Türk Dışişleri Bakanı Urgenç’e geldi

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu liderliğindeki bir heyeti bugün Özbekistan’a geldi.

Urgenç havalimanında konuk Özbekistan Başbakan Yardımcısı, Turizmi Geliştirme Devlet Komitesi Başkanı Aziz Abdukhakimov, Dışişleri Bakanı Abdulaziz Kamilov ve diğer yetkililer tarafından karşılandı.

6-9 Mart tarihlerinde Özbekistan’a yapılacak ziyarette Türk heyeti, iki ülke Dışişleri Bakanlarının başkanlık ettiği Stratejik Planlama Grubu’nun ikinci toplantısına katılacak.

Ziyaret programında ayrıca Hiva ve Buhara ziyaretleri, Semerkant’taki Türkiye Başkonsolosluğu açılış törenine katılım, Dışişleri Bakanlığı, diğer bakanlıklar ve birimlerdeki toplantı ve görüşmeler yer alıyor.

https://www.dunyo.info/cyrl/site/inner/turkiya_tashqi_ishlar_vaziri_urganchga_keldi-K37?fbclid=IwAR3HwiURzeWn1C9RtJiK4TFkn0LCGdnXW5270NWwIKxKSK9Vp-Ak07RqmOM

Devami

Özbekistan’ın dış borcu ocak ayında 21,1 milyar dolara ulaştı

Özbekistan’ın dış borcu 1 Ocak 2021 itibarıyla 21,1 milyar dolar oldu.

Özbekistan Maliye Bakanlığı, ülkenin dış borç stokuna ilişkin verileri açıkladı. Bakanlık açıklamasında, ülkenin dış borcunun 1 Ocak 2021 itibarıyla 21,1 milyar dolar olduğu kaydedilirken, bu rakamın ülkenin 2020 yılı Gayri Safi Yurtiçi Hasılasının (GSYH) yüzde 36,5’ine tekabül ettiği bildirildi.

2020 yılında ülkenin dış borcunun bir önceki yıla göre 5,4 milyar dolar diğer bir ifadeyle yüzde 34,4 arttığı aktarılan açıklamada, söz konusu borcun 15,1 milyar dolarının devletin doğrudan aldığı, 6 milyar dolarının ise devlet garantisi altında alınan dış borçlar olduğu ifade edildi.

Açıklamada, toplam dış borcun 3,7 milyar dolarının bütçenin desteklenmesi, 2,6 milyar dolarının petrol-gaz, 2,9 milyar dolarının elektrik enerji, 2,4 milyar dolarının taşımacılık ve karayolları, 2,2 milyar dolarının tarım, 2,3 milyar dolarının belediye hizmetleri, 1 milyar dolarının kimya sanayi, 700 milyon dolarının eğitim ve sağlık, 300 milyon dolarının finans, 200 milyon dolarının telekomünikasyon, 1,1 milyar dolarının da diğer sektörlerde kullanıldığı, 1,7 milyar dolarının ise uluslararası tahvillerden oluştuğu aktarıldı.

Açıklamada, ülkenin en çok kredi aldığı ülke ve yabancı finans kurumları arasında 5 milyar dolarla Asya Kalkınma Bankası, 3,7 milyar dolarla Dünya Bankası, 2 milyar dolarla Çin Eximbank, 2 milyar dolar Çin Kalkınma Bankası, 2 milyar dolarla Japonya Uluslararası Kalkınma Ajansı ve 900 milyon dolarla İslam Kalkınma Bankası’nın yer aldığı vurgulandı.

Özbekistan’ın 2020 yılında 1,1 milyar dolarlık dış borç ödemesi gerçekleştirdiği ifade edilen açıklamada söz konusu tutarın 656,5 milyon dolarının ana para ödemeleri, 405,1 milyon dolarının ise faiz ödemeleri olduğu kaydedildi.

Ülkenin dış borç tutarı, 1 Ocak 2018’de 7,5 milyar dolar, 1 Ocak 2019’da 9,9 milyar dolar, 1 Ocak 2020’de de 15,7 milyar dolardı. Ocak 2020 itibarıyla dış borçlar GSYH’nin yüzde 27,2’sine tekabül ediyordu.

https://www.trtavaz.com.tr

Devami

İÇİŞLERİ BAKANI SN. SÜLEYMAN SOYLU’NUN AÇIKLAMASI ÜZERİNE

17.02.2021

TÜRKİSTANDER (Uluslararası Türkistanlılar Dayanışma Derneği) Başkanı Burhan Kavuncu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu‘nun Doğu Türkistanlı’larla ilgili yaptığı açıklamayla ilgili  Hertaraf Haber’e değerlendirmelerde bulundu:

Türkiye İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu, Türkiye’nin Doğu Türkistan politikası hakkında 15 Şubat 2021 günü önemli bir açıklama yaptı. Belirtilen hususlar genel olarak doğrudur ve açıklama Türkistanlılar arasında sevinç yaratmıştır. Bir devlet yetkilisinin açıklayamayacağı bazı hususları ve gördüğümüz eksikleri de bizim ortaya koymamız gerekiyor.

Biz Türkistanlılar Türkiye’nin dış politika önceliklerini belirleme veya eleştirme durumunda değiliz. Her ülke içinde bulunduğu şartlara, stratejik dengelere ve milli menfaatlerine göre politikalarını oluşturur. Burada sadece durum tespiti olarak aşağıdaki hususların bilinmesinde fayda görüyorum:

1-Türkiye devleti, Doğu Türkistanlı muhacirlere sahip çıkmaktadır. Dünyada en fazla Doğu Türkistanlı sığınmacı Türkiye’dedir. Açıklamada belirtildiği gibi ikamet, vatandaşlık, göç hizmetleri gibi birçok konuda ayrıcalıklı yaklaşım gösterilmektedir. Hatta diğer Türkistan ülkelerinden gelen hemşerilerimiz kendilerine de benzer kolaylıklar gösterilmesini istiyorlar.

2-Doğu Türkistanlıların başka bir ülkeye iade edilmemesi yönünde bir uygulama mevcuttur. Geçmiş yıllarda (2018 ve 2019’da) yaşanan iki olayın, görevlilerin hatası yüzünden meydana gelmiş istisnai vak’alar olduğunu düşünüyorum. Yetkililerin vakıaları reddetmeleri, bu hataların inşaallah bir daha tekrarlanmayacağını gösteriyor. Nitekim başka bir iade olayının vuku bulmaması, bunu doğrulamaktadır.

3-Malezya, Tayland gibi ülkelere sığınan Doğu Türkistanlılara da Türkiye “taraf ülke” sıfatıyla sahip çıkmaktadır. Bu, 2000’li yıllardan önce Türkiye’de görülmeyen bir politikadır.

4-BM ve uluslararası platformlarda Türkiye “Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşayan Uygurlar ve diğer Müslüman azınlıklar”ın haklarını savunmaktadır. Çin’in işlediği insanlık suçlarını kınamıştır.

5-BM’de Çin’in Doğu Türkistan’daki zulmünü desteklemek için yayınlanan bildirilere, Türkiye imza atmamıştır. Sayıları 25’i bulan birçok ‘müslüman ülke’ Çin’in  ekonomik- siyasi baskılarına boyun eğdiği halde Türkiye’nin bunlar arasında yer almaması sevindiricidir.

Bunlar Türkiye’nin Doğu Türkistan politikasındaki olumlu göstergeler. Eksik veya yetersiz gördüklerimiz ise:

1-Türkiye dünyada Doğu Türkistan meselesine en fazla sahip çıkan ülkeler arasında değildir. Birçok batılı ülke “Uygur sorunu” olarak adlandırdıkları Doğu Türkistan’daki Çin soykırımını daha fazla gündeme getirmektedir. Finlandiya Başbakanı “her şey para değildir, bu bir soykırımdır ve sessiz kalamayız” derken, Kanada ve daha birçok Batılı ülke parlamentosunda Çin’i kınama kararları ilan edilmiştir. “Soykırım” gibi büyük bir insanlık suçu işlemekte olan Çin devletini kınamak için BM’de iki defa bildiri yayınlanmış, 22 ve 39 ülkenin imzaladığı bildirilere Türkiye imza koymamıştır.

2-Çin’in Doğu Türkistan halkına yönelik işlediği soykırım suçuna ortak olmamak ve kınamak için birçok ülke veya şirket, ticari kısıtlamalara başladı. Özellikle “Sincan Bölgesi”nden yapılan alımlar durdurulmakta. Türkiye ise, ihracatının 10 katı olan ithalatında ve diğer ticari ilişkilerinde herhangi bir değişiklik yapmamıştır.

3-2022 yılında Pekin’de yapılacağı söylenen Olimpiyatlara katılmama yönünde, birçok ülke açıklama yaptı. Türkiye bu konuda da başka ülkelerin gerisinde kaldı ve henüz böyle bir konu gündemde yer almıyor.

 

4- 2017 yılında Çin’le imzalanan “Suçluların İadesi Anlaşması” iki ülkenin meclislerinde yasalaştırılmak üzere bekliyordu. 2020’nin son günlerinde Çin meclisinin anlaşmayı onaylaması Türkiye’de geniş bir gündem oluşturdu. Biz Türkiye’nin hiçbir Türkistanlıyı Çin’e vermeyeceğine inanıyoruz. Lakin yine de böyle bir anlaşmanın yapılmasına tepkiliyiz. Çünkü Çin’le yapılacak “suç-suçlu-iade” kavramlarını içeren her türlü anlaşma, bütün dünyada soykırımcı olarak tartışılan bir rejimi meşrulaştırmak anlamına gelir. 21. Asrın bir apartheid (ırk ayrımına  dayalı zalim uygulamaları hukuk sistemi olarak kabul eden) ülkesi olarak öne çıkan Çin Komünist Partisi diktatörlüğü, bu tür anlaşmalarla masum olarak kabul edilmiş olmaktadır ki, bizim bundan razı olmamız düşünülemez.

5- Hepsinden önemlisi, Türkiye’de Doğu Türkistan konusunun gündeme getirilmesi, hükümet tarafından engellenmektedir. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu yaptığı resmi açıklamalarda, “Çin aleyhindeki yayınlara ve faaliyetlere izin verilmediğini/ verilmeyeceğini” bildirmiştir. Bu konu “dış politika önceliği” olarak kabul edilemez. Halkın ve STK’ların Doğu Türkistan duyarlılığına saygı gösterilmeli, engellemelerden vaz geçilmelidir. Örnek olarak Ankara ve İstanbul’da Çin temsilcilikleri önünde ailelerini arayan Uygurlara engel olunmaktadır. Yine ana akım medya ve STK’ların, Dışişleri Bakanı’nın açıkladığı hükümet baskısı yüzünden sessiz kaldıklarını tahmin ediyoruz.

Halkın, STK’ların ve medyanın, Doğu Türkistan hassasiyetini serbestçe ortaya koyabilmesi, Türkiye’nin Dünya’daki imajını iyileştireceği gibi, Çin karşısında da elini güçlendireceği açıktır. Buna rağmen aksine bir politika takip edilmesi, bazı bazı Çin yanlısı çıkar çevrelerinin etkisi olarak görülmektedir.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

Burhan Kavuncu

TÜRKİSTANDER (Uluslararası Türkistanlılar Dayanışma Derneği) Başkanı

 

Devami

İnancı için müziği bırakan sanatçı cumhurbaşkanı adayı oldu

Kısa süre önce müzik kariyerinin bittiğini duyuran ünlü Özbek şarkıcı Jahongir Otajonov, yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde cumhurbaşkanlığına aday olma niyetini açıkladı.

Kariyerini noktalayan Özbek şarkıcı Jahongir Otajonov, cumhurbaşkanlığına aday olduğunu açıkladı.

Özbekistan’da yayın yapan Fe. adlı haber sitesinde yer alan habere göre; Otajonov, “Sevgili arkadaşlar! Bugün internette, cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlık çalışmalarının bu yıl Mart ayında başlayacağını öğrendim. Bunu daha önce konuşmalarımda şaka olarak söylemiştim. Ama her şakada bazı gerçekler var. Şimdi açıkça cumhurbaşkanı olmayı planladığımı beyan ediyorum. Umarım ben olurum” dedi.

Otajonov, mesajı Instagram sayfasında yayınladığı bir videoda paylaştı ve 100 binin üzerinde görüntü elde etti. Aynı zamanda mevcut devlet başkanına herhangi bir iddiası olmadığını vurguladı.

Özbekistan cumhurbaşkanlığı adayları yalnızca siyasi partiler tarafından aday gösterilebildiği için Otajonov “Gerekirse bir parti oluşturacağım. Vaktim yoksa, bir dahaki sefere kesinlikle olacağım” şeklinde konuştu.

İslami hassasiyeti sebebiyle müziği bıraktı

Geçen yıl 10 Aralık’ta Jakhongir Otajonov, İslami hassaiyetleri sebebiyle bir sanatçı olarak kariyerine son verdiğini söylediği bir video mesajı yayınladı. Ozodlik’e göre , bu video mesajının yayınlanmasının ardından, şarkıları Jakhongir Otajonov’un sosyal ağlardaki sayfalarından kaldırıldı.

Dünya Bülteni

Devami

Özbekistan-Türkiye ticaret hacminin 3 milyar dolara ulaşması bekleniyor

Özbek-Türk İhracatı Geliştirme Merkezi Başkanı Serdar Keskin, 2020’de 2 milyar dolar olan Özbekistan-Türkiye ticaret hacminin, iki ülkenin mevcut potansiyeli göz önünde bulundurulduğunda bu yıl 3 milyar dolara ulaşacağını umduğunu ifade ederek, “Özbekistan’ın birinci ve ikinci olmazsak dahi, en büyük üçüncü ticari ortağı olmaya adayız.” dedi.

Keskin, yaptığı açıklamada, son yıllarda hızla gelişmekte olan Özbekistan-Türkiye ticari ilişkilerinin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle geçen yıl aksamasına karşın iki ülke arasındaki ticaret hacminin 2 milyar doların üzerinde gerçekleştiğini kaydetti.

Geçen yıl iki ülke arasındaki dış ticaret hacminin 2019’a göre yüzde 21 gerileyerek 2 milyar 101,7 milyon dolar seviyesinde gerçekleştiğini aktaran Keskin, Türkiye’nin, Özbekistan’ın önemli ticari ortakları arasındaki yerini koruduğunu söyledi.

Keskin, 2020’de Özbekistan’ın Türkiye’ye ihracatının yüzde 16,5 azalarak 1 milyar 16,3 milyon dolar, Türkiye’den ithalatının ise yüzde 18,2 gerileyerek 1 milyar 85,4 milyon dolar olduğunu bildirdi.

Keskin, geçen yıl Özbekistan’ın dış ticaretinde yüzde 5,8 payla 5’inci sırada yer alan Türkiye’nin, ülkenin ihracatında ise bir basamak yükselerek yüzde 6,7 payla Çin ve Rusya’nın ardından 3’üncü sıraya yerleştiğini, ithalatında da Çin, Rusya, Kazakistan ve Güney Kore’nin ardından yüzde 5,1 payla 5’inci sıradaki yerini koruduğunu söyledi.

Salgından dolayı 2020’de Özbekistan’ın diğer ülkelerle olduğu gibi Türkiye ile olan ticaretinin de olumsuz etkilendiğini ifade eden Keskin, “2020’de 2 milyar dolar olan Özbekistan-Türkiye arasındaki ticaret hacminin, iki ülkenin mevcut potansiyeli göz önünde bulundurulduğunda bu yıl 3 milyar dolara ulaşacağını umuyorum. Özbekistan’ın birinci ve ikinci olmazsak dahi, en büyük üçüncü ticari ortağı olmaya adayız.” dedi.

Keskin, Özbekistan’ın Türkiye’ye iplik, bakır, gıda ve tekstil ürünleri ihraç ettiğini, Türkiye’den ise inşaat malzemeleri ve ekipmanları, makine ve teknoloji, tekstil ve gıda ürünleri ithal ettiğini bildirdi.

– “Türk iş adamları, tekstil, mobilya, inşaat, tarım, bahçecilik ve seracılığa yatırım yapabilir”

Serdar Keskin, son yıllarda Özbekistan’da önemli reform ve değişimler başlatıldığını, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik kararlar alındığını, bu değişimler sonucu ülkede iş yapma imkanlarının daha da kolaylaştırıldığını anlattı.

Özbekistan’a yatırım yapan Türk iş adamları sayısının giderek arttığını, önemli Türk şirketlerinin ülkedeki projelerle ilgilenmeye başladığını belirten Keskin, Türk iş adamlarının Özbekistan’da tekstil, mobilya, inşaat, tarım, bahçecilik ve seracılığın da aralarında bulunduğu birçok sektöre yatırım yapabileceğini söyledi.

– “Özbekistan, Türk iş adamları için bakir bir ülke”

Özbek-Türk İhracatı Geliştirme Merkezi Başkanı Keskin, 35 milyon nüfusla bölgenin en önemli ekonomilerinden olan Özbekistan’ın, Türk iş adamları için cazip bir ülke olduğunu vurguladı.

Keskin, “Özbekistan, Türk iş adamları için bakir bir ülke. Türk iş adamlarının bir an önce bu ülkeyi keşfetmeleri, buradaki iş yapma imkanlarını yerinde incelemeleri lazım. İşte o zaman buranın nasıl bir pazar olduğunu görecekler ve zaman kaybettiklerine üzülecekler.” diye konuştu.

Keskin, Özbekistan’ın dünyanın önemli altın rezervlerine sahip bir ülke olduğunu dikkate alarak bu yıl Taşkent’te Özbek-Türk Kuyumculuk İş Forumu’nu düzenlemeyi planladıklarını kaydetti.

https://www.trtavaz.com.tr

Devami

Kazakistan-Özbekistan arasında hızlı tren seferleri için demir yolu hattı inşa edilecek

Kazakistan Başbakanı Askar Mamin, Türkistan şehriyle Özbekistan’ın başkenti Taşkent arasında hızlı tren demir yolu hattının inşa edileceğini duyurdu.

Kazakistan’da Bakanlar Kurulu, Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’in başkanlığında toplandı.

Başbakan Askar Mamin, toplantıda, Kazakistan’da bu yıl turizm sektöründe toplam değeri 1,1 trilyon tenge (2,6 milyar dolar) olan yatırım projelerinin uygulanmasına yönelik çalışmaların başlatılacağını açıkladı.

Özellikle, ülkede turizm altyapısını güçlendirmeye dönük önemli adımlar atılacağını belirten Mamin, Kazakistan’dan Özbekistan’a hızlı tren hattının inşa edileceğini bildirdi.

Mamin, söz konusu hızlı tren hattının Türkistan ile Taşkent’i bağlayan güzergah üzerinde yapılmasının planlandığını ifade ederek, “Turist sayısını artırmak amacıyla Türkistan-Çimkent-Taşkent güzergahında hızlı tren hattı inşaatı başlatılacak.” dedi.

https://www.trtavaz.com.tr

Devami

TİKA’nın Özbekistan’a hediye ettiği 20 mobil ofis aracı, 3 yılda 5 milyon kişiye hizmet verdi

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığınca (TİKA ) Özbekistan Adalet Bakanlığına bağlı Devlet Hizmetleri Ajansına hediye edilen 20 mobil ofis aracı, şimdiye kadar 5 milyon kişiye hizmet verdi.

TİKA’nın Eylül 2018’de Devlet Hizmetleri Ajansına hediye ettiği 20 mobil ofis aracı sayesinde ülkenin en uzak köşelerinde devlet hizmetleri verilebilirken, bu araçlar sayesinde 3 yılda ülke genelindeki 5 milyon kişinin 150 çeşit devlet hizmetine erişimi sağlandı.

TİKA tarafından Özbekistan hükümetine hediye edilen mobil ofis aracı Taşkent’e 150 kilometre uzakta bulunan Tanrı Dağı eteklerindeki Çimyan köyüne giderek, onlarca vatandaşa çeşitli devlet hizmetleri sundu. Böylece, dağlık bölgede yaşayanların il merkezine gitmelerine gerek kalmazken, zaman ve paradan da tasarruf edildi.

– “Elektriğin olmadığı bölgelerde bile hizmet verilebildi”

Devlet Hizmetleri Ajansı Taşkent Ofisi Basın Sözcüsü Erkin Doripov, bölgeye giden AA muhabirine yaptığı açıklamada, kurumun noter, vergi, miras, sigorta ve tapu hizmetleri, şirket kurma, çalışma izni ve ruhsatı, doğum belgesi, kimlik, pasaport ve ehliyet işlemleri, elektrik, gaz, su ve diğer fatura ödemeleri, belge ve evrak tescili, kreş ve okul kaydı, emeklilik ve askerlik işlemleri, özel ve tüzel kişilerin doğal gaz ve elektrik abonelikleri, inşaat ve mimarlık izinleri başta olmak üzere 150 çeşit hizmet verdiğini söyledi.

TİKA’nın Özbekistan’a hediye ettiği mobil ofis araçları sayesinde ülkenin en uzak köşelerinde yaşayanların işinin kolaylaştığını ve vatandaşın ayağına gidilerek devlet hizmetleri verildiğini vurgulayan Doripov, bu araçların güneş enerjisi üreten panellerle donatılmasından dolayı elektriğin olmadığı bölgelerde bile hizmet verilebildiğinin altını çizdi.

Doripov, mobil ofis araçlarının her birinin bugüne kadar ortalama 30 bin kilometre mesafe kat ettiğini aktararak, “TİKA’nın takdim ettiği 20 mobil ofis aracı 3 yılda ülkenin uzak köşelerine toplam 530 bin kez giderek, oralarda yaşayan 5 milyon kişiye hizmet götürdü.” dedi.

– “Özbekistan’a destek sağlamayı sürdüreceğiz”

TİKA Taşkent Program Koordinatörü Cemalettin Tüney de Çimyan köyüne giderek hizmet veren mobil ofis aracını ziyaret etti, vatandaşlara verilen hizmetler hakkında bilgi aldı.

Dağlık bölgede yaşayan vatandaşlarla sohbet eden Tüney, ardından AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Tüney, TİKA tarafından 2018’de hediye edilen bu araçların ülkenin uzak bölgelerine giderek, il ve ilçe merkezlerinden uzakta yaşayan vatandaşlara çeşitli hizmetler götürdüğünü söyledi.

TİKA’nın Özbekistan’a 50 ambulans ve 20 mobil klinik de hediye ettiği bilgisini de paylaşan Tüney, tüm bunların vatandaşların ayağına hizmet götüren araçlar ve TİKA’nın yüz akı projeleri olduğunu kaydetti.

Tüney, Özbekistan ile Türkiye arasındaki gönül köprüsünün inşasında bu vasıtayla hizmet sundukları için TİKA olarak mutlu olduklarını dile getirerek, “Bunun gibi projelerle Özbekistan’a destek sağlamayı sürdüreceğiz.” ifadesini kullandı.

trtavaz.com.tr

Devami

Özbekistan’ı geçen sene 1,5 milyon turist ziyaret etti

Özbekistan’a yurt dışından gelen turist sayısı geçen yıl yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle 4 kattan fazla düşerek yaklaşık 1,5 milyon oldu.

Özbekistan Başbakan Yardımcısı ve Turizmi Geliştirme Devlet Komitesi Başkanı Aziz Abduhakimov, yaptığı açıklamada, 2020 yılında yurt dışından ülkeye gelen turist sayısının Kovid-19’dan kaynaklanan kriz nedeniyle bir önceki seneye nazaran belirgin ölçüde azaldığını ve 1 milyon 504 bin turistin ülkeyi ziyaret ettiğini bildirdi.

Abduhakimov, bu yıl ülkeye 1,7 milyon yabancı turistin gelmesinin beklendiğini ve 370 milyon dolar turizm geliri elde edilmesinin planlandığını kaydetti.

Abduhakimov, ayrıca yurt dışından gelen turist sayısının salgın nedeniyle belirgin ölçüde azalması üzerine iç turizmin gelişmesine çok önem verdiklerini, bu çerçevede geçen yıl 1,8 milyon olan yerli turist sayısının bu yıl 7,5 milyon kişiye çıkarılmasını hedeflediklerini belirtti.

2019’da Özbekistan’a gelen turist sayısı yüzde 26,2 artarak, 6 milyon 748 bine ulaşırken turizm geliri 1,3 milyar dolar olmuştu.

https://www.trtavaz.com

Devami

Kazakistan’da idam cezası kaldırıldı

Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, ülkede ölüm cezasını kaldıran kanunu imzaladı.

Kazakistan Cumhurbaşkanlığı Basın Ofisinden yapılan açıklamaya göre, ülkede idam cezası resmi olarak kaldırıldı.

Cumhurbaşkanı Tokayev, “Ölüm Cezasının Kaldırılmasını Amaçlayan, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmeye Ek İkinci İhtiyari Protokolü”ne ilişkin kanunu imzaladı.

Yeni kanuna göre, bundan sonra idam cezası yerine müebbet hapis cezası uygulanacak.

Söz konusu kanunun, “ülkede savaş durumunda askeri nitelikte ağır suçları işlemekten suçlu bulunan kişiler” için geçerli olmayacağı da vurgulandı.

Kazakistan’da 2003’ten beri idam cezaları askıya alınmıştı.

Ölüm cezasının kaldırılmasını amaçlayan Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi İkinci İhtiyari Protokolü’ne taraf olanlar arasında Birleşmiş Milletler’e üye 193 devletten 88’i yer alıyor.

https://www.trtavaz.com.tr

Devami

Türkistander: İade anlaşması kabul edilemez

  • ÇİN’E GÖRE ‘SUÇLU’ BÜTÜN TÜRKİSTANLILAR, BELLİ DEĞİL Mİ?
  • 2017’de imzalanan “Çin-Türkiye Suçluların İadesi Anlaşması” TBMM’de de onaylanırsa yürürlüğe girecek!
  • Türkiye’nin bu anlaşmayı kabul etmesi mümkün değil, ama gündeme gelmesi bile ayıp!
  • Anlaşma metninde iadeyi zorlaştıran maddeler var, ama yine de kabul edilemez!

Geçtiğimiz hafta sonunda (26 Aralık 2020) Çin Meclisi, 2017’de iki ülkenin Adalet Bakanları tarafından imzalanan “Türkiye-Çin Suçluların İadesi Anlaşması”nı onayladı. Böyle bir anlaşmanın varlığı ve gündeme gelmesi, Türkistanlılar arasında endişeye, Türk halkının da büyük tepkisine sebep oldu.

2017 yılının Nisan ayında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Pekin’i ziyareti sırasında imzalan anlaşma dört yıla yakın bir süredir her iki ülkenin de meclislerinde bekletiliyordu. Bu bekletmenin, iki ülke arasındaki ilişkilerin zaman zaman gerilmesi ile ilgili olduğu tahmin ediliyor. Çin’in Doğu Türkistan’daki insanlık dışı uygulamaları 2019 yılı başından itibaren Türk resmi yetkilileri tarafından sert bir şekilde eleştirilmiş, buna karşılık Çin’li yetkililer Türkiye’yi “ekonomik ilişkileri bozmakla” tehdit etmişlerdi. Çin’in diplomatik sınırları aşan saygısız açıklamaları Türkiye tarafından karşılıksız bırakıldı. En son geçtiğimiz Ekim  ayında (2020) BM Genel Kurulu’nda konuşan Türkiye temsilcisi, Çin’in Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerinin devam ettiğini söyleyerek bu zulme son verilmesini istemişti.

Türkiye Dışişleri’nin açıkça “21. Yüzyılda toplama kamplarının yeniden ortaya çıkmasının utanç verici olduğunu” ve “terörle mücadelenin sivil halka baskı yapmaya dönüştüğü” ilan etmesinden sonra, böyle bir ülkeye değil “suçlu iadesi”, iade anlaşması bile yapmaması beklenirdi normal şartlarda. Bu anlaşmanın Türkiye’nin genel pozisyonuyla çeliştiği açık. Ama uygulamanın tam tersi yönde geliştiğini görüyoruz. 2019 Şubat’ında “Sincan Uygur Özerk Bölgesindeki Uygur Türklerinin ve diğer müslüman toplulukların temel insan haklarını ihlal eden uygulamaların ağırlaştığı”, “Uygur Türklerinin ve bölgedeki diğer Müslüman toplulukların etnik, dini ve kültürel kimliklerinin tasfiye edilmesinin hedeflendiği”, “keyfi tutuklamalara maruz kalan bir milyondan fazla Uygur Türk’ünün toplama kamplarında ve hapishanelerde işkence ve siyasi beyin yıkamaya maruz bırakıldıkları”nı söyledikten daha 2 ay geçmeden Cumhurbaşkan’nının imzasıyla anlaşma metninin TBMM Başkanlığı’na sevk edilmesi akıl alır bir husus değil.

Cumhurbaşkanı’nın 12.04.2019’da TBMM’ye gönderdiği onay yazısı, 26.04.2019’da TBMM Başkanı Mustafa Şentop tarafından kanun teklifi olarak Dışişleri ve Adalet komisyonlarına sevkedilmiş.  O tarihten bugüne 20 ay geçmesine rağmen komisyonların ve genel kurulun gündemine alınmamış. Bu bekletmenin, böylesi bir yasayı “Türkiye’nin içine sindiremediği” şeklinde yorumlamamız iyimserlik olarak görülmemeli.

Sonuçta Türkiye böyle bir anlaşmayı yürürlüğe sokmaz, sokmamalıdır. Aslında daha önce de Adalet Bakanı böyle bir tasarıyı imzalamamalıydı. Bu, Türkiye ve iktidar açısından büyük bir ayıp. Çin devletinin suç ve suçlu kavramlarından ne anladığı açıktır. Toplama kampları ve hapishanelerde bulunan 8 milyonu aşkın insanı, sadece Türk, müslüman, Tibetli, Budist, Moğol veya siyasi muhalif olduğu için “suçlu” olarak kabul eden bir devlettir. Çin’e göre bütün bir Doğu Türkistan hatta Türkiye’nin 83 milyon vatandaşı suçludur. (ABD’ye göre farklı mı, bütün müslümanlar potansiyel “terörist”).

Anlaşma metnindeki bir çok madde iade talebinin reddedilebileceğini öngörüyor. Bugün için Doğu Türkistanlı hemşerilerimizin paniğe kapılmasına gerek yok. Ancak iktidarda Doğu Perinçek zihniyetinde birilerinin olması durumunda (kaldı ki Perinçek’in “hükümetin rotası bizim elimizde” benzeri açıklamaları şimdiye kadar yalanlanmadı) pekala uygulanarak, masum Türkistanlıların Çin kasaplarına iadesi mümkün olabilir.

TÜRKİSTANDER olarak bu utanç belgesinin derhal geri çekilmesini, TBMM gündemine geldiği takdirde bütün üyelerin red oyu vermesini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yürürlüğe sokmamasını bekliyoruz. Çin’e iade anlaşmasının iyisi doğrusu olmaz. Bazı çevrelerin parti taraftarlığı gayretiyle anlaşma metnini masum göstermeye çalışmaları ciddi bir yanlıştır. Boraltan Köprüsü ihanetini unutmayan milletimiz, Çin’le iade anlaşması yapılmasını da affetmeyecektir.

BURHAN KAVUNCU

TÜRKİSTANDER BAŞKANI

Çin-Türkiye Suçluların İadesi Anlaşması Metni

Devami