Orta Asya’nın İsviçresi olmak isteyen Kırgızistan zorda

20.06.2015

Orta Asya’da sermeya çekerek bölgenin İsvire’si olmayı hedefleyen Kırgızistan, ekonomide sıkıntılı bir süreç yaşıyor

Sovyetler Birliği döneminde sanayi ülkesi olan Kırgızistan, 1998 yılı Aralık ayında Dünya Ticaret Örgütüne üye oldu. Bu tarihten sonra ülkede ithal girdiler hızla artmaya başladı. Günümüzde, ülkedeki tüketiminin yüzde 80’ini ithal mallar oluşturuyor.

Ülkenin ihraç malları ise madenler, tarım ürünleri ve konfeksiyonla sınırlı. Yabancı ülkelerde çalışan Kırgızistan vatandaşları da ülke ekonomisinde önemli bir yer tutuyor. Bağımsızlık sonrasında ekonomik ve sosyal sorunlar yaşayan ülke, Sovyet döneminde var olan ekonomik değerlerini kaybederken, madenlerini de yabancı işletmecilere açtı.

Dünyanın büyük altın madeni yataklarından biri olan Kumtör altın madeni 2000 yılında Kanadalı yatırımcılar tarafından çalıştırılmaya başlandı. Ülkenin hali hazırda en önemli ekonomik değeri olan Kumtör, tek başına bütçenin yüzde 30’unu karşılayabiliyor. Kırgızistan’da çalışan nüfusunun yüzde 40’ı tarım ve hayvancılıkla uğraşıyor. Kırgızistan’ın bağımsızlık sonrası dış borçları da sürekli artış kaydediyor.

Dolar fiyatlarının sürekli artması da ülkenin dış borç yükünü her geçen gün ağırlaştırıyor. Kırgızistan’ın toplam borcu 31 Aralık 2014 tarihinde, 2014 yılı Gayrı Safi Milli Hasıla’sının yüzde 51’i’ne, yani 3.65 milyar dolara çıktı. Toplam borçların 3,44 milyar dolarını dış borçlar, 209,9 milyon dolarını ise iç borçlar oluşturuyor. Diğer yandan, ülkede istihdam yaratan yatırımlar yeterli olmazken, resmi verilere işsizlerin sayısı 60 bini buldu.

Ancak, gerçek sayının bunun 2-3 katı olduğu söyleniyor. Bu arada, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev, 7 nisan 2010 olaylarını anma töreninde yaptığı konuşmada, ülkenin son 5 yılda elde ettiği ekonomik gelişmeleri de anlattı. Atambayev, bütçesi 5 yıl öncesine göre 2.2. kat arttığını, doktorların ortalama maaşının 2.5 kat, öğretmenlerin 1.9 kat, polis ve askerlerin maaşının da 2.1 kat arttığını söyledi. Ülkede maaş ortalamasının 2 bin 131 somdan 4 bin 600 soma artış gösterdiğini, engelli çocukların sosyal ödeneklerinin de 2.9 kat artırıldığını belirten Atambayev, yakında ülkenin tüm bölgelerinin yeni otoyollar ve yüksek enerji hatları ile bağlanacağını anlattı.

Ülkede askeri reform ve silahlandırılmasınnın yapılmakta olduğunu da vurgulayan Atambayev, Toktogul Hidro Elektrik Santrali ve Bişkek Termik santralında büyük onarımlar yapılmakta olduğunu, yeni hes’ler ve kanalların inşaatının başladığını açıklayarak, uluslararası mali enstitülerin Kırgızistan’ı yoksul ülkeler listesinden çıkardığını dile getirdi.

AKB’YE GÖRE GERİLEME SÜRECEK

Asya Kalkınma Bankası’nın yıllık ‘Asya’nın Kalkınması Özeti’ raporuna göre Kırgızistan ekonomisindeki gerileme 2016’da da sürecek. Rapora göre, 2015 yılı için tahmin edilen yüzde 1.7 gerileme 2016’da bu yüzde 2’ye kadar çıkacak. Asya Kalkınma Bankası ülke ekonomisindeki bu tabloyu, Rusya ve Kazakistan’daki ekonomik gerilemeler nedeniyle, bu ülkelerde çalışan Kırgız vatandaşlarının göndereceği döviz miktarındaki olası azalmaya dayandırıyor.

Kırgızistan Ekonomi Eski Bakanı Temir Sariyev’in Şubat ayında sunduğu yılsonu raporlarına göre, Kırgızistan’ın işbirliği yaptığı ülkelerdeki jeopolitik sorunlar, doların değerinin artması nedeniyle para piyasalarındaki krizler, dünyada petrol fiyatlarının aşırı ucuzlaması Kırgızistan ekonomisinin de yıl boyunca gerilemesine yol açtı.

Kırgızistan ekonomisinin bu yıl da komşu ülkelerin ekonomik durumlarına bağlı olacağını belirten Sarıyev, Avrasya Ekonomik Birliği’ne girişle birlikte birkaç olumsuz riskin ortadan kalkacağını düşünüyor. Kırgızistan Ekonomi Bakanlığı da Mayıs ayı sonunda, 2015 yılı ilk çeyreği ekonomik verilerini açıklarken, 2015 yılı için planlanan makroekonomik hedeflerin tam sağlanmayağı endişesinin ortaya çıktığını belirtti.

Batının Rusya’ya uyguladığı yaptırımların en büyük etkisi ise ülkeye gelen işçi dövizlerindeki azalma oldu. Göçmen işçiler geçtiğimiz yıl itibarıyla Kırgızistan’a 2 milyar 235.8 milyon dolar aktardı. Bu tutar bir önceki yıla göre yüzde 1,4 azalma olduğunu gösteriyor.

Rusya’ya yönelik yaptırımlar, Kırgızistan’da enflasyonun da artmasına neden oluyor. Doların değerindeki artış, enflasyonu körüklerken, Kırgızistan hükümeti 11 haziran 2015’te bütçede bazı değişiklikler yapmak zorunda kaldı. Doların yıllık ortalama değerini, 2014 sonu hesaplamasından 10,5 som daha yukarı çekerek, 63,5’e revize etti.

Böylece olası bütçe açığı da 10.4 milyar soma kadar çıktı. Bu arada, Ukrayna’daki durum iki ülke arasındaki doğrudan ticareti de olumsuz etkiliyor. 2014’te Kırgızistan ile Ukrayna arasındaki ticaret hacmi ancak 109 milyon dolar olarak gerçekleşti. Oysa bu tutar 2013’te 168 milyon doları buluyordu.

ÜLKENİN BİR DİĞER SORUNU AÇLIK

Dünyanın pekçok bölgesinde olduğu gibi Orta Asya’da da açlık önemli bir sorun. Birleşmiş Milletler verileri Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan’da nüfusun ortalama yüzde 5’inin açlık sınırının altında yaşadığını gösteriyor.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Orta Asya ve Kafkasya bölümü verilerine göre, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan’ın bulunduğu coğrafyada, açlığın toplam nüfusa oranı yüzde 5 düzeyinde. Örgütün, 2011-2013 yılları arası yapılan araştırmalar sonucu ulaştığı verilere göre Kırgızistan’da açlık çeken nüfus yüzde 5,9’u buluyor. Bu ise 300 bin Kırgızistan vatandaşının açlık ve yetersiz beslenme sorunuyla karşı karşıya olduğunu gösteriyor.

Kırgızistan’da durumun 1990-1992 yıllarına göre iyileştiğini vurgulayan Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü, o dönemde açlıkla boğuşan Kırgızistan vatandaşlarının oranının yüzde 17,7 düzeyinde olduğunu belirtiyor. Binyıl Kalkınma Hedefleri programına göre, 2015 yılında dünyada aç yaşayanların sayısının iki kat azalması hedefini yakalayan Kırgızistan, 2013 yılında bu adımı atan 18 ülkeden biri oldu.

Buna rağmen; Kırgızistan’da 5 yaşına kadar çocukların yüzde 18’i açlık sınırında yaşarken, doğum yaşındaki kadınların yüzde 30’u da yetersiz beslenme nedeniyle anemi hastalığı ile boğuşuyor. Verilere göre, yetersiz beslenme nedeniyle Kırgızistan ekonomisi yılda 32 milyon dolar zarar görüyor. BM Gıda ve Tarım Örgütü Kırgızistan Temsilciliği’nin 2014 yılındaki verilerine göre, Kırgızistan halkı, tahıl ve nişastalı gıdaları fazla tüketiyor.

Bu ise yeterli düzeyde beslenememe sonucunu doğuruyor. Kırgızistan’da toplam nüfusun yüzde 37’sine denk gelen 2 milyon 135 bin kişi yoksulluk sınırında yaşıyor. Nüfusun yüzde 2,8’i ise aşırı yoksul olarak niteleniyor. Ancak, Ulusal İstatistik Komitesi Başkan Yardımcısı Canbolot Baycumanov’un açıklamasına göre, ülkede son 10 yıl içinde yoksulluk oranı istikraralı olarak azalıyor. 1999 yılında yüzde 62,6 olan yoksulluk oranı 2009 yılında yüzde 31,7’ye geriledi. Buna karşılık 2010 yılında yeniden artışa geçen yoksulluk oranı yüzde 33,7’ye çıktı. 2013 yılında ise yüzde 37’yi buldu.

ÜLKENİN UMUDU AVRASYA EKONOMİK BİRLİĞİ

Kırgızistan’ın yaşadığı ekonomik krizle mücadelede umut bağladığı gelişme ise Avrasya Ekonomik Birliği üyeliği. Kırgızistan’ın Avrasya Ekonomik Birliği’ne üyeliği 8 Mayıs’taki Moskova zirvesinde karara bağlandı. Kırgızistan’ın üyeliğinin fiilen başlaması için, üye ülkelerin hükümet ve parlamentolarını onayı bekleniyor.

Parlamentoların Temmuz ayında tatile çıkmadan önce, Kırgızistan’ın üyelik kararını da onaylamaları umulurken, Kırgızistan parlamentosu, karardan 10 gün sonra 18 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Atambayev ise 21 mayısta birliğe girişe onay verdi. Kırgız yetkililer, onay sürecinin sonbahara kadar sürebileceğini tahmin ederken, birliğe üye ülkelerden ermenistan hükümeti anlaşmayı şimdiden onayladı. Rusya duması ise tatilden önce sürecin tamamlanacağını bildirdi.

Başbakan Sariyev ise 29 Mayıs’ta Astana’da gerçekleşen BDT Ülkeleri Başbakanlar Zirvesi sonrası yaptığı açıklamada, Avrasya Ekonomik Birliği’ne üye ülkelerinin, anlaşmayı, Haziran ayı içinde onaylayacaklarını söyledi. Bu arada 8 Mayıs’taki kararla, örgüte tam üye olarak Kazakistan’la olan sınırların açılmasını bekleyen işadamları da planlarını sonbahara ertelemek zorunda kaldı.

Kırgız işadamlarını endişelendiren tek gelişme bu değil. Rusya’ya yönelik yaptırımlar da birlik içerisindeki ticareti olumsuz etkiliyor. Avrasya Ekonomik Birliği istitastik departmanının, verilerine göre, örgüte üye ülkeler arasındaki Ocak-Şubat ayları içindeki ticaret hacmi 5.9 milyar dolar oldu. Bu miktar, 2014 yılı aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 30’luk bir gerileme olduğunu gösteriyor. Gümrük birliği ülkelerinin dış ticaretinde Kırgızistan’ın payı ise yüzde 39,6 düzeyinde.

Kırgızistan, Avrasya Ekonomik Birliği’ne girerek malların, hizmetlerin, sermaye ve işgücünün serbest dolanımının garantili olduğu 180 milyondan fazla nüfuslu bir pazara sahip olacak. Kırgız ekonomisinin, Avrasya Ekonomik Birliği üyesi ülkelerle arasındaki ticaret dönüşümü artacak. Bir birlik olarak bölgesel entegrasyona başlayan, Rusya, Kazakistan ve Beyaz Rusya, aradan geçen 3-4 yıl içinde, aralarındaki ticari dönüşümü yaklaşık 2 kat artırmış oldular. Bu da Kırgızistan’ın üyeliğinin neler getireceği kopnusunda önemli bir veri.

RUSYA İLE İLİŞKİLERİ HEP İYİ OLDU

Avrasya Ekonomik Birliğinin lokomotif ülkesi olan Rusya ile ilişkiler Kırgızistan için hayati öneme sahip. Kırgızistan ile Rusya arasındaki ilişkiler yaklaşık 200 yıllık bir geçmişe dayanıyor. Çarlık Rusya’sı döneminde başlayan ikili ilişkiler, Sovyet döneminde de sürdü. Yaklaşık 200 yıl öncesine dayanan Kırgız-Rus ilişkileri Sovyet döneminin ardından da yapılan anlaşmalarla sürüyor.

Kırgızistan’ın Sovyetlerden bağımsızlığını ilan etmesinin ardından, 20 Mart 1992’de Rusya federasyonu ile ikili ilişkiler yeniden başladı. Kırgızistan ile Rusya arasındaki ilişkiler hukuksal olarak, 167 devletler-hükümetler arası, 122 de kurumlararası anlaşmalara dayanıyor. Kırgızistan ve Rusya arasındaki ilişkiler ayrıca, Bağımsız Devletler Topluluğu, Şangay İşbirliği Örgütü ve Avrasya ekonomik birliği kapsamında da sürüyor.

Bağımsızlık sonrası, Rusya Federasyonu ve Kırgızistan Cumhuriyeti arasında, karşılıklı olarak, devlet başkanları ve üst yöneticiler birçok ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyaretler sırasında, 10 Haziran 1992’de, iki ülke arasındaki ilişkinin temeli sayılan, dostluk anlaşması, 27 Temmuz 2000’de de sonsuz dostluk, mütteffik ve partnerlik anlaşmaları imzalandı. Vladimir Putin’in Kırgızistan’a ilk resmi ziyareti ise 5 Aralık 2002’de gerçekleşti. Bu ziyarette de Bişkek deklarasyonu, Kırgızistan ve Rusya arasında güvenlik işbirliği, iki ülke arasında, dışişleri bakanlıklarının çalışmalarının koordinasyonu ve işbirliği anlaşmaları imzalandı.

9 Ekim 2008’de Rusya’nın o zamanki Cumhurbaşkanı Dimitriy Medvedev’in ilk Bişkek resmi ziyareti yapıldı ve iki ülke hükümetleri arasında enerji sektöründe işbirliği anlaşması imzalandı. Rusya federasyonu, Nisan 2010 olaylarında ilk yardım gönderen ülkeler arasında yer aldı. İki ülke devlet başkanları ve üst yöneticiler birçok kez karşılıklı ziyarette bulunuyor.

Bu ziyaretlerden biri de 19-20 Eylül 2012 tarihindeki Putin’in Kırgızistan resmi ziyareti oldu. Ziyaret sırasında imzalanan birçok stratejik anlaşma arasında, Kambarata-1 ve Narın Nehri yüksek şelalelerindeki 4 küçük hes yapımı anlaşması, Kırgızistan’daki Rus askeri merkezlerinin bir üste birleştirilmesi ve en önemlisi, Rusya’nın Kırgızistan’ın 489 milyon dolar borcunu silmesi anlaşmaları öne çıktı.

30 Mayıs 2014 tarihinde ise Kırgızistan’ın Gümrük Birliği’ne girişteki sıkıntılarını azaltmak amacıyla, 500 milyon dolar sermayeli, Kırgız-Rus Kalkınma Fonu oluşturma anlaşması yapıldı. Rusya’dan kalkınma fonuna aktarılacak sermayenin ilk iki dilimi olan 200 milyon dolar günümüze kadar Kırgızistan’a aktarıldı. 100 milyon dolarlık üçüncü dilimin ise bu ayın sonuna kadar gelmesi bekleniyor.

8 Mayıs 2015’te de Kırgızistan’ın Avrasya Ekonomik Birliği’ne girmesi, üye ülke devlet başkanları tarafından kararlaştırılırken, Kırgızistan ve Rusya arasındaki bağa bir yenisi eklenmiş oldu. Kırgızistan ile Rusya arsında ekonomik ilişkiler de oldukça yoğun. Rusya, Kırgızistan’ın yabancı ülkeler ile yaptığı ticaret hacminde yüzde 30 ile ilk sırayı alıyor. Kırgızistan ile Rusya arasındaki dış ticaret hacmi, 2014 yılı sonu itibariyle 7.4 milyar dolar oldu ve 2013 yılına göre yüzde 4.8 azaldı.

Kırgızistan ile Rusya arasında kültürel-insani işbirliği de gelişme gösteriyor. İki ülke arasında, eğitim alanındaki işbirliğinin önde gelen örneğini, 1993’te Kırgızistan’da kurulan Kırgız-Rus Slavyan Üniversitesi oluşturuyor. Kırgızistan’da ayrıca, 7 Rus üniversitesinin şubeleri bulunuyor. Kırgız-Rus ilişkileri savunma alanında da gelişerek sürüyor. 2012’de yapılan anlaşmalara göre, Rusya’nın üstlendiği 1,1 milyar dolarlık askeri yardım geçen yıldan başlayarak, parça parça teslim ediliyor. Ortak Savunma İşbirliği Örgütü üyesi olan iki ülke, bölgesel ve ulusal güvenlik konusunda da birlikte çalışıyor.

Örgütün Genel Sekreteri Nikolay Bordyuja, geçen hafta sonunda Rusya-24 Tv kanalına verdiği söyleşide, Osiö’nün gerektiği zaman Kırgızistan ve Tacikistan sınırlarını korumaya gücünün yeteceğini belirtti.

KIRGIZİSTAN SU KAYNAĞI ZENGİNİ

Kırgızistan su kaynakları bakımından zengin ülkeler arasında yer alıyor. Ülkede 3 bin 500’den fazla akarsu, kesintisiz su akışı sağlayan 8 bin 208 dağ buzulu ve irili ufaklı 1923 göl bulunuyor. Kırgızistan bunca su varlığına karşın, geçtiğimiz yıl başlayan kurak dönem nedeniyle sulama ve elektrik enerjisi üretiminde sıkıntılar yaşıyor.

Temeli daha Sovyetler Birliği zamanında atılan, Orta Asya sulama ve elektirk enerjisi sistemlerinin başındaki ülke olan Kırgızistan’dan doğan suların yüzde 75’i, komşuları Kazakistan, Özbekistan ve Çin’e akıyor. Ülkede doğan suların ancak yüzde 20 ila 25’ini, döneminde sulama amaçlı kullanabilen Kırgızistan, son zamanlarda suyu, daha çok elektrik enerjisi üretmek için kullanmaya başladı.

Her geçen gün nüfus artışı ve ekonomideki gelişmelere paralel olarak, elektrik enerjisine olan talebin artması, geçtiğimiz yıl, az sulu dönemin de etkisiyle ülkeyi ilk defa komşularından da elektirk enerji satın almaya itti. Kırgızistan, geçen yıl, Tacikistan’dan 211 milyon kilovat saat elektrik enerjisini 2.5 sentten, Kazakistan’dan ise daha sonbaharda kış için 400 milyon kilovat saat elektriği yaklaşık 9 sentten, yazın serbest su akımı karşılığı aldı.

Kurak dönemin ikinci yılı sürerken, Kırgızistan hükümeti, kış için hazırlıklara şimdiden başladı. Toktogul Hidro Elektrik Santralinde 11 haziran 2015 tarihinde ancak 8.7 milyar metre küp su kalması nedeniyle, kış mevsimine kadar su toplanması için, yeniden Tacikistan’a başvuruldu. Başbakan Sariyev’in, 8-9 Haziran 2015 tarihinde Tacikistan’a yaptığı ziyaret sırasında 500 milyon kilovat saat elektrik için 2,5 sent’ten anlaşma sağlandı. Kırgız hükümetinin temel amacı yaşadığı sorunların da merkezinde olan su ve enerji bağının tüm dünyaya anlatılması.

Duşanbe’de gerçekleşen yüksek düzeyli su konferansında Kırgızistan adına konuşma yapan Başbakan Temir Sariyev, “Su ve elektrik enerjisinin, birbirinden ayrılmaz parçalar’ olarak anlaşılması gerektiğini” söyledi. “Su Kırgızistan’ın özel kaynağıdır ve onu bölüşmede herkes uluslararası kurallara uymalı” diyen Sariyev, dünya toplumunun suyu artık ticari bir ürün mal olarak görmesi gerektiğini vurguladı.

KUMTÖR’DE SORUNLAR ÇÖZÜLEMİYOR

Kırgızistan genel gelirlerinin yaklaşık yüzde 30’unu sağlayan Kumtör altın madeninde sorunlar henüz çözümlenebilmiş değil. Başbakanların istifasına kadar varan tartışmaların temelinde madenin yabancı bir ortak tarafından işletilmesine yönelik tepkiler. Kumtör altın madeni Kırgızistan ekonomisinde çok önemli bir yer tutuyor. Madenden elde edilen gelir Kırgızistan ekonomisinin yaklaşık yüzde 30’u büyüklüğünde.

Maden, 1997 yılından bu yana işletiliyor. Madenin işletilmesi ve alınan pay etrafında yaşanan tartışmalar, hükümet değişikliklerine varan sonuçlar doğurdu. Ancak, bu tartışmalar henüz son bulmuş değil. 23 Nisan 2015’te Başbakan Coomart Otorbayev’in istifasıyla, 2010 sonrası dönemde iki başbakanı koltuğundan eden madenle ilgili son tartışma konusunu ise 2015 çalışma planını aksatan yeni su kanunu oluşturuyor.

Parlamento, 2014 yılı Şubat ayında, Kumtör madeninin işletilmesi için yüzde 50 yüzde 50 ortaklıkla yeni bir şirket kurulması kararını onayladı. Ancak şirketin yarısının yabancı bir firmaya verilecek olması ülkede gerilimi artıırdı. Süreç hükümetin istifasına kadar gitti. Dönemin Başbakanı Coomart Otorbayev, kendi hükümetine verilen sürenin sonuna gelindiğinde, rapor sunmak üzere parlamento toplantısına geldiğinde, yüzde 50 ortaklıkla şirket kurulmasına karşı olduğunu belirtti.

Başbakan’ın bu tavrına karşılık, Kanadalı Centerra Gold İnc şirketinin Genel Müdürü Yan Atkinson’un görevden alınması önerildi. Ancak, parlamentonun, Kumtör konusunun bu biçimde çözülmesini onaylamaması üzerine Otorbayev, 23 Nisan 2014 tarihinde istifa etti.

Coomart Otorbayev’in bu adımına karşı olarak, Kırgızaltın Genel Müdürü Tokon Mamıtov ve bir ay sonra da yardımcısı Kılıçbek Şakirov’un görevden ayrılması ile centerra gold tarafı ile görüşmeler tümüyle durdu. Buna karşılık, 6 Mayıs’ta yeni hükümet kuran Ak Şumkar Partisi Lideri ve Ekonomi Eski Bakanı Temir Sariyev’e getirilen koşullardan biri de parlamento seçimine kadar Kumtör sorununu çözmesi oldu. Bu süre içinde, su kanununda hükümet tarafından önerilen değişiklikler, Kumtör’ü de etkileyecek. Geçen yıl bir grup milletvekili buzullarla ilgili, su yasası tasarısı ortaya koydu.

Amaç dağ madenlerinde açıkta yapılan üretimle buzulların bozulması ve erimesini sınırlamaktı. Dağ madeni sektörüne çok büyük zarar vereceği gerekçesiyle eleştirilen yasa tasarısı, Cumhurbaşkanı Atambayev tarafından da yeniden görüşülmesi için geri çevrilmişti. Su yasası ile ilgili değişiklikler yapan hükümet ise bu kez ülkedeki buzulların çevresinde maden üretme izni verme yetkisini kendi eline almak istiyor.

Ancak yasa tasarısı çeşitli yönlerden eleştirilirken, parlamento tasarıyı görüşmeyi erteledi. Bu yasanın onaylanıp onaylanmaması ise Kumtör madenini işleten Centerra Gold İnc şirketin geleceğini belirleyecek gibi gözüküyor. Öte yandan, su yasasında yapılan değişiklikler nedeniyle, Centerra Gold İnc şirketinin 2015 yılı çalışma planı da halen devlet jeoloji ajansı tarafından onaylanmadı. Centerra Gold İnc şirketi, geçtiğimiz hafta, plan onaylanmazsa, Kumtör madendeki işin duracağını bildirdi. Bu ise Kırgızistan ekonomisine büyük bir darbe olarak değerlendiriliyor.

ÜLKE SONBAHARDA SEÇİME GİDECEK

Kırgızistan, 2010 Nisan devrimi sonası, ikinci büyük demokrasi sınavına hazırlanıyor. Seçimin hangi gün yapılacağı henüz kesinleşmese de merkez seçim komisyonu, 4 ekim, 24 ekim veya 10 kasım tarihleri üzerinde duruyor. Kırgızistan merkez seçim komisyonu, seçimin temiz ve tartışmasız geçmesi için, bu kez, yeni bir teknoloji olan elektronik seçim sandığı kullanmak istiyor.

Bazı yerel meclis seçimlerinde denenen elektronik sandıklar geçer not almalarına karşın, yeterli sayıda edinilebilmesi için finansman bulunmaya çalışılıyor. Bunun için İsviçre ve Japonya belirli miktarda destek vereceklerini belirtti. Bağımsız Kırgızistan’ın tarihinin belki de en önemli seçimi olacak olan sonbahardaki milletvekili seçimleriyle ilgili kesin kuralların belirlenmesi için çalışılırken, ulusal güvenlik komitesi de seçimin temiz ve tartışmasız gerçekleşmesi için çaba gösteriyor.

Bu seçimlerde yeni bir uygulama da geçtiğimiz ağustos ayında başlayan, biometrik veri uygulaması oldu. Son verilere göre, ülkede biometrik verilerini teslim eden seçmen sayısı 2 milyon 532 bini geçti. Dünyanın çeşitli ülkelerinde bulunan kırgızistan konsolosluklarında da biyometrik veri toplama işlemi de sürüyor. Ancak, yurtdışında biyometrik veri toplama konusunda bir yavaşlık olduğu belirtiliyor. Sonbahardaki seçimde hayata geçecek bir uygulama da seçilme barajının yükseltilmesi oldu.

Kırgız parlamentosu, 4 Haziran 2015’te seçim barajının yüzde 7’den yüzde 9’a çıkarılmasını onayladı. Buna karşılık, bölgesel baraj ise yüzde 0,7’den yüzde 0.5’e düşürüldü. Parlamento’da 9 Nisan 2015’te onaylanan cumhurbaşkanı ve parlamento seçimleri hakkındaki yasayla da seçmenlerin oy kullanabilmeleri için gerekli belgeler, resmi kimlik kartı ya da pasaport olarak belirlendi. Ayrıca biometrik verilerini teslim etmeyenler de seçimde oy kullanamayacak.

Seçimde kullanılacak elektronik sandıklar, oyları kendiliğinden saysalar da elle sayım da yapılacak. Yine yasayla getirilen değişikliklerden biri de siyasi partilerin seçime katılabilmesi için verdikleri garanti harcının, 500 bin somdan 5 milyon soma çıkarılması oldu. Diğer taraftan siyasal partiler de seçimdeki şanslarını artırmak için çoktan hazırlanmaya başladı. Seçime daha güçlü girmek amacındaki bazı partiler birleşme kararı aldı.

Birleşmeler, 20 Ekim 2014’te muhalefetteki Respublika ve Ata Curt partileri ile başladı. Respublika-Ata Curt adıyla yola devam eden yeni partinin eşbaşkanları ise Ömürbek Babanov ve Kamçıbek Taşiyev. İşadamı ve Dordoy pazarının sahibi olarak tanınan Askar Salımbekov’un geçen yıl kurduğu Emgek Partisi ile Kırgızistan’ın eski partilerinden biri olan adahan Madumarov’un bütün Kırgızistan Partisi de 22 Mayıs’ta birleştiklerini ilan ettiler.

Bu arada Oş kenti eski belediye başkanı Melis Mırzakmatov’un Uluttar Birimdiği Partisi ile birleşen Önügüü Partisi geçen Nisan ayında ortaklıktan ayrıldığını duyurdu. Eski başsavcı Aida Salyanova’nın oluşturduğu “Güçlü Kırgızistan Partisi”nin Ata Meken partisi ile birleşmesi de halk arasında konuşulan konulardan.

Partiler başkent Bişkek’ten başlayarak bölgelerde çeşitli reklam afişleri asmaya ve propaganda çalışması yapmaya da başladı. Seçimlere yaklaşık beş ay kala önemli bir gelişme de başbakan Temir Sarıyev’in kendi partisi Akşumkar’ı seçime sokmama kararı oldu. Sarıyev’in bu kararıyla seçim sonrası da koltuğunu korumayı amaçladığı değerlendirmeleri yapılıyor.

SAVAŞIN YAYILMA EYİLİMİ KORKUTUYOR

Afganistan ve Suriye’de yaşananlar, Kırgızistan’da da endişe yaratıyor. Dini söylemi öne çıkaran aşırı gruplarla 1990’larda tanışan ülkede 1999 yılında Özbekistan İslam Hareketi Örgütü üyeleri ile yaşanan çatışma sorunun dış kaynaklı olduğu kadar içsel niteliği bulunduğunu da gösterdi.

Tüm Orta Asya bölgesinde faaliyet gösteren terör örgütlerinin yanı sıra Suriye gibi ülkelere giderek savaşan ve eğitim gören Kırgızistan vatandaşları da ayrı bir endişe kaynağı. Kırgızistan İçişleri Bakanlığı’nın Mayıs ayı ortasında duyurduğu verilerine göre, ülkede bin 333’ü Hizbu’t Tahrir örgütü üyesi olmak 1819 terör örgütü üyesi kaydedilmiş durumda.

Bu yasadışı örgütlerin üyelerinin yüzde 7,4’ünü ise kadınlar oluşturuyor. Kadın örgüt üyelerinin işlediği suçlar ise yüzde 23 oranında. Ulusal Güvenlik Komitesi verilerine göre, Haziran ayı başı itibarıyla Suriye’ye giden Kırgız vatandaşlarının sayısı, 49’u kadın olmak üzere 350’yi aştı. Bunlardan 31’inin hayatını kaybettiğini bildiren Ulusal Güvenlik Komitesi, ülkede yılbaşından beri Suriye’de savaş eğitiminden geçmiş yaklaşık 50 kişinin yakalandığını, bunlardan 33’ünün cezaevinde bulunduğunu bildirdi.

Ulusal Güvenlik Komitesi, yabancı ülkelerde savaşa katılanlar veya oralarda eğitim gören vatandaşlara uygulanan cezanın 2 kat artırılması için öneri sundu. Ülkede 2 yıl öncesinde başlayan yabancı ülkelerdeki savaşa katılmalar nedeniyle, Bişkek Okraybr ilçe mahkemesi, 25 Mart’ta IŞİD’i Kırgızistan’da faaliyeti yasaklanan örgütler listesine ekledi.

Kırgızistan, ayrıca Afganistan üzerinden gelecek tehditlere karşı da önlemleri artırdı. Dış tehditlere karşı ortak savunma işbirliği örgütü ve ŞİÖ ile sıkı işbirliği içinde olan Kırgızistan, güney sınırlarını da sağlamlaştırmaya çalışıyor. Ortak Savunma İşbirliği Örgütü Genel Sekreteri Nikolay Bordyuja 10 Haziran 2015 tarihinde ‘Rusya 24’ kanalına verdiği söyleşide, ‘Bizim Tacikistan ve Kırgızistan’ın dış güçlerden korunması için yardım etmekten başka çaremiz yok ve her zaman yardıma hazırız’ diyerek Orta Asya’daki güvenlik sorunlarının dışında kalınmadığını ifade etti.

SİLAHLI KUVVETLERDE YAPISAL DEĞİŞİKLİK

Kırgızistan geçen yıl, silahlı kuvvetlerde yeni bir yapısal değişikliğe gitti. Ülke tarihinde ilk kez bir genelkurmay başkanı belirlendi. Bu sistemin uygulanmasında örnek alınan ülke ise Türkiye oldu. Kırgızistan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Alimkocoyev, neden böyle bir değişikliğe gerek duyulduğunu, o günden bu yana nelerin değiştiğini şu ifadelerle anlattı:

“Kırgızistan’ın Genelkurmay Başkanlığı Güvenlik Konseyi’nin kararı ile kuruldu. Çünkü, bizde her bakanlığın kendi mevcudu ve olanakları az. Onların çalışmalarına odaklamak ve ortak hareket etmelerini sağlamak için, Genelkurmay Başkanlığı oluşturuldu. Genelkurmay Başkanlığı, ülkedeki ordu yönetimin merkezi olarak biliniyor. Olağanüstü veya güçlendirilmiş askeri rejim durumunda ise tüm ülke güvenliğini korumak için, var olan tüm güvenlik kurumlarının operatif yönetimi baş kurumu olarak da biliniyor. İşte tam bu amaçla geçen yıl, genelkurmay başkanlığı oluşturulmuştur.”

Kaynak: Kuzey Haber Ajansı

Alakalı yazılar

Yorum yazın