Urumçi’de yangın: Çin hükümeti annem ve dört erkek kardeşimin ölümünün hesabını versin!

Urumçi’de yanan binadan insanların çığlıkları duyuluyor. Akıllı telefonlarla çekilen bu videolar tüm Çin’de viral oldu. Yangında hayatını kaybedenlerin ölümlerinden Çin’in katı “Sıfır Covid” politikasının sorumlu olduğu söyleniyor.

Sharofat Mohammad, “Bu ölümlerden Çin komünist hükümeti sorumlu” diyor.

Sharofat’ın annesi Khumanisa, iki kız kardeş ve iki erkek kardeşi yangında öldü. 13 yaşındaki ablası Shahida, 11 yaşındaki erkek kardeşi İmran, 9 yaşındaki diğer erkek kardeşi Abdurahman ve şimdi de 5 yaşındaki Adiya.

Sharofat, “Ciğerlerim öldü. Kimse yardım etmedi” diye ağlıyor.

İstanbul’da sürgünde yaşayan Uygurlardan biridir. Ailesinin ölümünü bir sosyal ağ aracılığıyla öğrendi. Ülke genelindeki yangın ve protestoların üzerinden bir hafta geçti, ancak ailenin yakınları ölümle ilgili hükümetten hâlâ bilgi alamadı. Ölü sayısı konusunda çelişkili rakamlar var. Yurt dışinda olanlar, onlara sevdiklerinin öldüğünü bildirenlerin artık konuşmaktan korktuğunu söylüyor. Kurbanların isimleri henüz açıklanmadı.

“Neredeler, diri ya da ölü, hiçbir şey söylemediler.”
Sharofat ve erkek kardeşi, yurtdışında okumak için Sincan’dan ayrıldı. Babaları özel gözaltı kamplarına götürüldü. ABD, Çin’i Sincan’daki katliamı gerçekleştirmekle suçladı. İnsan hakları aktivistleri, bu kamplarda bir milyondan fazla Uygur’un tutulduğunu söylüyor. Çin bu yerleri yeniden eğitim merkezleri olarak adlandırdı.

Sharofat, ailesini bir daha asla göremeyeceğini kabul etmek zorundadır.

“Babam evde olsaydı belki annem ve kardeşlerim hayatta kalırdı. Akrabalarıma ulaşamıyorum, babam tutuklu, kardeşlerim nerede bilmiyorum. akrabalar onları görmek istiyorum annem öldü kardeşim öldü cenazelerine gidemedim.

Sadece bizim ailemiz değil birçok insan öldü. Binamız 21 katlıydı, her katta üç daire vardı. Kimin öldüğü, kimin hayatta olduğu hakkında hiçbir şey bilmiyoruz. Ölmelerini izlediler. Çin hükümeti yanıt vermeli.

Dünyanın sessizce izlemesini istemiyorum. Bugün bir ailem varsa, yarın bir başkasının ailesi ölecek. Çok fazla insan öldü.

Annem çok iyi bir kadındı. Sadece başkalarına iyilik yapmayı düşündüler. Babam yanımda olmasa da annem çocuklara çok iyi baktı. Kardeşlerim çok gençti, masumdu, masumdu, kimseye bir zararları dokunmadı. Dünyanın ‘Doğu Türkistan’daki zulme son verin’ çağrısı yapmasını istiyorum.”

Hükümet, ülkenin bazı bölgelerinde karantina kurallarını gevşetti. Ölümlerin kurallardan kaynaklandığını reddediyor. Eşi benzeri görülmemiş gösterilerin ardından internette yeni bir sansür dalgası ortaya çıktı.

https://www.bbc.com/uzbek/central-asia-63864620

Alakalı yazılar

Yorum yazın