Türkistander Başkanı Burhan Kavuncu: “Topluluklar kimliklerini nasıl tanımlıyorlarsa öyledirler, Doğu Türkistan halkı kendisini Türkistanlı olarak tanımlıyor”

Çin Devlet Konseyi Enformasyon Ofisi, Uygur Türkleri ile ilgili dün bir rapor yayımladı. Pekin yönetimi raporda, Uygur Türkleri’nin Türk kökenli olmadıklarını, Pantürkist ve Panislamist gruplar tarafından Çin’i bölmek üzere yönlendirildiklerini ve “politik maşa” olduklarını iddia etti.

Raporda Çin yönetiminin, “düşman güçlerin” Çin’i bölmeye çalıştığı ve Şincan Uygur Özerk Bölgesi’nin Çin’in ayrılmaz bir parçası olduğu iddiasına da yer verildi. Raporda ayrıca, Doğu Türkistan diye bir yer olmadığı ve Müslümanlığın Uygur Türkleri’ne Araplar tarafından dayatıldığı iddia edildi: “Uygurların İslam’ı seçmesi sıradan halkın yaptığı gönüllü bir tercih değil, din savaşlarının bir sonucu ve yönetici sınıfın bir dayatmasıydı.”

Pazar günü yayımlanan raporda, “Sincan, aşırılıkçıların ülkeyi bölmek amacıyla tarihi gerçekleri çarptırma çabalarına rağmen Çin’in ayrılmaz bir parçasıdır” denildi, Şincan’ın Han Hanedanlığı’ndan bu yana Çin’in bir parçası olduğu belirtildi.

Pekin yönetimi Uygur Türkleri’ne işkence etmekle suçlanıyor. Eğitim merkezleri adı altındaki kamplarda en az bir milyon Uygur Türkü’nün tutulduğu iddia ediliyor. Çin ise ısrarla bu kampların İslami aşırılıkçılığın yayılmasının azaltılmasına yönelik eğitim merkezleri olduğu iddia ediyor.

Çin’in Uygur Türkleri raporunu Türkistan-der Başkanı Burhan Kavuncu Medyascope’a değerlendirdi

Türkistan-der Başkanı Burhan Kavuncu, Çin Devlet Konseyi Enformasyon Ofisi’nin Uygurlar’ın kökeninin Türk olmadığı iddiasının “Kürdistan diye bir yer yok, Kürtler de aslında Kürt değildir, dağ Kürtleridir” söyleminden hareketle Kürtlere dair iddiaları hatırlattığını belirtti.

“Çin devlet politikasına göre Doğu Türkistan ismi de inkâr ediliyor, bu bölgeye Şincan deniliyor”

İnsanların atalarının kim olduğunun tarihsel olarak tartışılabileceğini söyleyen Kavuncu, “Netice olarak topluluklar kimliklerini nasıl tanımlıyorlarsa öyledirler, Doğu Türkistan halkı kendisini Türkistanlı olarak tanımlıyor” dedi. Kavuncu bahsedilen bölgede bahsedilen bölgede Uygurlar’ın yanı sıra, Kazaklar’ın ve Çinli Müslümanlar’ın da yaşadığını belirtti.

Çin’in böyle bir açıklamaya ihtiyaç duymasının, dış politikada zor bir durumda olduğunu gösterdiğini belirten Kavuncu, Çin ile ekonomik ve politik ilişkiler sebebiyle devletler bazında yeterli karşılık görmese de Çin’in Uygur Türkleri’ne yönelik politikalarının dünya kamuoyunun tepkisini çektiğini söyledi.

Kavuncu, Çin’in eğitim merkezleri olarak isimlendirdiği kamplara da değindi. Çin Halk Cumhuriyeti, kamplarda dil eğitimi ve mesleki eğitim verildiği ve insanların İslami aşırılıktan arındırıldığını savunuyor. Kavuncu ise, kampta tutulan yüzlerce profesöre o kamplarda nasıl bir meslek kazandırıldığı sorusunun bir cevabının olmadığını vurguladı.

“Doğu Türkistan” meselesinin hem dini hem de milli karakteri olduğunu belirten Kavuncu, raporda Uygur Türkleri’nin Müslüman olması süreciyle ilgili vurguya atıfta bulunurken de, insanların dinlerini değiştirme süreçlerinin çok farklı şekillerde tezahür edebileceğini belirtti.

Raporun akıldışı olduğunu belirten Kavuncu, metindeki hem etnik ve hem dini vurgunun devletin dini aşırılıkla mücadele söylemini sürdüreceğinin göstergesi olduğunu söyledi.

Söyleşinin tamamı için:

https://medyascope.

Alakalı yazılar

Yorum yazın