HEPİMİZ SORUMLUYUZ: TACİKİSTAN ÜZERİNDEN ÇİN’E VERİLEN DOĞU TÜRKİSTANLI ZİYNETGÜL TURSUN OLAYI

Doğu Türkistanlı Ziynetgül Tursun’un Tacikistanlı zannedilerek Çin’e verildiğinin kesinleşmesi üzerine TÜRKİSTANDER BAŞKANI Burhan Kavuncu aşağıdaki açıklamayı yapmıştır:

HEPİMİZ SORUMLUYUZ: TACİKİSTAN ÜZERİNDEN ÇİN’E VERİLEN DOĞU TÜRKİSTANLI ZİYNETGÜL TURSUN OLAYI

Tacikistan devlet yetkililerine ile görüşülerek geçtiğimiz ay  (18 Haziran 2019 günü) İstanbul Havalimanından Tacikistan’a gönderilen Doğu Türkistanlı ZİNİATİGULİ TUERSUN (Ziynetgül Tursun)’un iki çocuğu ile birlikte Çin Halk Cumhuriyeti’ne teslim edildiği kesinleşti.

Göç İdaresi’nin verdiği bilgilere göre 21.05.2019’da yakalandığında üzerinde hiçbir belge olmayan bir bayan kendisinin Uygur ZİYNETGÜL TURSUN olduğunu beyan etti. Göç İdaresi yetkilileri ise “fiziki özellikleri itibatiyle tarafımızca Tacikistan uyruklu olabileceği değerlendirilerek Tacikistan devleti temsilcilikleri ile iletişime” geçtiler.  Tacikistan istihbaratı elemanları yakalanan kişinin kendi vatandaşları RAHİMA AHMADOVA olduğunu Türkiye Göç İdaresi’ne kesin olarak bildirdi. Uyrukların fiziki özellikleri konusunda ‘uzman’ olduğu anlaşılan Göç İdaresi yetkilileri, daha önceki bir çok olayda olduğu gibi Tacikistan devleti istihbaratını tek yetkili mercii sayarak, derhal teslim/ deport işlemini başlattı.

Olay bundan ibarettir. ZİYNETGÜL kardeşimizin Çin devletinin elinde olduğu anlaşılınca Türkiye’deki Türkistanlılar tarafından bu vahim iade olayına tepkiler başladı. Medyada ve çeşitli sosyal medya mecralarında haberler yapıldı. Derneğimizin websitesinde de bir haberle olayı duyurduk (26.07.2019/ turkistanlilar.org ).

Türkistanlıların Türkiye’de maruz kaldığı hata/ haksızlıklar bundan ibaret olmadığı için, bugünkü (28.07.2019) Karar Gazetesi “Ölüme Deport” manşeti ile Uygur Türk’ü ABUDUAINI’nin karşı karşıya kaldığı deport tehlikesini haberleştirdi. Haberin en sonunda da Ziynetgül Tursun olayına da değinildi.

Aynı gün Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından doğrudan Karar Gazetesi ismi ve manşeti zikredilerek bir yalanlama açıklaması yapıldı. Bütün internet medyasında haberleştirilen açıklamada, isim zikredilmeden “kimsenin Çin’e gönderilmediği, adı geçen kişinin Türkiye’de ve serbest olduğu” bildiriliyordu.

Ziynetgül Tursun olayını örtbas etmeye yönelik olduğu anlaşılan bu açıklamadan sonra, “kardeşimizin zaten Türkiye’de olduğu, Çin’e iade haberlerinin yalan olduğu” gibi manipülasyon yayıldı.  “Yalan haber”in Türkistan davasının en büyük düşmanı olduğunu ısrarla vurgulayan bizler de yalancı durumuna düşürüldük.

Aynı gün Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Seyit Tümtürk, Göç İdaresi Genel Müdürü’nün kendisini arayarak “Zinnetgül Tursun isimli 30 yaşındaki dul bayan kardeşimiz ve 2 yetiminin Tacikistan’a sınırdışı edildiğini ve Tacikistan’dan da Çin’e iade edildiği bilgisinin doğru olduğunu söylediğini” açıkladı.

Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve Göç İdaresi yetkililerinin iyi niyetleri konusunda hüsn ü zannımızı muhafaza ederek şu hususların altını çiziyoruz:

1-Doğu Türkistanlı göçmenlerin Çin’e verilmesine sebep olan bütün görevliler derhal cezalandırılmalı, göç idaresi gibi önemli bir sorumluluğu taşıma liyakatı bulunmadığı için işten el çektirilmelidir.

2-“İnsanların uyruklarının fiziksel özelliklerine göre tesbiti” ırkçı uygulamasından vazgeçilmelidir. Doğu Türkistan’da Uygurların yanısıra yüzbinlerce Özbek, Tacik kardeşimizin, Tacikistan ve Özbekistan’da da yüzbinlerce Uygur Türk’ünün yaşadığından habersiz kişiler, hassas görevlerden uzak tutulmalıdır.

3-Tacikistan gibi hiçbir hukukun olmadığı, insan haklarının ihlal eden, İslami muhalefeti ezerek yok eden ve Çin rejiminin sadık hizmetkarı olan bir dikta rejiminin istihbarat elemanları ile işbirliği yapılmamalıdır. Daha birkaç sene önce bir muhalif aydını (Omar Ali Kuvvatov) İstanbul’da sokak ortasında öldürdüklerini biz unutmadık. Ziynetgül Tursun olayında Türkiye’yi nasıl kandırdıkları da unutulmamalıdır.

4-Ziynetgül kardeşimiz “Tacik uyruklu olduğu düşünülerek” Tacikistan’a iade edilmiştir. Göç İdaresi açıklamasında ise “ülkesine geri gönderilmesi halinde can güvenliği olmayan, işkence ve insanlık dışı muameleye maruz kalabilecek hiçbir yabancının iadesinin söz konusu olmadığı” iddia edilmektedir. Bu durumda Tacikistan’a da iade yapılmaması icabeder. Türkiye’nin istihbarat ve göç yetkilileri, daha önce Tacikistan’a iade edilen müslümanların akıbetlerini takip etmekte midir? Anayasa Mahkemesi’nin “sınırdışı edilemez” kararı da çiğnenerek Tacikistan’a deport edilen kardeşlerimizin yıllardan beri hala işkence altında olduğunu biliyor musunuz?

5-İçişleri Bakanlığı “deport hedeflerinin tutturulmasını” fazla önemsemektedir. Bu da yakalanan Türkistanlıların “yabancıları insan olarak görmeyen” ‘uzmanların’ elinde hak mahrumiyetine maruz kalmasına sebep olmaktadır.

Türkiye’de İçişleri Bakanlığı uygulamalarının da etkisiyle, yükselmekte olan yabancı düşmanlığı tehlikeli boyutlara gelmektedir. Görevliler “ufak-tefek hatalar” yapmakta beis görmüyor olabilir. Ama Ziynetgül Tursun olayının sadece görevlilerin hatasından kaynaklanmadığı, göçmen politikalarında da ciddi hataların olduğu kabul edilmelidir.

 

Burhan Kavuncu

TÜRKİSTANDER GENEL BAŞKAN

ek 1: Göç İdaresi Genel Müdürlüğü açıklaması

ek 2: Göç İdaresi tutanağı

Alakalı yazılar

Yorum yazın