakın dost olacağı konusunda tereddüt yaşamaktadır. Bu iki devletin iç sorunları ile ilgili meseledir. Bilindiği gibi Türkiye bir ara rejim sürecini baştan geçirmekte ve bu süreç ucu açık bir süreç olarak devam etmektedir. Özbekistan’da ise bağımsızlıktan sonra bir dikta rejimi söz konusudur. Bu rejim kendi vatandaşlarını hayatın bütün alanlarından dışladığı gibi, devlet olarak kendini de felç duruma düşürmüştür. Bu halde devletlerimizin özellikle Özbekistan’ın başkaları tanıması, kimin dost, kimin dost olmadığını bilmesi mümkün değildir. Onun için Özbekistan’ın dış politikası tamamen belirsizdir. İşte bu belirsizlikten dolayı Türkiye ve Özbekistan ilişkileri son zamanlarda nerede ise dibe vurmuştur.

Özbekistan’da gelinen nokta nedir?

Özbekistan’da hayatın bütün alanları, yani siyaset, ekonomi, sosyal hayat, eğitim çökmüş durumdadır. Milli gelir kişi başına bin doların biraz üzerindedir. Bu oran Türkiye’den 10 kat düşüktür. Devlet yönetimi zülüm, yolsuzluk ve rüşvete teslim olmuştur. Fikir özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü sıfır noktadadır. İnsanlarımız devletin ekonomik köleliğinden kaçarak, Kazakistan ve Rusya’da başka bir tür köleliğe yakalandılar. Sadece Rusya’da kaçak çalışan Özbek vatandaşlarının en az 5 milyon olduğu ifade ediliyor. Bunların vatanlarına 2013 yılda gönderdikleri para miktarı yaklaşık 6 milyar dolardır.

Bir de Türkiye’ye gelen muhacirler var. Bunların durumlarını nasıl görüyorsunuz?

Maalesef iyi değildir. Türkiye’ye son on on beş yılda Orta Asya’dan yaklaşık yüz bin insanımız göç etti. Bu insanlar siyasi, dini baskılardan ya da ekonomik sıkıntılardan dolayı Anadolu’ya kadar geldiler. Ama öz vatanları bildikleri Türkiye’de yabancı muamelesi gördüler. Türkiye insanlarımıza ikamet vermediği gibi, onlara burada bulunmaları için hukuki zemin de hazırlamıyor. Dolaysıyla Özbekler, Kazaklar, Türkmenler ve diğerleri Türkiye’de kendi başlarına bırakılmış vaziyette hayat mücadelesi vermektedirler.

Türkiye’nin Orta Asya politikası size göre nasıl olmalıdır?

Onun için ben diyorum ki iki devlet kendi aralarında yakınlaşma denemesini sürdürmelidiğr. Ancak real politika olarak Türkiye artik Orta Asya’da önünü görmeye çalışmalıdır. Başka söz ile artık Türkiye Kerimov sonrası döneme odaklanmalıdır. Çünkü Özbekistan ile ilişkiler normalleşmeden Türkiye bölgede söz sahibi olamaz. Bunun için ise Türkiye’ye Orta Asya’nın durumunu iyi okumalı ve bölgede iktidara gelebilecek yeni oluşumlara katkıda bulunmalıdır…

http://www.dunyabulteni.net/gunun-haberleri/303517/ozbek-muhalif-turkiye-kerimov-sonrasina-odaklanmali

 

Alakalı yazılar

Yorum yazın